Tokat'ta yangın çıkan apartmanda hasar oluştu Tokat'ta yangın çıkan apartmanda hasar oluştu

Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü, Doğum ve Kadın Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı Başkanı ve Hemşirelikte Liderlik Derneği Başkanı Prof. Dr. Elif Gürsoy Türkiye'de Hemşirelik eğitiminin halk sağlığı açısından risk oluşturduğunu ifade etti.

“Türkiye'de Hemşirelik eğitiminde her geçen gün kalite düşmektedir” diyen Gürsoy “Öğrenci sayısı artırılırken eğitimdeki akademisyen kadrosu yetersizliği nedeniyle kalite düşüyor. Bu sorun mesleki örgütlerimiz ve meslek üyeleri tarafından defalarca dile getirilmesine rağmen yetkililer bu durumu görmezden gelmeyi sürdürmektedir. Halk da güvenli ve kaliteli sağlık hizmeti almaya hakkı olduğunu ve hemşirelerin nitelikli eğitimlerden geçmesini talep etmeli” görüşünü dile getirdi.

Gülseren Tozkoparan Jordan Türkiye'de her yıl ortalama 16 bin hemşire mezun oluyor. Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) verilerine göre mevcut durumda 147 Üniversite'de 177 Hemşirelik Lisans Eğitimi Programı var. Bu programların 156'sı Türkçe, 18 eğitim programının lisans eğitimi İngilizce veriliyor. Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) 2022-2023 Öğretim Yılı İstatistiklerine göre Hemşirelik Lisans Programlarında aktif eğitim alan öğrenci sayısı 81 bin 578. Aynı yıl 15 bin 484 öğrenci hemşire olarak mezun olurken 21 bin 565 öğrenci yeni kayıt yaptırmış. Bunun yanı sıra toplam öğretim elemanı sayısı sadece 3 bin 422. Türkiye'de Hemşirelik eğitimi Lise, Ön lisans ve Yüksek Lisans düzeylerinde verilmekte. Eski Sağlık Meslek Liseleri'nden (SML) 4 yıllık eğitim sonunda mezun olan hemşireler donanımlı olarak Sağlık Bakanlığı tarafından göreve atanırdı. Sonra Anadolu Sağlık Meslek Liseleri ve özel SML'leri açıldı. Mezuniyette hemen işe girme olanağı var diye genellikle puanı düşük öğrenciler bu özel okullara kayıt yaptırmaya, ücretli eğitime başladı. Mezunlar da KPSS 'ye girip hemşire olarak atanabiliyordu. Ancak 2017 yılında durum değişti, mezunları Sağlık Bakım Teknisyeni olarak adlandırıldı; hemşire yardımcısı, yardımcı sağlık personeli olarak çalışabiliyorlar. Mesleki yetkileri sınırlandırıldığı için kan alma vb.invaziv işlemlere yetkileri yok. Mevcut sorunlar Günümüzdeki Hemşirelik Eğitiminde temel sorunlar; çok fazla Lisans Eğitimi Programı açılması o sayıya paralel öğretim görevlisi sayının artırılmaması, laboratuvar eksikliği, kalabalık sınıflar, öğretim elemanı yetersizliği, öğrencilerin uygulama olanaklarının yetersiz olması (bir enjeksiyon yapmadan mezun olan öğrenciler gibi), öğrencilerin hastane kliniklerinde uygulama olanaklarının yetersiz olması ve kendilerine eşlik edecek öğretim görevlisi azlığı nedeniyle yalnız kalmaları, alan dışından hekimlerin hemşirelik okullarında meslek dersi vermeleri. Eğitimleri denk olmadığı halde mezunların KPSS'de diğer bölüm mezunlarıyla aynı yarışta yer almaları , mesleki yeterlilikleri ölçen bir mekanizma olmaması, mezuniyet sonrası işe başlayanların bilgilerinin tazelenmemesi. Yeni emekli olan Sağlık Meslek Lisesi öğretmeni Ayşe Sprint Hemşirelik Yüksek Okullarının 4 yıl gibi uzun bir süreyi kapsamasına karşın içerik kalitesinin düştüğünü, özel SML'nin ise hem para tuzağı hem de mezunlarının yeterince bilgi beceri kazanamadan mezun olduğunu vurguluyor. Eski SML'nin şimdiki Üniversite mezunlarına bedel olduğunun altını çiziyor. Meslek