Kültür-Sanat

Türkiye’nin ilk su altı ressamı: Süleyman Yeşilce

Çevre kirliliği ile yok olma tehlikesi altında olan deniz canlılarını resimlerine taşıyarak gelecek nesillere miras bırakmayı hedefleyen Süleyman Sırrı Yeşilce, son yarım yüzyılda giderek artan kirliliğe dikkat çekiyor. Sanatçı, su altındaki yaşamın yok olmaması için denizlere saygıyla yaklaşılması gerektiğini söyledi.

Abone Ol

Cemre Polat

Türkiye’nin ilk su altı ressamı Süleyman Sırrı Yeşilce, 25 yıl önce İstanbul'dan Ayvalık’a gelip Küçükköy'ü memleket edinmiş. Mektepli değil, alaylı bir ressam olduğunu söyleyen sanatçı, su altı canlılarını anlatan resimleriyle tanınmış ve birçok sergi açmış.

Yeşilce, son yarım yüz yılda denizlerin, derelerin, nehirlerin çevre kirliliği ile yüz yüze olduğunu, özellikle balık türleri ve mercan resiflerinin kirlilik nedeniyle yaşam alanlarını kaybettiğini ve ekolojik dengenin bozulduğunu, bu güzelliklerin yok olmaması için deniz yaşamını resimlerine yansıttığını anlatıyor…

Su altı dünyasını tuvalinde yaşatıyor

Asıl mesleği matbaacılık olan Yeşilce, emekli olduktan sonra ressam arkadaşlarının ısrarıyla çizim yapmaya başlamış. 25 yıldır deniz canlılarını resmeden sanatçı, "Çizim yapmaya natürmort, manzara ve doğa resimleriyle başladım. Her zaman deniz aşığı biriydim ve evde de çok akvaryum balığı bakardım. Onların resmini çizmeye başlamamla su altı resimlerine gönül verdim" diyor.

Ressam, neredeyse tüm tablolarında farklı materyaller kullanarak üç boyutlu formlar oluşturuyor. Kendi topladığı deniz kabuklarını ve mercanları deniz manzaralarına dahil eden sanatçı, ayrıca deri üzerine de resim yapıyor. Deri üzerine resim çizmenin tuvalden çok daha zor olduğunu belirten Yeşilce, "Tuvalle deri üzerine çizmek çok farklı. Boyanın deri üzerinde dağılması tuvale göre çok daha zor oluyor. Tabloların üzerine farklı materyaller ekliyorum. Tahta, ağaç kabukları, macun ve tutkal kullanarak form veriyorum. Resimleri, deniz kabukları, deniz yıldızları, mercanları kullanarak süslüyorum" diye anlatıyor.

“Denizlerdeki yaşam yok olmasın”

Yeşilce, su altındaki yaşamın yok olmasını görmek istemediğini ve çevresi kadar su altındaki yaşama da sahip çıkmaya çalıştığını vurguluyor. Amatör dalışlar yaparak deniz altındaki dünyayı tanıyan Yeşilce, gördüklerini ve yaşadıklarını resimlerine yansıttığını söylüyor.

Sanatçı, “Tekneleri olan arkadaşlarımla dalışlar yapıyorum, deniz altındaki dünyayı daha iyi tanımak için fırsat buldukça bunu tekrar ediyorum. Suyun altında gördüklerim, karşılaştıklarım ve yaşadıklarım resimlerimde yaşıyor. Bu güzelliklerin yok olmasını istemiyorum. Bunun için elimden geleni yapıyorum. Çevreme olduğu kadar suyun altındaki yaşama da sahip çıkmaya çalışıyorum. Her canlının yaşam hakkına saygı duymalıyız" diyor.

 

“Bu güzellikleri korumak boynumuzun borcu”

İstanbul’da ve Ayvalık’ta çok sayıda kişisel sergi açtığını söyleyen Ressam Süleyman Yeşilce, denizi ve doğayı çok sevdiğini, bu sevgiyi resimlerine taşıdığını ifade ediyor.

Ressam Yeşilce, 25 yıldır yaşadığı Küçükköy’e faydalı olmak için tüm imkanlarını seferber ettiğini söylüyor. Yeşilce, su altını tercih etmesinin nedenini, her geçen gün kaybolan dünyamızda suyun altında da bir yaşam olduğunu hatırlatmak istemesi olarak açıklıyor.

Sanatçı, "Karada olduğu kadar, denizin altında da bambaşka bir dünya var. Bu güzellikleri korumak bizim boynumuzun borcu. Orada da doğal güzellikler saklı. Bu güzellikleri gelecek nesillere emanet etmek bizim boynumuzun borcu. Gelişigüzel avlanmalar, dip tarayan balıkçı teknelerinin verdiği zararın önüne geçmek gerekiyor. Bu güzellikler yok olmasın, nesilleri tükenmesin. Resimlerimde bunun kavgasını veriyorum” diyor.