Genel

Uzmanlar uyarıyor: Akran zorbalığıyla mücadelede iş birliği önemli

Tüm dünyada giderek artan akran zorbalığı, ülkeleri endişelendiriyor. Türkiye, öğrencilerin yüzde 11’inin akran zorbalığına uğramasıyla OECD ülkeleri ortalamasının üzerinde. Uzmanlar, akran zorbalığının nedenlerini, çeşitlerini ve buna yönelik çözüm önerilerini açıkladı.

Abone Ol

Merve Betül Yılmaz

Akran zorbalığı son yıllarda adını sıkça duyuruyor. Yapılan araştırmalar, akran zorbalığının giderek arttığına işaret ediyor. Özellikle Türkiye’de de akran zorbalığı önemli bir sorun halini almış durumda. 2022 yılı Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın (Organisation for Economic Co-operation and Development -OECD) Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (Programme for International Student Assessment-PISA) araştırması verilerine göre, Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 11’i zorbalığa maruz kalıyor. Her 10 öğrenciden birinin akran zorbalığına uğruyor oluşu gelecek nesillerin gelişimi üzerindeki endişeleri de arttırıyor. Aynı veriler incelendiğinde Türkiye’deki bu oranın OECD ülkelerinin ortalamasının üzerinde olduğu görülüyor. 

Akran grubu içerisinde fiziksel, duygusal ya da sosyal biçimde zarar veren, saldırgan davranış biçimi olarak tanımlanan akran zorbalığının nedenlerini, çeşitlerini ve buna yönelik çözüm önerilerini; Çocuk Gelişim Uzmanı ve Pedagojik Danışmanı Duygu Uyar, Uzman Klinik Psikolog Büşra Ceylan ve Dil Konuşma Terapisti İlayda Sinikkaya, 24 Saat Gazetesi’ne değerlendirdi. Konunun uzmanları, akran zorbalığıyla mücadelenin mümkün olduğunun altını çiziyor.

Çocuk Gelişim Uzmanı ve Pedagojik Danışmanı Uyar, bu süreçte çocuklarla vakit geçirmenin önemli olduğuna dikkat çekip “Çocuklarda suç aranmamalı, olayı anlamak ve çözümlemek için dinlenmelidir” uyarısında bulundu. Akran zorbalığında iş birliğini vurgulayan Ceylan, “Zorbalığı önlemede tüm okul çalışanlarına, ailelere, topluma ve medyaya aktif bir görev ve sorumluluk düşmektedir” dedi. Sinikkaya ise ailelerin “Çocuklarını dinlemelerini ve anlayışla karşılamalarını, çocuklarının özgüvenini güçlendirmelerini, çocuklarına zorbalıkla baş etme yöntemleri öğretmelerini” önerdi.

-Genel anlamda akran zorbalığı nedir ve bu durumu önlemek için neler önerebilirsiniz? 

Duygu Uyar: Genel anlamda çocuklarda görülen akran zorbalığını önlemek için konuyu bir yapboz gibi düşünmeliyiz. Parçalarımız; okul, aile ve çocuktur. Çocuğun yaşadığı evde huzur, mutluluk ve saygı varsa duyduğu şeyi değil görüp hissettiğin şeyi yapacağından, zorda kaldığında zorbalık uygulamaz. 

Zorbalık karşısında mağdur olan kişinin karar alma becerisinin desteklenip, duygu ve düşüncelerinin rahatlıkla anlatılması için cesaretlendirmelidir. Çocuklarda suç aranmamalı, olayı anlamak ve çözümlemek için dinlenmelidir. Mağdur kendi baş edemezse ikinci isteyeceğimiz şey ise bir yetişkinden destek talep etmesidir. Çünkü bu destek sayesinde sorunun büyümemesi hedeflenmektedir. Tüm bunlara ek olarak hikâye kitapları, animasyonlar ve psikodramadan yararlanılabilir, çünkü çocukların empati geliştirebilmesi ve duygusal gelişiminin desteklenmesi için psikodrama çok önemlidir.

-Bir dil konuşma terapisti olarak akran zorbalığını kısaca nasıl değerlendirebilirsiniz?

İlayda Sinikkaya: Ailelerin, konuşma bozukluğu yaşayan ve akran zorbalığına maruz kalan çocukları desteklemeleri bu süreçte kritik bir öneme sahiptir. Akran zorbalığına maruz kalan çocukların aileleri için; çocuklarını dinlemelerini ve anlayışla karşılamalarını, çocuklarının özgüvenini güçlendirmelerini, çocuklarına zorbalıkla baş etme yöntemleri öğretmelerini, çocuklarına model olmalarını, çocuğunun okulu ile iletişimde kalmalarını ve gerekirse de çocuklarını konuşma terapisi ile desteklemelerini önerebilirim.

-Akran zorbalığı nedir ve çeşitleri nelerdir? 

