Didem Çam
Dört yılda bir, yaz ve kış olmak üzere iki ayrı kategoride düzenlenen Olimpiyat Oyunları ya da kısaca Olimpiyatlar, 200’ün üzerinde ülkeyi temsil eden sporcuların katıldığı dünyanın en kapsamlı spor organizasyonu, uluslararası spor yarışması. 26 Temmuz 2024 – 11 Ağustos 2024 arasında Paris 2024 Yaz Olimpiyatları gerçekleştirilecek. Ve Türkiye Cumhuriyeti, resmi olarak ilk defa 1924 yılındaki Paris Olimpiyatı’na katıldı. Yüz yıl sonra Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi, Paris 2024 Olimpiyatları’nda 18 dalda toplam 54 kadın ve 48 erkek olmak üzere toplam 102 sporcunun yarışacağını açıkladı. Bu kapsamda Olimpiyatlar ve Türkiye’nin olimpiyatlardaki yerine ilişkin iki bölümlük bir yazı hazırladık.
Modern olimpiyatlar, ilk kez 1896 yılında Atina’da düzenlendi. Dünya spor tarihine adını yazdıran modern olimpiyatların kurucusu, ömrünü olimpizme ve olimpiyatlara adayan Baron Pierre De Coubertin, olimpiyat oyunlarının adeta çehresini değiştirdi. Olimpiyatların barış içerisinde ve dostça yapılmasını amaçlayan Coubertin, kazanma düşüncesinin ön planda tutulduğu Antik (Klasik) olimpiyatların aksine, “Her şeyden evvel kazanmak değil, katılmak önemlidir” düşüncesini savundu.
Antik olimpiyatlarda oyunlara sadece Yunanlılar katılabiliyorken modern olimpiyatlara dil, din, ırk, sınıf ayrımı yapılmaksızın dünyanın dört bir yanından gelen sporcuların katılımı sağlandı. Antik olimpiyatlarda oyunlara yalnızca erkekler katılabiliyordu. Erkek sporcuların çıplak yarışması nedeniyle kadınların seyirci olarak bulunmaları bile yasaktı. Modern olimpiyatların ortaya çıkması, kadınların da olimpiyatlarla tanışmasına, olimpiyatlarda yarışmasına imkân sağladı.
Antik olimpiyatlar da her 4 yılda bir yapılıyordu ancak sadece Yunanistan’da yapılıyordu. Modern olimpiyatların ortaya çıkması, olimpiyat oyunlarının 4 yılda bir, dünyanın farklı, pek çok ülkesinde yapılmasına da olanak sağladı.
Türklerin olimpiyatlarla tanışması
Osmanlı Devleti, 1896, 1900 ve 1904 Olimpiyat Oyunları’nda yer almadı. Osmanlılar, 1906 Atina Ara Olimpiyatları’na 30 sporcuyla katılsa da bu ara olimpiyat, Uluslararası Olimpiyat Komitesi (International Olympic Committee- IOC) tarafından resmi olarak tanınmamıştı. Bundan dolayı da 1912 Stockholm Olimpiyat Oyunları, Osmanlı Devleti’nin resmi olarak katıldığı ilk ve son olimpiyat oyunları oldu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin katıldığı ilk olimpiyat oyunları ise 1924 Paris Olimpiyatları oldu. Paris Olimpiyatları, Kurtuluş Savaşı sonrasında diplomatik yalnızlıktan kurtulma ve tanınma mücadelesi veren yeni bir ülke için iyi bir propaganda aracı olarak görüldü. Bu olimpiyatlarda, Türkiye Milli Futbol Takımı da ilk kez yer aldı ve milliler Çekoslovakya’ya 5-2 kaybetti. Türkiye’yi olimpiyat oyunlarında temsil eden ilk kadın sporcular ise Prof. Dr. Halet Çambel ve Suat Fetgeri Aşeni oldu. Türk spor tarihine geçen 2 kadın sporcu, Türkiye’yi 1936 Berlin Olimpiyatları’nda temsil etti.
Dünya savaşları nedeniyle yapılamayan olimpiyat oyunları dışında Türkiye, 1920 Anvers, 1932 Los Angeles ve 1980 Moskova Olimpiyatları’nda yer almadı. 1932 Los Angeles Olimpiyatları’nda yer alamamasının nedeni ise yolun uzak, giderlerin fazla olmasıydı.
Türkiye, olimpiyat tarihi boyunca 41’i altın, toplam 104 madalya elde etti. Coronavirüs nedeniyle ertelenen ve 2021 yılında yapılan 2020 Tokyo Olimpiyat Olimpiyatları’nda ise Türk sporcular rekor kırarak toplam 13 madalya elde etti. Madalyaların 2’si altın, 2’si gümüş olurken 9’unun rengi de bronzdu.
Güreşte, zirveye ambargo koydu
Türkiye, olimpiyat tarihindeki en önemli başarısını güreşte yakaladı. Olimpiyat tarihi boyunca, güreşte 66 madalya elde edildi. Bu madalyaların 29’u altın, 18’i gümüş 19’u ise bronz oldu. Türkiye’nin olimpiyat oyunlarındaki ilk madalyaları da güreşten gelmiş oldu. 1936 Berlin Olimpiyatları’nda Yaşar Erkan altın madalya, Ahmet Kireççi ise bronz madalyanın sahibi oldu.
“Bir Türk’ten daha kuvvetli ancak iki Türk vardır” sözünün dikkat çektiği 1948 Londra Olimpiyatları’nda ise Türk güreşçiler, 6 altın, 4 gümüş, 1 de bronz madalya elde etti. Hatta o dönemlerde İsveç basınında, “Güreşi ve güreşin idman inceliklerini, Türklerden öğrenmeliyiz” haberleri de çıkmıştı.
