Genel

Urla’dan Anadolu’yu sevgiyle kucaklayan “Evimiz”

Yaklaşık 12 yıl önce, Dr. Meltem Düzbastılar önderliğinde, Cumhuriyetin ilk yapılarından olan muhteşem taş evde başlatılan projeyle, Anadolu’dan Urla’ya göç eden maddi durumu yetersiz ailelerin başarılı çocuklarının hayatı değişiyor.

Abone Ol

Berrin Birer                                                                 

Amerika’daki Türklerin kurduğu Cummings Vakfı’nın Türkiye’deki eğitime ve yaşama katkı sunmak amacıyla başlattığı projeyi sahiplenen zamanın Ege Üniversitesi Kadın Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. S Sekin’in kurduğu Gündoğdu Çağdaş Eğitim Gönüllüleri Derneği’nin Urla ayağı, tüm projelerde örnek oldu.

İş, aş için Anadolu’dan büyükşehirlere göçle gelen ailelerin nasıl zor şartlarda yaşadığına bizzat şahit olan Emekli Mühendis Dr. Meltem Düzbastılar, 2012 yılında, Urla Dostluk Derneği üyelerine, Sekin’in projesi dahilinde ilçede bu ailelere yardım için bir ev açmayı önerdi. Milli Eğitim İlçe Müdürlüğü’nden de çocukları okuyan, maddi durumu yetersiz ailelerin listesini istedi. Müdürlükten verilen 185 aileyi tek tek ziyaret edip amaçlarına uygun olanları belirlemesi iki yılını aldı. İlk etapta ilçeye göçle gelen, derslerinde başarılı çocukları olan, maddi durumu yetersiz 7 aile tespit edildi. Bu ailelere destek olacak eğitimlerin verilebilmesi için bir ev kiralandı. Evde ne bir sınıf ne de kullanabilecekleri masa, sandalye vardı. Doğa bilimci profesör eşi Kazım Düzbastılar, çocukların ders çalışabilmesi için büyük bir masa ve sedirler yaptı. Gönüllüler, çocuklarla birlikte duvarları boyadı. Mütevazı “Evimiz”in temeli böyle atıldı. 

                                    Prof. Dr. Meltem Düzbastılar

İlk yıl bulunabildiği kadar öğretmen ile ders yapan çocuklar, voleyboldan yüzmeye kadar çeşitli spor dallarında verilen kurslara gönderildi. Gezilere, pikniğe, denize götürüldü. Çoğu evlere temizliğe giden anneler, cumartesi günleri “Evimiz”e geliyor ve tüm gezilere dahil ediliyor, sosyalleşmeleri sağlanıyordu.

İlk yılın sonunda bir gönüllü, Cumhuriyetin ilk yapılarından olan muhteşem taş binayı çok düşük bedelle “Evimiz”e kiraladı. Eşlerinden zorla izin alıp eve gelen anneler, Evimiz sorumlusu Dr. Meltem Düzbastılar ve gönüllülerin araya girmesiyle belediyenin açtığı aşçılık, hijyen, pastacılık, sofra adabı kurslarına katıldı. Sosyal ortamda yemek yemeyi öğrendi. Kadınları işyeri sahibi yapmak için hazırlanan, 30 kadının yarıştığı İZKA Projesine katılan 3 Evimiz annesinden ikisi, birinci ve ikinci oldu. Ancak paraları olmadığı için lokanta açamadılar.

Kendi işinin sahibi olan ilk anne, eşi kasapta çalışan Nur Baltacı’ydı. İşe en zoruyla başladı, enginar dikti, tek başına tarla çapaladı, ürün topladı. Bugünlerde hatırı sayılır sayıda müşterisi bulunan, internetten satış yapan bir üretici olan Baltacı, kendi ayakları üzerinde durmaya başladığında Evimiz’den sevinçle uğurlandı.

Kursları tamamlayan, ancak kendi işyerini açamayan annelerin para kazanması için, dışarıya doğum günü partilerinin tüm yiyeceklerini hazırlayıp satmaya, Evimiz’de misafir ağırlamaya başladılar. Bu arada glutensiz beslenme konusunda eğitim alıp, bayağı iddialı hale geldiler.

Kısa süre önce evlere temizliğe gitmekten başka bir iş yapamayan, ancak tüm kursları alıp kendi mutfağını kurmaya hazır olduğu belirlenen üç anne için, Cummings Vakfı’nın sağladığı mutfak ve malzemeleri ile “Evimizden Sofranıza” adında lokanta açıldı. Semra Daşkın, Fahriye Yetişkin, Nakize Altunbey, kendi lokantalarının patronu oldu. Evimiz’in kanatları altından çıktı. Evimiz çocukları, yine parası dernek tarafından ödenmek kaydıyla öğle yemeklerini düşük fiyatla anne elinden yemeye başladı. 

Zorlu pandemi günleri

Pandemi özellikle de evlere temizliğe giden anneleri çaresiz bırakınca, yine Evimiz’in gönüllüleri yardımlarına koştu. Çocuklarına okuldaki derslerine katılabilmeleri için bilgisayar, tablet ayarlanan anneler, kullanmayı çocuklarından öğrendikleri tabletlere ortak oldu. Bu annelere online keçe sabun yapma, dikiş nakış kursu verildi. Annelerin yaptığı, etrafındaki peeling etkisi yaratan keçe içindeki zeytinyağlı sabunlar kolay alıcı buldu. Urla Belediyesi yüklü alımlar yaparak, tüm eşantiyon ve hediye ihtiyaçlarını Evimiz annelerinden karşıladı.  Ayrıca Amerika’da yaşayan bir gönüllü, sabunları Göçmen Kadınlar Topluluğuna satarak annelere büyük destek sağladı.

