İSTANBUL (AA) - Türk Yapısal Çelik Derneği (TUCSA) Yönetim Kurulu Başkanı Yener Güreş, Kahramanmaraş merkezli depremlerde hiçbir çelik yapının göçmediğini belirterek, "Ülkemizin en büyük sorunu depremler. Artık ülke olarak depremlerle yaşamaya alışmak zorundayız. Bunun için de deprem dirençli yapılaşmaya geçmeli ve bu paralelde çelik yapıların gücünü kullanmalıyız." dedi.
TUCSA tarafından bu yıl 25. kez düzenlenen ve Türkiye'nin en önemli sorunu olan deprem tehdidine dikkati çekerek farkındalık oluşturmak amacıyla "Depremle Yaşamak için Çelik Yapı" sloganıyla gerçekleştirilen Yapısal Çelik Günü başladı.
Çelik yapıda sivil toplum seferberliğini başlatmayı amaçlayan ve yapısal çelik sektörünün tüm paydaşlarını bir araya getiren etkinliğin açılışında konuşan Güreş, zirvede "deprem dirençli yapılar" ile "inşaata yapay zeka" konularını ele alacaklarını söyledi.
Yapısal Çelik Günü'nü, değişimi başlatmak, çözümlere odaklanmak ve bu çözümleri uygulamak amacıyla düzenlediklerini dile getiren Güreş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülke olarak deprem dirençli yapılaşma ve belki de önümüzdeki 10 yıl içinde bizlerin yerine geçecek robotları gündeme taşıyacak inşaatta yapay zeka konuları bizler için büyük önem taşıyor. Gelişen teknolojiyi anlayıp yakalayanların dünya pazarında rekabetçiliğini muhafaza edebileceğini, diğerlerinin ise teknolojiyi yakalayanlara hizmet etmeye devam edeceğini düşünüyoruz. 2023 Meclis Deprem Araştırma Komisyonu'nun raporuna göre, Kahramanmaraş merkezli depremlerin Türkiye'de toplam maliyeti 148,8 milyar dolar olmuştur. Depremin etkilediği 11 ildeki konutların yüzde 95,4'ü betonarme, binde 4'ü ise çelik taşıyıcı sistemle yapılmış. Depremde 262 bin 475 betonarme, beton prekast prefabrik ve yığma yapı göçtü veya sonradan yıkıldı, buna karşın hiçbir çelik yapı göçmedi."
- "Çelik yapı oranını en az yüzde 30'a çıkarmalıyız"
Yener Güreş, Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle resmi rakamlara göre 50 binin üzerinde insanın enkaz altında kalarak hayatlarını kaybettiğini anımsatarak, "Bu ağır bilançonun nedeni, 'Japonya ve ABD gibi gelişmiş deprem ülkelerinde neden bu kadar çok çelik yapı yapılıyor?' sorusunun yeterince hesaba katılmaması veya değerlendirilmemesi olabilir." diye konuştu.
Depremlerde can kaybı yaşamamak ve milyarlarca dolar zarar görmemek için tek çözümün dirençli yapılar oluşturmak gerektiğini vurgulayan Güreş, "Konutlarda yüzde 4, toplamda ise yüzde 2,5 olan çelik yapı oranının deprem ülkesi olmayan Almanya ve Fransa'daki gibi en az yüzde 30'a çıkartılması gerekiyor." değerlendirmesini paylaştı.
Güreş, Türkiye'nin en büyük sorununun depremler olduğunun altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Artık ülke olarak depremlerle yaşamaya alışmak zorundayız. Bunun için de deprem dirençli yapılaşmaya geçmeli ve bu paralelde çelik yapıların gücünü kullanmalıyız. Ülkemizin geleceği için en öncelikli adım müteahhitler ve yapısal çelik üreticilerinin ortak bir strateji geliştirmeleridir. Gelişmiş ve deprem coğrafyasında olan ülkelerin tercih ettiği 'off-site construction' metodunun ülkemizin deprem sorununa çözüm olacağını her fırsatta belirtiyoruz. TUCSA olarak, çözüm arayışında kurum ve kuruluşlar arasındaki işbirliğinin şart olduğuna inanıyoruz."
Güreş, işbirliğinin önemine işaret ederek, bu kapsamda tüm sektörel STK'lar ile işbirliği yapmak için çalışmalara başladıklarını bildirdi.
- "Hafif çelik yapılar için düzenleme düşünüyoruz"
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Mesleki Hizmetler Genel Müdür Yardımcısı Atila Erenler de konut sektörüne ve çelik yapılara ilişkin bugüne kadar yapılan düzenlemelerden bahsederek, "Hafif çelik yapılar için de şu anda bir hazırlığımız var. Seneye programa alabilirsek bununla ilgili bir düzenleme düşünüyoruz." dedi.