lisesi ya da Lisans eğitimi ne olusa olsun eğitimin kalitesinin önemini vurguluyor. Öğrenci gözünden Hemşirelik Yüksek Okulu 3. sınıf öğrencisi Fatma Aydoğdu mezuniyet sonrası atamaların haksız olmasından yakınıyor: “ Hemşirelik mezunları da diğer okul mezunlarıyla aynı KPSS sınavına giriyor ve soruları aynı, Türkçe, Matematik, Tarih, Coğrafya, Vatandaşlık. Halbuki onlar 4 yıllık eğitimleri boyunca bu dersleri diğer bölümlerle aynı yoğunlukta almıyor. Türk Dili ve Edebiyatı, Inkilap Tarihi derslerini sadece 1 dönem alıyorlar. Oysa bizim 4 yıl boyunca aldığımız sağlık derslerinden hiç soru yok, mesleki beceri ve yeterliliği ölçen bir sınav değil. Hastanelerde uygulama olanaklarımız sınırlı, çoğunlukla derslerde öğrendiklerimizi uygulama imkanı bulamıyoruz. Hastanede klinik uygulamalarda bize eşlik edecek öğretmen/öğretim görevlisi sayısı çok az. Her 50 öğrenciye bir öğretim görevlisi düşüyor, o da gelip öğrencilerden imza alıp dönüyor. O yüzden uygulama tamamen hastanede ilgili bölümdeki servis hemşiresinin insafına kalıyor. Bazıları öğrencileri yük olarak görüp ilgilenmiyor, çünkü zaten onların görevi değil. Öğrenciler birinci sınıfın ikinci döneminde hastayla karşılaşıyor . İlk uygulamalarını genellikle birbirleri üzerinde yapıyorlar kan alma, enjeksiyon yapma gibi. Gözlemim o ki hemşireler birbirini koruyan bir meslek grubu değil, özellikle hemşirelik öğrencilerinin biraz ezilip, arada kaldığını düşünüyorum. Ulusal staj seçeneği var 2-3 ve 4 sınıflar için. E-devlet-Kariyer kapısından başvuruluyor. Bu 20-40-60 günlük süreler halinde, ücret de veriliyor. Öğrenciler kendi il ve ilçesine başvurabiliyor bu nedenle de sıra biraz zor geliyor ve her öğrenci faydalanamayabiliyor. Sınıflarımız 250 kişi, çok kalabalık. Her yıl sadece bir Hemşirelik Bölümüne 250 kişi alınıyor. Sayı fazla, böyle olunca Hemşirelik bölümlerinin eğitim kalitesi düşüyor. Hemşirelik mezunlarının KPPS puanları illere göre değişiyor. Bazı illerin puanı diğerlerine göre daha yüksek mesela sahil bölgeleri. Herkes kendi memleketine geri dönmek istediği için belli şehirlerin puanı yükseliyor, ben de kendi şehrimde çalışmak isterim.” Yetmişbeş öğrenciye bir öğretim üyesi Koç Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayişe Karadağ sosyal medyada paylaştığı mesajında “Bir sınıf, bir bilgisayarla eğitim olmaz, Hemşirelik eğitimi için donanımlı laboratuvarlar şart. Teorik bir bilim değiliz; hastaya dokunup, bakmamız gerekiyor. Öğrencilerin hastalar üzerinde uygulama yapmadan önce insan taklidi simülatör denilen maketler üzerinde ilk uygulamayı yapmaları gerekiyor. Çoğu ithal olan bu araçlara her Üniversite kaynak ayırmaz” diyor. Hasta güvenliği açısından öğrencilerle birebir ilgilenmek gerektiğini, hoca başına 10-15 öğrenci, hatta birinci sınıf için idealin 7-8 öğrenci olduğunu buna karşın öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayısının çok yüksek olduğunu, bazı okullarda 75’e çıkabildiğini vurguluyor. Prof.Dr. Elif Gürsoy, sorunların kaynağına işaret ederek “Ülkede yıllarca hemşirelik eğitiminin nasıl yapılacağına, mesleğin geleceğine hep başkaları karar verdi. Bu meslek; ticaret ve siyasete kurban olan bir meslektir. Bu profesyonel mesleğin tek mezun vereceği yer Üniversitede lisans derecesi Hemşirelik Açık Öğretimle, SML'le olamaz. SML'ye 14'te girip 18 yaşında çıkan bir çocuk, daha kendini tanımadan, yoğun bakımdaki hastaya hangi felsefeyle yaklaşabilir