Ülkesini soyan diktatör: Ferndinand Marcos

Orhan GÜRDİL Dünya tarihini yakından inceleyecek olursak. Yolsuzluk yapıp cebini değil kasaları dolduran saymakla bitmeyen servetlere sahip olan pek çok devlet yöneticisi,...

Abone Ol
Orhan GÜRDİL Dünya tarihini yakından inceleyecek olursak. Yolsuzluk yapıp cebini değil kasaları dolduran saymakla bitmeyen servetlere sahip olan pek çok devlet yöneticisi, kralı, diktatöre rastlamak mümkündür. İşte bu şekilde ülkesini, karısı İmelda Marcos ile soyup soğana çeviren bir diktatör de Ferdinand Marcos ’tur. 21 yıl Filipinler Devlet Başkanı olarak çeşitli kirli olaylara karışıp pek çok cinayetinde perde arkasında ki düzenleyicisi olan Marcos, dünya tarihine pis en korkunç yolsuzluklara bulaşmış diktatör olarak geçmiştir. Birçok ülke televizyonlarında gösterme girmiş olan KİVAMAKER adlı belgeselde bu ikilinin akıllara durgunluk veren soygunları açıkça ortaya çıkarılmıştır. Dünya siyasileri ise kleptokrat olarak isimlendirdikleri bu diktatör ve ailesinin ülkelerine verdikleri zararlar telafi edilmemiştir. Ferdinand Marcos 11 Eylül 1917 günü dünyaya geldi. Hitler, Stalin Muslini gibi liderlere özendi. Ülke de yeni düzenleme gerek diyerek siyasete atıldı. 1949’da Filipinler Parlamentosu’na dâhil oldu. Hırslı, kararlı bir yapıya sahipti. İktidarı eline geçirmesi uzun sürmedi. Siyasete girdikten 12 yıl sonra 2 Temmuz 1929’Da Başkente yakın bir köyde bir kız ileride onun yolsuzluk arkadaşı, eşi çocuklarının annesi olacaktı. İmelda Remedios Visitacion Romvaldez adlı bu kızdı. Marcos gibi gözü yükseklerde idi. İmelda 18 yaşında Manila güzeli seçildi. Gerçekten çok güzel bir kız olan İmelda’yı görür görmez âşık olan genç politikacı 11 gün sonra bu güzelle nikâh memurunun önüne oturdu. Böylelikle soygun dünyasının iki ünlü ismi hayatlarını birleştirmişlerdi. İmelda lüks ve ihtişamlı yaşamın yanı sıra kocasının politik davranışlarına pek alışamamıştı. Depresyon geçirdi. Özel doktorları İmelda’nın sakin bir hayat sürmesini tavsiye etti. Bu sakin hayatın kocasının kariyerini etkileyeceğini hesap eden güzel kadın yine de kocasının yanında kalmayı tercih etti. Gösterişli bu hayata ayak uydurmayı başarmıştı. Marcos 1965 yılında başkan seçilince gidişat başka bir yöne kaydı. Genç Marcos 1968 yılında Amerika’nın Nashville kentinde yaşayan Dovie Beams ’la tanıştı. Aktrist olan Dovie, eşi İmelda ‘ya sın derece benzeyen bu oyuncu ile olan ilişkisini ne yazık ki eşinden saklayamadı. İmelda ilişkiyi fark edince kocasına büyük baskı yaparak olayı kapattı. O zaman İmelda olayın kapandığını sandığı günlerde oyuncu aktrist Dovie Beams, İmelda ’ya unutamayacağı bir ders vermekte gecikmedi. Kocası ile yaptığı oral teması bir üniversite radyosunda yayımlattı. Kurnaz oyuncu Marcos ile olan ilişkisini yatak odasında yatağın koyduğu bir ses kayıt cihazı ile ilişkiyi banda almıştı. Amerika da yaşayan Marcos’a muhalif öğrenciler olayı büyütmekle gecikmediler. Bu ilişki esasında İmelda’nın işine yaradı. Kocasından baskı ile bir takım imtiyazlar, yetkiler alarak yönetimde söz sahibi olmaya başladı. Artık karı koca yolsuzluklara birlikte girmiş oluyorlardı. İmelda başkent Manila metrosunun sınırsız yetkilisi olmuştu. Bu yetki ülke de huzursuzluğun artmasına sebep oldu. 19722de Marcos ülkeyi demir yumrukla yönetmeye karar vererek OHAL ilan etti. 9 yıl süren bu süreç içinde 34 kişi işkence gördü. 3 bin 240 kişi esrarengiz şekilde öldürüldü. 