Bakanlık tarafından hayata geçirilen imar yönetmeliklere ve düzenlemelere ilişkin detaylar veren Erenler, "Şimdi AFAD'ın da betonarme binalarda perdeli yapının yapılmasını zorunlu kılan ve buna yönelik bazı maddeler içeren yeni bir tebliğ hazırlığı var. Taslak halinde, henüz yayınlanmadı ancak muhtemelen yayınlanacak." şeklinde konuştu.
Yangın, gürültü, su yalıtımı, enerji, sığınak, otopark ve yıkım gibi alanlarda hayata geçirdikleri yönetmelikleri anlatan Erenler, "Bunları entegre etmeye çalışıyoruz. Planlanan imar yönetmeliğinden bahsetmiştim özelikle imar rejimini ilgilendiren. Bununla ilgili de son bir değişiklik çalışıyoruz. Bu yakın zamanda yayınlanabilir. Parklarda engelliler için alanlar ayrılması ve yağmur suyu ile gri suyu hasadına ilişkin bazı koşulları yine buraya koyuyoruz." açıklamasında bulundu.
- "Yapısal çelik üretim kapasitemiz 6,5 milyon ton"
Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan ise şu anda 49 yapısal çelik üreticisi bulunduğunu belirterek, toplam üretim kapasitesinin 6,5 milyon tona ulaştığını söyledi.
Üretimin 2 milyon 351 bin tonunun iç piyasada tüketildiğini, 2 milyon 917 bin tonunun ise ihraç edildiğini dile getiren Yayan, "İhracatı bir yerde adeta stok olarak görebiliriz. Sıkıntılı dönemlerde ihracatı durdurup üretim iç piyasaya yönlendirebiliyoruz. Bunu Kahramanmaraş merkezli depremlerde yaşadık." şeklinde konuştu.
Yayan, Türkiye'nin toplam çelik üretme kapasitesinin 59 milyon ton olduğunu kaydederek, ihtiyaç halinde bu üretimin kısa zamanda yapısal çelik üretimine çevrilebileceğini anlattı.
Türkiye'deki yapı stokunun istenilen sağlıkta olmadığına dikkati çeken Yayan, depremlere karşı her zaman hazır olmak için çeliğin önemine işaret etti.
- "Yapısal çelik sektörü yılda en az 300 bin konut üretebilecek altyapıya sahip"
Açılış konuşmalarının ardından düzenlenen "Depremle Yaşamak İçin Yapısal Çelik Gücünü Kullanmalıyız " başlıklı panelde konuşan TUCSA Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Melih Şimşek de özellikle yapı teknolojileri odağında gelişmiş ülkelerdeki yapım metotları çok ileri giderken Türkiye'nin henüz istenilen seviyede olmadığını dile getirdi.
Deprem dirençli yapılara en rasyonel çözümleri sunabilen yöntemleri hızla hayata geçirmeleri gerektiğini vurgulayan Şimşek, şu ifadeleri kullandı:
"Yapısal çelik sektörü yılda en az 300 bin konut üretebilecek altyapıya sahip. Senede 300 bin deprem dirençli modüler çelik konut üretebilmek için ise yaklaşık 3 milyon ton çelik yassı ürün, çelik profil ve haddelenmiş profile ihtiyaç var. Ülkemizin tüm bu ihtiyacı karşılayacak çelik malzeme üretimine sahip olduğunun altını çizmek isterim. Ayrıca, bu miktarda bir üretim gerçekleştirmek için yaklaşık 72 bin mavi yaka insan kaynağına ihtiyacımız bulunmakta, bu da büyük miktarda bir istihdam yaratmak anlamına geliyor. Çelik yapıların gelişip yaygınlaşması için kamuya da büyük iş düşüyor. Kamu, çelik yapıların gelişimi ve kullanımı teşvik ederek bu konuya destek olabilir."
- Çok sayıda panel ve konuşma düzenlenecek
Etkinlik kapsamında gün içerisinde İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, "Deprem ile Yaşamak" başlıklı özel oturumda konuşacak.
Bunun yanı sıra gün boyunca "Deprem Dirençli Kentler İçin Yapısal Çelik Kapasitemiz Hazır", "Yapısal Çelik Kullanımında Dünya Nereye Gidiyor? Biz Neredeyiz?, "Yapay Zekâ İle Yapısal Çeliğin Yükselişi", "Avrupa'da Çelik Yapılardaki Yenilikler: Çelik Yapılar İçin Dayanıklı Cıvatalı Bağlantılar" başlıklı oturum ve konuşmalar gerçekleştirilecek.
Etkinlik kapsamında TUCSA Onur Ödülü Töreni de düzenlenecek.