BARIŞ DÖNMEZ/VAN - Hurdacılardan topladığı demirlerle, birbirinden farklı heykeller yapan İranlı heykeltıraş Ali Mutii, mesleğini severek yapıyor. Heykeltıraş Mutii, yaşadıkları ve Van’a nasıl geldiğini şöyle anlatıyor:
“İran’ın Saggız kentinde ikamet ediyordum. 7 yıl önce oradan Van’a yerleştim. Heykel sanatını, 17 yıldır yapıyorum. Bu sanatı ustamdan öğrendim, herhangi bir eğitim almadım. Van’da, 6 yıl önce kendime küçük bu atölyeyi açtım. Burada insan, kartal, geyik, bisiklet, sincap, maske, horoz, arı, balık, at gibi her tür heykeli yapıyorum. Ayrıca, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” gibi özel günler için yaptığım çalışmalar var. Tek geçim kaynağım bu heykeller, hayatımı bu şekilde idame ediyorum. Ama fazla kazanamıyorum. İnsanların ilgisi yok. Malzemeler pahalı olduğu için fazla büyük çalışmalar yapamıyorum. Destek olunursa hem daha fazla çalışma yapar, hem de öğrenci yetiştiririm. Şimdilik tek başıma çalışıyorum. Heykel yapmak bana mutluluklar veriyor.
Sabah erkenden kalkıp hurdacılar pazarına gidiyorum. Araba veya sanayi parçaları olsun bana gerekli olan malzemeleri ayırarak atölyeye getiriyor, muhafaza ediyorum. Sonra, kaynak ve şekil vermeye başlıyorum. Kaynak bittikten sonra da yaptığım çalışmayı vernik ile parlatıyorum. Büyük olan çalışmalar çok zaman alıyor. Bazen haftalarca uğraşıyorum. Küçükleri bazen 3 saatte bitirebiliyorum. Genelde sipariş üzerine çalışma yapıyorum. Küçük çalışmalar 300, büyükler ise 7 bin TL’ye kadar çıkabiliyor.
Çalışmalarımın hepsinin bir ismi ve kendine özgü bir anlamı var. Yaptığım bu kayıkta, ‘Hepimiz aynı gemideyiz. Gemi batarsa hepimiz batarız’ mesajını vermeye çalıştım. Kanatlı adam çalışması ise bazı insanların yenilse bile kanatlarının olduğu ve yükseldiği mesajını veriyorum. Telefona bağlı adam çalışmasıyla, hepimiz telefonlara hapsolduk mesajını verdim.”
Sanat göçü artıyor
Heykeltıraş Mutii, toplum ve sanat ilişkisine ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Ben sanat icra ediyorum ve toplumun yanlış kodlarını anlatmak zorundayım. Sanatçıların, toplumun gerçek sorunlarını dile getirmesi gerekiyor. Bir şeyler değişecek ise bu sanat ile, eğitim ile değişir. İnsanın en büyük silahı kalemidir. Özellikle bölgemizde sanatçıların değeri asla bilinmiyor. Bu nedenle birçok sanatçı, Avrupa ve Amerika’ya kaçmak zorunda kalırken sanat göçü, günden güne artıyor. Sanata değer vermeyen toplumlar her zaman zarar eder. Avrupa, sanatçının değerini biliyor o yüzden bu kadar önde. Keşke gitmeseler, sanatlarını kendi topraklarında icra edebilseler. Ekonomi zorluklardan dolayı artık sanat zor icra ediliyor.”
Destek bekliyor
Sanata ilgisinin küçük yaşlardan beri olduğunu belirten Mutii, Selimbey Mahallesi’nde kendi imkânlarıyla kurduğu küçük bir atölyede heykeltıraşlık sanatını sürdürüyor. Sanatını daha büyük bir atölyede icra etmek isteyen Mutii, artan kira zamlarından dolayı şimdilik bu isteğini ertelemek zorunda kaldığını aktarıp yetkililerden destek beklediğini açıklıyor.