398 kişini akıbeti belli olmadı. Marcos bu arada ülkenin elektrik idaresini ele geçirdi. Bu şirket başka bir Filipinli ailenin elinde idi. İmelda bu para kasası tesise göz dikmişti. Şirketin sahibinin oğlu uydurma bir tertiple tutuklanıp yargılandı ve idam edildi. Böylelikle 440 milyon dolarlık şirket yarı fiyatına Marcos’ların olmuştu. Şimdi hedefte 500 bin kişinin çalıştığı şeker şirketi bulunuyordu. Geleceklerinden korkan sahipleri sessiz sedasız bu dev kuruluşu da ailenin örtülü envanterine girmesine razı oldu. Gözleri doymayan Marcos ve İmelda sırası ile ülke ekonomisinin yüzde 60’a yakını olan dev şirketler tekstil, sigara, bankacılık ve sigortaları da ellerine geçirmekte vakit kaybetmemişlerdi. Bu yolsuzluklar ülke de büyük huzursuzluklara sebep oluyordu. Ülkenin muhalif liderinin oğlu öldürülünce ülke top yekûn Marcos’lara cephe aldı. Yer yer isyanlar başladı. Marcos, İmelda ile evlenmek için kızın doğum yerine demiryolu ve bir de otel yaptırmıştı. Düğün araçları ve gösteri atları dış ülkelerden getirilmişti. Bu nedenle halk İmelda ’ya karşı kin besliyordu. Bir süre sonra Amerikalı yardakçıları ellerini bu kirli aileden çekmesi üzerine Marcos’ların artık ülkeden kaçmaktan başka çareleri kalmamıştı. 26 Şubat 1986 yılında Manila havaalanından kalkan C-141 Amerika’nın desteği ile ülkeden kaçmakta olan hırsız aile ile birlikte bu uçakta 23 devasa sandık, 413 adet parça mücevher, 67 rafı dolduracak elbise, 800 adetin üstünde sadece İmelda’nın ayakkabıları, 12 valiz, büyün bunların ötesinde Van Gogh, Picasso, Michelangelo, Goya, Monet ve Braques gibi ünlü sanatçılarının paha biçilemez tabloları ve ülkeyi soyma konusunda kendilerine yardımcı olan 80 kişi Amerikan ordusunun sağladığı özel bir nakliye uçağı ile ülkeden kaçtılar. 10 milyar dolarlık bir servetin sahibi olan Ferdinand Marcos 28 Eylül 1989’da öldü. İmelda kocasının ölümüne üzülmedi. Kirli işler uzmanı dul kadın ülkesini mahkemeye vererek yapılan işlerden sorumlu olmadığını ileri sürdü. Miami’den sonra Amerika’ya göçen İmelda New York’un ünlü zenginlerinin oturduğu 66’ıncı cadde de saray yavrusu gibi bir daireye taşındı. Evin eşyaları 18 tekerlekli bir araçla taşımıştı. Eve gelen sanat eserlerinin adedi ise 38 parça idi. Filipinler de bu yozlaşmış aile için acılan sayısız dava Amerika’nın da parmağı olduğu için örtbas edildi. Milyar dolarları zimmetine geçiren İmelda Filipin hükümetine sadece 4 milyar dolar vererek ülkeye girmesine izin verildi. Ölen kocasını soğutmalı bir cam tabuta yerleştiren İmelda 2016 yılında 18 Kasın günü Ferdinand Marcos kendi adını taşıyan kahramanlar mezarlığında toprağa verildi. Kocasının mumyalanmış cesedinin ülkesine dönüp askeri törenle gömülmesi konusunda 1992’de seçilmiş yeni yönetimle yaptığı mücadeleyi kazanmış, kocası askeri törenle toprağa verilirken kendisini de senatör olarak seçtirmiştir. Gayesi tekrar başkan olmak isteyen demir kanatlı kelebek İmelda bütün çabalarına rağmen bu emeline kavuşamadı. Oğlu da başkan yardımcılığına girdi ama kazanamadı. Marcos ailesinin ülkeye dönmesini takip eden günler Filipin için hiçte hoş olmamıştı. Uzun bir süre uyuşturucuyla mücadele görünümü altında binlerce siyasi öldürüldü. İmelda kocası ile ceplerine indirdiği milyar dolarlara Manila da ve Amerika da tatlı hayat yaşamaya başladı. Ferdinand Marcos ’ta Hitler, Stalin, Musallini gibi huzurlu bir yaşam sürmeden bu dünyadan kötü bir unvan bırakarak göçüp gitti.