Çocuğu mezun olan, il dışında üniversite kazananların gidip, yenilerinin gelmesiyle sayıları sürekli 25-30 arasında değişen Evimiz anneleri, kurslardan öğrendikleri sayesinde evlerinde yerel yemekler, pasta, kurabiye yaparak, “Evimizden Sofranıza” sloganı ile internetten satış yaptı, evini ekmeksiz bırakmadı.

Büyük aile

Gündoğdu Çağdaş Toplum Gönüllüleri Urla Evimiz, bugün 26 çocuğa kanat geriyor. Üniversiteden mezun olan 2 çocuk ve bir mezuna kalan öğrenci, kendilerinden küçüklere derslerinde yardımcı oluyor.

Her kuruşu hesaplı harcayan, kendilerine bağışlanan ev eşyasından kıyafetlere, antikalara kadar ne varsa satabilmek için ikinci el pazarına dahi çıkan gönüllüler, birçok dernekten, topluluktan da maddi destek alıyor. “Biz çok büyük bir aileyiz. Hiçbir zaman desteksiz kalmıyoruz” diyen Dr. Düzbastılar, hedeflerinin, çocukların her birine yurtdışına gitme deneyimi yaşatmak olduğunun altını çiziyor. 

                                                 Günsel Ekenel

İlk bakışta Dr. Düzbastılar ve tecrübeli yatılı okul öğretmeni Günsel Ekenel’den oluştuğu düşünülen eğitim kadrosunun ardında, dev bir eğitim ordusu bulunuyor. ODTÜ’den Ege Üniversitesi’ne, Hacettepe’den Ardahan Bilgisayar Mühendisliği’ne, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’nden Celal Bayar Üniversitesi’ne, Gazi Üniversitesi’nden Osmangazi Üniversitesi’ne kadar daha birçok üniversiteden akademisyenler, doktorlar, diş hekimleri, mühendisler, en iyi şekilde yetişmeleri için bu çocuklara ders veriyor. 

Bugün 6’sı üniversiteye devam eden, 10’u lise ve 10’u ortaokul öğrencisi olan çocukların tamamı, hızlı okuma ve zihin kodlama programlarına katıldı. Gençleri, 21. Yüzyıl yetkinliklerine hazırlayan program olan yetGen projesine katılıp sertifikalarını aldı. Üniversitede okuyan iki Evimiz çocuğu, Erasmus Projesi ile Polonya’ ya gitti. Bütün çocuklar, İngilizce ve eğitim koçluğu eğitimine katıldı.

Üniversiteye ve LGS’ye hazırlanan öğrenciler, akademisyenlerin her türlü katkısının yanı sıra dershaneye de gidiyor.

Bu yoğun çalışmanın yanı sıra müzik, dans, tiyatro, resim yapmak isteyen çocuklara hemen işin ehli el uzatıyor. Bir müzik aleti çalmak isteyene o alet temin ediliyor, ayrıca dersi konservatuvardan birisi veriyor. Urla Devlet Senfoni Orkestrası’ndan iki sanatçı, her ay Evimiz’e gelerek bir enstrümanın tanıtımını yapıyor, çocukları müzikle buluşturuyor.

Çocuklara sınavlarında yardımcı olmak için tüm vaktini Evimiz’de geçiren emekli öğretmen Ekenel, “Bu çocuklar, özel koçlar tutan, özel okullar, dershanelerde yetişen çocuklarla aynı sınava giriyorlar. Bunun için onlardan biraz daha disiplinli, hayata daha doğru yönden bakarak yetişirlerse şansları olur. Bizim rahat olma şansımız yok. Daha fazla çalışmamız gerekiyor” diye özetliyor bu sıkı çalışmanın arkasındaki motivasyonu.

Evimizin çocukları, sadece ders konusunda desteklenmiyor. Ergenlik çağının zorluklarını yaşayan veya başka nedenlerle desteğe ihtiyacı olan çocuklara, pedagoglar yardımcı oluyor. Ailesine şiddet uygulayan babaya ulaşılıyor. Lösemi tedavisi gören çocuk, sabaha karşı geçirdiği nöbette kendisini hastaneye taşıyacak, elini tutacak bir gönüllüye ulaşabiliyor. Gönüllüler, kimin aç kaldığını, kimin kocasının evin bütün eşyalarını toplayıp başka kadınla gittiğini, hangi çocuğun gözlüğünün kırıldığını takip ediyor, çözüm buluyor.

Birçok iş gönüllüler tarafından yapılsa da çocukların lüks restoranlarda yemek yemeyi deneyimlemesinden, tiyatroya gitmesine, sağlık problemlerinin giderilmesinden, istediği müzik aletini almasına, kurslarına, pek çok kişinin görmek isteyip de gidemediği Göbeklitepe, Anıtkabir, Çanakkale ziyaretlerine, ilçeye yeni göç etmiş ailenin ev eşyalarının teminine, arada çıkan ihtiyaçlarına yetişebilmek için dev bir bütçe gerekiyor.