Kültür-Sanat

"Yamatolia", güneşin ve medeniyetin doğduğu toprakları Cumhuriyet coşkusunda buluşturdu

- Güneşin doğduğu topraklar anlamana gelen Japonya'nın eski adı "Yamato" ile medeniyetin doğduğu Anadolu'yu temsilen "Anatolia" kelimelerinin birleşmesiyle oluşturulan "Yamatolia" müzik grubu, kimono ve Hitit dönemine ait kıyafetlerle çıktıkları sahnede, 7 yıldır iki ayrı kültürü buluşturuyor - Japon koto sanatçısı Suetomi Atsuko: - "Daha çok ruhsal yanımız var ve ben kotoyu ruhsal olarak dostluğumuzu hissedip çalıyorum"

Abone Ol

ANKARA (AA) - BUĞRAHAN AYHAN - Türk müziğini, Japon ezgileri ile yorumlayan Yamatolia grubu, 7 yıldır sahnede Türk ve Japon ezgilerini, iki kültüre has kıyafetlerle çıktıkları sahnelerde sanatseverlerle buluşturuyor.

Japonya'ya özgü telli çalgı "koto"nun Türkiye'deki temsilcilerinden Suetomi Atsuko, arp sanatçısı Çağatay Akyol, kaval, sipsi ve ney sanatçısı Ferhat Erdem ile perküsyon sanatçısı Cemal Özkızıltaş'tan oluşan "Yamatolia" grubu, Türk Japon Vakfı Kültür Merkezi'nde konser verdi.

Japonların geleneksel kıyafeti "kimono" giyen Atsuko ile Hitit dönemine ait kıyafetler giyen diğer grup üyeleri, yaklaşık bir saat süren konserde Türk ve Japon kültürüne has müzikleri, her iki kültüre ait enstrümanlarla harmanlayarak izleyenlerle buluşturdu.

Yamatolia, Türkiye'den "Gesi Bağları", "Gündüz Gece", Karadeniz müziklerinden portföyler, Yunus Emre ve Pir Sultan Abdal'dan ilahiler ile Japonya'dan "Sakura" ve "Ay Damlası"nı seslendirdi.

Konserin sonunda sanatçı Ferhat Erdem "İzmir Marşı"nı Japonca ve Türkçe söyledi. Ellerinde Türk bayrakları bulunan müzikseverler, grubu uzun süre alkışladı.

- Güneşin ve medeniyetin doğduğu toprakların buluşması

Türk Japon Vakfı Kültür Merkezi'nde düzenlenen konserde, grup üyeleri AA muhabirine, 7 yıl önce kurdukları "Yamatolia" grubu ve çalışmalarına ilişkin bilgi verdi.

Grup isminin, "güneşin doğduğu topraklar" olarak tanımlanan Japonya'nın eski adı "Yamato" ile medeniyetin doğduğu topraklar olarak görülen Anadolu'yu ifade eden "Anatolia" kelimesinin birleşmesiyle oluşturulduğunu belirten ney sanatçısı Ferhat Erdem, grubun felsefesini de bunun üzerine kurduklarını belirtti.

Erdem, etkinliklerde Türk ve Japon müziklerinden oluşan repertuvarları sunduklarını aktararak, "Atsuko'nun çaldığı kotonun Türk ezgilerine, binlerce yıldır Anadolu'da bulunan kavalın ise Japon ezgilere ruh verdiğini görüyoruz. Bu kadar uyumlu olacağını biz bile tahmin etmemiştik." dedi.

Konserlerinde giydikleri kıyafetlerin, Japonya ve Anadolu'nun geçmişini temsil ettiğini dile getiren Erdem, kıyafetlerin yaklaşık 3700 yıllık geçmişi olduğunu kaydetti.

- "Ruhsal olarak dostluğumuzu hissedip çalıyorum"

Grup üyelerinden Japon koto sanatçısı Suetomi Atsuko, birbirine çok uzak iki ülkenin zorlu dönemlerde yakın dostluk kurduklarını belirterek "Daha çok ruhsal yanımız var ve ben kotoyu ruhsal olarak dostluğumuzu hissedip çalıyorum." dedi.

Sahneye çıkarken Japon kültürüne özgü kimono giymeyi tercih ettiğini belirten Atsuko, "Aslında Japonya'da kültür ve medeniyet oluştuktan sonra biraz değiştirildi. Son Samuray döneminden beri böyle geleneksel kıyafet olarak kimonoyu giyiyoruz." diye konuştu.

- "İki kardeş ülkenin aynı sahnede buluşmasının sembolüyüz biz"

Arp sanatçısı Çağatay Akyol, Cumhuriyet'in 100. yıl dönümünde aynı kardeş temayı bir çatı altında toplayıp anlamlı bir konser vermeyi planladıklarını ve Anadolu ile Japonya'nın geleneksel müziklerini aynı çatı altında birleştirdiklerini belirtti.

Programı son derece titiz bir çalışmayla oluşturduklarını anlatan Akyol, şöyle devam etti:

"Çünkü seçtiğiniz programda da bu temaları size benimsetecek bir yapı olması gerekiyor. Biz bu anlamda iki gündür Cumhuriyetin 100. yılına yakışır bir şekilde ciddi bir çalışma yapıyoruz. Japon ve Türk yani iki kardeş ülkenin aynı sahnede buluşmasının sembolüyüz biz. Dolayısıyla 'En güzel nasıl ifade edersiniz ülkeler arası dostluğu?' Müzikle. Hem görsel hem de işitsel anlamda Atsuko ile konserler yapıyoruz. Atsuko Hanım'ın enstrümanıyla birlikte iki kültürün birleştirmesi anlamında katkısı çok büyük."

- "Müziğe renk katmaya çalışıyoruz"

Perküsyon sanatçısı Cemal Özkızıltaş da ritmin önemine vurgu yaparak, bütün milletlerin ezgilerinde ortak ifade edilen bir kültür olduğunu belirtti.

İki ülke formları arasında farklılıkların olduğunu aktaran Özkızıltaş, "Biz de işte bu vesileyle bu formları bir araya getirip ortak bir form oluşturup iki tarafı da yansıtabilecek bir ritim unsuru ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Bunu da tabii ki geleneksel çalgılarımızı kullanarak yapıyoruz. Bunları günümüze yansıtarak müziğe renk katmaya çalışıyoruz." diye konuştu.

Konsere ev sahipliği yaptıkları için mutluluk duyduklarını belirten Türk Japon Vakfı Başkanı Prof. Dr. Nejat Bora Sayan ise Cumhuriyet'in 100. yıl dönümü dolayısıyla farklı konserlerle Türk-Japon dostluğunu güçlendirmek istediklerini söyledi.