ki? Hemşirelik; beyin, bilgi, sanat, vicdan el beceresi ve insanı anlama işidir. Halbuki ucuz iş gücünün nasıl yaratılacağı hesaplandı. Bundan kim yararlanıyor? Özel sermaye! Lisans ya da yüksek lisans mezunları liseye göre daha fazla ücret ister” diyor. En büyük eksiklerden birisinin de sağlık politikalarının oluşturulmasında kendilerinin etkin söz sahibi olmadığına değinen Gürsoy, ekonomik durumu iyi olanların iyi ellerden hizmet aldığını ancak amaçlarının halkın tamamına iyi hizmet sunmak olduğunu, bu nedenle de hemşirelik eğitimine ve mesleğin nasıl icra edileceğine hemşirelik otoritelerinin karar vermesi gerektiğinin altını çiziyor. Türkiye’de hemşirelerin eğitim ve yönetimlerine çok fazla müdahale olduğunu vurgulan Gürsoy, her fakültede/okulda o kadar hemşirelik profesörü varken Üniversitelerde birçok hemşirelik okulunun başında yönetici olarak hala tıp fakültesi öğretim üyelerinin bulunmasının sorun teşkil ettiğini de belirtiyor. Öğrenci sayısının fazla, teorik klinik eğitim varken öğretim üyesi sayısının azlığının eğitim kalitesini düşürdüğünü, her geçen gün el becerisi düşük öğrenci mezun etmeye başladıklarını vurgulayan Gürsoy, “Her yere hemşirelik bölümü açıldı, çoğu yerde bir iki öğretim üyesi çoğu yerde asistan bile yok hastaneler yetersiz. Neden bu kadar okul?” diyor. Amerika da durum Central Florida Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi'nde öğretim görevlisi olan Doç.Dr.Ayşe Malatyalı Amerika'da hemşirelik eğitimin genel olarak lisans düzeyinde verilmekle birlikte az da olsa önlisans eğitimi veren kuruluş olduğunu ancak o mezunların iş olanağının kısıtlı olduğunu bu nedenle çoğu önlisans mezununun bir üniversite Hemşirelik Fakültesinde lisans eğitimini tamamladığını ifade ediyor. Ayrıca farklı lisans bölümü mezunlarının da hızlandırılmış programlara kaydolup hemşire olabildiğini ve zorunlu sınavları ve ulusal lisans sınavını geçerek kayıtlı hemşire olarak çalışabildiklerini ifade ediyor ve ekliyor: “Ulusal Hemşirelik sınavını (NCLEX-RN) geçtikten sonra hemşire olarak çalışmaya hak kazanılır ve her iki yılda bir yaklaşık 24 kredilik bir dolu ders alıp, sınavlarını geçerek Kayıtlı Hemşire lisansın yenilenmesi gerekiyor. Kayıtlı hemşire lisansı hemşirelikle ilgili uzaktan yakından her pozisyon için zorunludur, üniversite profesörleri dahil, yıllardır hastaya dokunmasalar dahi.. Lisans üstü Hemşire Pratisyen mezunları bir pratisyenlik ulusal sınavına girip Hemşire pratisyen lisansını almaları gerekiyor. Sonrasında aile doktoru olarak bile çalışabilirler. Hemşire Pratisyenlerin Aile doktorluğu Acil, Ebelik, anestezi gibi bölümleri var. Kendi alanlarında hastanın tedavisine karar verip yürütecek yetkinliğe sahipler. [caption id="attachment_351325" align="aligncenter" width="961"] Doç. Dr. Ayse Malatyalı[/caption] Hemşirelik Amerika da halkın en güvendiği mesleklerden birisi, itibarı, ve gücü olan bir meslek ve birçok mesleğe göre kazancı, mesleki gelişimi ve her zaman geleceği olan bir meslek. Elbette hem eğitimi hem de mesleki gereklilikleri oldukça zorlu olan bir meslek.” Amerika'da hemşire ihtiyacı olduğunu ve hastanelerin Amerika dışından hemşire getirmeye çalıştığını söyleyen Doç.Dr.Ayşe Malatyalı NCLEX- RN gibi zorunlu sertifikaların artık İstanbul’da da verildiğini ve Türk hemşireleri için büyük bir fırsat olduğunu, yurt dışından gelenlerin haftalık maaşının 2000-3000 dolar civarında olduğuna dikkat çekiyor.

Editör: Ahmet Ertüm