Dünya Güreş Federasyonu (Federation İnternationale De Lutte Amateur-FILA) tarafından “Asrın Güreşçisi” unvanı verilen Hamza Yerlikaya ise 1996 Atlanta ve 2000 Sidney Olimpiyatları’nda altın madalya kazanarak 2 yıl üst üste olimpiyat şampiyonu oldu. Güreşte, son altın madalyayı ise 2016 Rio Olimpiyatları’nda Taha Akgül elde etti.
“Cep Herkülü” ve “Dinamo”, Türk halterini sırtladı
Güreşin ardından en önemli başarı, halter sporunda yaşandı. Türkiye halterde, 8’i altın olmak üzere toplam 11 madalya elde etti. Kalan madalyaların 1’inin rengi gümüş, 2’sinin ise bronz oldu. Türkiye, güreşten sonra ilk altın madalyasını halterde aldı.
1988 Seul Olimpiyatları’nda, kendi ağırlığının (60 kg) 3 katından 10 fazlasını kaldıran Naim Süleymanoğlu, bunu başaran ilk ve tek kişi olarak da tarihe geçti. 3 Ekim 1988’de Time dergisine kapak olan ilk Türk sporcu oldu.
“Cep Herkülü” adıyla da anılan milli halterci, 1992 Barcelona Olimpiyatları’nda altın madalya elde etti. Aynı yıl, “Dünyanın en iyi sporcusu” unvanına da sahip oldu. 1996 Atlanta Olimpiyatları’nda altın madalya kazanan Süleymanoğlu, olimpiyatlarda üst üste 3 kez altın madalya elde edip 9 kez de olimpiyat rekoru kırdı.
Halterde, Türkiye adına bir tarihi bir rekor da Halil Mutlu’dan geldi. 1996 Atlanta, 2000 Sidney, 2004 Atina Olimpiyatları’nda üst üste 3 kez altın madalya kazanan Mutlu, kırdığı rekorlardan sonra “Dinamo” lakabıyla anıldı.
2004 Atina Olimpiyatları, Türk halter tarihi açısından oldukça önemli bir yere sahipti. O yıl, olimpiyatlarda elde edilen 3 altın madalyanın tamamı halterden geldi. Halil Mutlu’nun yanı sıra, Taner Sağır ve Nurcan Taylan da altın madalya elde etti. Taner, 19 yaşında olimpiyat tarihinin en genç altın madalya alan haltercisi olurken Nurcan ise Türkiye’de olimpiyat şampiyonu olan ilk kadın sporcu unvanına sahip oldu.
Altınlar, birer birer geldi
Türkiye, olimpiyat tarihinde taekwondoda 9 madalya topladı. Olimpiyatlarda, Türk taekwondo tarihinin ilk ve tek altın madalyası, 2012 Londra Olimpiyatları’nda Servet Tazegül’den geldi. Türkiye o yıl, olimpiyatlarda 3 madalya elde etti. Madalyaların 2’si taekwondodan kazanıldı. Aynı olimpiyatlarda Nur Tatar, gümüş madalyanın sahibi oldu. Ayrıca, olimpiyat tarihi boyunca taekwondodan 3 gümüş, 5 bronz madalya elde edildi.
Boks, olimpiyat tarihinde Türkiye’ye, 1’i altın, 3’ü gümüş, 3’ü de bronz olmak üzere toplam 7 madalya kazandırdı. Kendi altın çağını ise 2020 Tokyo Olimpiyatları’nda iki “Buse” ile yaşadı. Aynı olimpiyatlarda, Busenaz Sürmeneli, boks camiasına altın madalya sevinci yaşatırken Buse Naz Çakıroğlu ise gümüş madalyanın sahibi oldu.
Judoda 1 altın 1 bronz olmak üzere toplam 2 madalya elde edildi. Türk Judosu, ilk madalyasını 1992 Barcelona Olimpiyatları’nda Hülya Şenyurt’la elde etti. Bronz madalya kazanan Hülya Şenyurt, Türk olimpiyat tarihinin kadınlarda madalya alan ilk ismi de oldu. Judonun ilk ve tek altın madalyasını ise Hüseyin Özkan, 2000 Sidney Olimpiyatları’nda kazandı.
Türkiye, bir altını da okçuluk sporunda elde etti. Türk okçuluk tarihine adını altın harflerle yazdıran Mete Gazoz, 2020 Tokyo Olimpiyatları’nda şampiyon oldu. Mete ayrıca, 2023 Dünya Okçuluk Şampiyonası’nda altın madalya elde ederek de Türk okçuluk tarihinde bir ilki başardı.
Altınsız 8 madalya
Atletizm, karate ve artistik jimnastik sporlarında, altın madalya elde edilmese de toplam 8 madalya toplandı. Atletizmde 1 gümüş, 2 bronz, karatede 1 gümüş, 3 bronz, artistik jimnastikte ise 1 bronz madalya elde edildi. Artistik jimnastikteki tek madalyanın sahibi Ferhat Arıcan oldu.
Karate, olimpiyat tarihinde elde ettiği 4 madalyayı da 2020 Tokyo Olimpiyatları’nda kazandı. Gümüş madalyanın sahibi olan Eray Şamdan, Türk karate tarihinde en önemli başarıyı da elde etmiş oldu.
1948 Londra Olimpiyatları’nda, güreş dışında ilk kez farklı bir spor dalında madalya kazanıldı. Aynı yıl Ruhi Sarıalp, atletizmde bronz madalyanın sahibi oldu. Türk atletizmi en önemli başarısını, 2004 Atina Olimpiyatları’nda gümüş madalya alan Eşref Apak’la elde etti.