Büşra Ceylan: Akran zorbalığı bir ya da birden çok çocuk tarafından daha güçsüz olan çocuğa yönelik amaçlı ve devamlı biçimde gösterilen saldırganlık davranışı olarak tanımlanabilmektedir. Bir davranışın zorbalık olarak tanımlanabilmesi için üç kriterden söz etmekteyiz. Bu kriterler; davranışın kasıtlı zarar verme niyeti ile yapılması, davranışın sürekli biçimde uygulanması ve zorba ile kurban arasında bir güç dengesizliğinin olması şeklindedir. Uygulanan zorbalık davranışı; fiziksel (itme, tekme atma vb.), sözel (isim takma, sataşma vb.) veya ilişkisel (dışlama, kişi hakkında dedikodu çıkarma vb.) gibi farklı türlerde görülebilmektedir. İnternet kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte zorbalık davranışı elektronik ortama da taşınmış ve siber zorbalık olarak adlandırılan bir zorbalık türü de yaygın hale gelmiştir. Fiziksel veya mental olarak güçsüz kişiler, mağdur/kurban olurken; güçlü kişiler ise zorba konumunda bulunmaktadırlar. Akran zorbalığı, doğrudan kişi tarafından veya dolaylı olarak yapılabilmektedir. Her iki çeşidi de zorbalığa uğrayan kişinin ezilmesine, dışlanmasına ve grup içinde sindirilmesine sebep olmaktadır.

-Akran zorbalığının nedenleri nelerdir?

Ceylan: Erken çocukluk döneminde, ilk bakıcının çocuğa yaklaşımında duyarsızlık, içtenlikten yoksunluk ve ilgisizlik, çocuğun ileride zorbalık yapmasına neden olabilir. Aynı zamanda çocuğun ilk bakıcısının aşırı toleranslı olması ve sağlıklı sınırları koyamaması da zorbalığın sebepleri arasında gösterilebilir. Ebeveynlerinin fiziksel cezalandırma, şiddet uygulama, duygusal patlama gibi güce dayalı disiplin teknikleri kullanması, zorbalık uygulayan çocukların ortak özelliklerindendir. Çocuklar evde yaşadıkları huzursuzlukları, maruz kaldıkları ihmal veya istismar durumlarını okulda farklı yollarla yansıtabilmektedirler. Bazıları şiddet uygulayan ebeveynini model alarak akranlarına zarar verebilmekte, bazıları ise şiddet gören ebeveyni gibi içine kapanmakta ve okulda da zorbalığa uğrayabilmektedir. Çocukların zorbalığa katılımlarını engelleyebilmek için aile tutumlarının bilinmesi faydalı olacaktır. Çocuğun fiziksel ve psikolojik faktörleri, okulundan ve çevresinden kaynaklanan durumlar da akran zorbalığı yapmasının nedenleri arasında gösterilir. Bu nedenle sosyal becerilerden yoksun, güçlü duygularla baş etmede sorun yaşayan ve dürtüsel özellikleri olan çocuklar gözlenmeli ve olumsuz davranışları değiştirilerek yeni olumlu beceriler geliştirmeleri sağlanmalıdır. 

"Ebeveynlerin birbirleri ve çocuklarıyla sağlıklı iletişimi, zorba çocukların oluşmasının önüne geçebilir"

-Sizce akran zorbalığı nasıl önlenebilir ve sizin bu anlamda önerileriniz nelerdir?

Ceylan: Öncelikle ebeveyn eğitimi ve öğretmen bilgilendirmesi yapılmalıdır. Akran zorbalığı önlemleri, okul yöneticileri, okul rehberlik servisi, öğretmenler ve ailelerden oluşan çok disiplinli bir ekibin koordineli bir şekilde çalışması ile mümkündür. Zorbalık herhangi bir biçimde ortaya çıktığında uygun tepki vermemek, tekrarlama riskini desteklemek demektir. Zorbalığı önlemede tüm okul çalışanlarına, ailelere, topluma ve medyaya aktif bir görev ve sorumluluk düşmektedir. Okul rehberlik servisi, ebeveynlere yönelik bilgilendirici akran zorbalığı sunumu yapmalıdır. Öğretmenler sınıf içinde akran zorbalığına şahit olduğu zaman görmezlikten gelmemelidir. Akran zorbalığı görmezden gelinir ise artarak devam edebilir.

  • Ebeveynler çocukların rol alarak büyüdükleri ilk kişilerdir. Bu nedenle ebeveynlerin hem birbirleriyle hem de çocuklarıyla sağlıklı bir iletişim sürdürmesi zorba çocukların oluşmasının önüne geçebilir. Ebeveynler, mümkün olduğunca erken başlayarak çocuklarına hem yapılmaması gerekenler (itmek, alay etmek ve başkalarına kötü davranmak), hem de yapılması gerekenler (kibar olmak, empati kurmak ve sıra beklemek) hakkında rehberlik etmelidir. Ayrıca birisi ona ya da bir başkasına kötü davrandığında, ne yapması gerektiği konusunda da rehberlik etmelidir (bir yetişkin bul, zorbalık yapana durmasını söyle, uzaklaş ve zorbalık yapanı görmemezlikten gel).
  • Zorbalığa uğrayan çocuğun toplumdan ve okuldan soyutlanmaması için ebeveyn ile iş birliği içinde hareket edilerek çeşitli faaliyetlere katılımı sağlanmalıdır. Okulda akran zorbalığının önüne geçmek adına komisyonlar kurulabilir. Özellikle okula yeni başlayan yaşça küçük ve fiziksel olarak güçsüz öğrenciler için akran rehberliği uygulamaları başlatılabilir. Öğrencilerin okul ortamı içinde kendilerini güvende hissedebilmeleri için, sorumlu yetişkinler tarafından dinleneceklerini ve zorbalığa karşı tolerans gösterilmeyeceğini bilmeleri gerekir. Öğrencilere problem çözme, sosyal desteklerini arttırma gibi stresle baş etme yöntemleri öğretilmeli, empati duygusunun gelişmesini sağlayan etkinlikler yapılmalıdır. Ancak o zaman zorbalıkla karşılaştıklarında ya da buna tanık olduklarında müdahalede bulunmaları sağlanabilir.