Genel

Türkiye Milli Botanik Bahçesi baharı karşılıyor

Abone Ol

Ankara’da 200 hektarlık bir alanda yer alan Türkiye Milli Botanik Bahçesi, bitki dünyasını anlamak isteyenleri ağırlıyor. Dünya iklim günü kapsamında bahar çiçeklerinin açtığı Milli Botanik Bahçesi’ni ziyaret ettik

DİCLE KAVAK EKMEKCİ/ANKARA - Türkiye Milli Botanik Bahçesi, 350 milyon lira bütçeyle 2 bin 500 dönüm arazi üzerine Türkiye'nin en büyük, Avrupa'nın ikinci büyük botanik bahçesi olarak kurulmuştur. Türkiye'nin en büyük botanik bahçesi, Ankara kent merkezine yaklaşık 10 km. uzaklıkta, Eskişehir yolu 9.km. üzerindeki Üniversiteler Mahallesi'nde yaklaşık 200 hektarlık bir alanda yer alıyor. Farklı bakarlı yamaçları, doğal vadileri ve mevcut iki adet su yüzeyi ile farklı habitatlara sahip alanda, tematik seralar, etkinlik odağı, çocuk oyun ve eğitim alanı, yeme-içme alanı, etkinlik çayırı, çim amfi, piknik alanı, küçük ve büyük gölet, sulak alanlar, endemik bitkiler araştırma ve geliştirme merkezi, toplu taşım durakları ve köprüler ve bahçeler bulunuyor. Botanik bahçesinde, Türkiye bölgeleri, ülkeler, mevsimler, bitki aileleri, toprak çeşitlerine göre bitkiler, arboretum, bozkır bitkileri, mevcut meyve bahçeleri, tematik bahçeler ve özel bitkiler yer alıyor. Türkiye Milli Botanik Bahçesi’nde doğal bitkiler, canlı bitki koleksiyonlar, bitkilerle ilgili bilimsel araştırmalar, bitki sergileri, soyu tehlikede olan bitkilerin koruma altına alındığı yerler bulunurken, bahçede aynı zamanda doğa ve bitkilerin dünyasıyla ilgili bitki tanıma bitki biyo çeşitliliği yapılıyor. Türkiye Milli Botanik Bahçesi, ülkemizin bitkilerini tanımak, endemik ve nadir bitkilerini koruma altına almak amacıyla, bölgenin peyzajlara imkân veren yapısı, su yüzeylerinin var olması, mevcut bitki türü sayısının 1500’ün üzerinde olması, sulama altyapısının olması, erozyon ve sulama tipleri için Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Araştırma Enstitüsü bünyesi araştırmaları sonucunda söz konusu bölgede kuruluyor Ülkemizdeki bitki çeşitliliğini saptamak ve bu bitkilerin sürdürülebilir kullanımını sağlamak için temel ve uygulamalı araştırmalar yapmak, bitki çeşitliliğinin korunmasını ve gelecek nesillere aktarılmasını temin etmek, bitki çeşitliliğinin temsil edildiği dünya standartlarında bir herbaryum ve ilgili bir kütüphane kurmak amacıyla kurulan Türkiye Milli Botanik Bahçesi, bitki çeşitliliğinin hayati önemi ve değeri hakkında toplumsal bilinç ve farkındalık oluşturmak için ulusal ve uluslararası eğitsel, sosyal ve kültürel etkinliklere de ev sahipliği yapıyor. Türkiye Milli Botanik Bahçesi’nde, bitki koleksiyonları oluşturulup, benzer ekolojilerden bitkilerin bir araya getirilerek karşılaştırmalı çalışmaların yapılması sağlanıyor. Bitkilerin insan yaşamına ekonomik, kültürel ve estetik yönden katkılarının tanıtılması için alan boyunca bitkilerle ilgili bilgilerin bulunduğu tahtalar yer alıyor ve bitki koruma, üretim, peyzaj tasarım ve planlama konularında kuramsal ve pratik bilgiler veriliyor. Familya, cins ve tür olarak etiketlendirilmiş bitkilerin sergilendiği botanik bahçesinde, bitki fizyolojisi, biyokimya, bitki üretimi, bitki kimyası, farmokoloji, peyzaj mimarlığı, ekoloji ve genetik dallarında çalışmalar yapılıyor. Tehlike altında bulunan ve sayıları hızla azalan ya da nadir bulunan bitkiler korunmaya alınıp üretiliyor ve tohumları saklanıyor. Ayrıca zaman zaman okul öncesi ve okul çağı çocukları ile lisans, yüksek lisans, doktora öğrencilerinin ve halkın öğretici, eğlendirici programlarla ağırlanmasına ev sahipliği yapılıyor. Yetkililer, botanik bahçelerinde yapılan araştırmaların ve çalışmaların konferanslar, seminerler, sergiler, gösteriler ve çeşitli yayınlarla tanıtılması için çabaladıklarını belirtirken, doğa müzesi, zooloji müzesi, paleontoloji müzesi gibi bilim müzeleri ile ortak çalışmalar yaptıklarını belirtiyorlar. Botanik bahçesine girişte ziyaretçi araçları park edilerek, göletin olduğu kısma golf arabalarıyla geçiliyor. Oldukça eğlenceli olan bu deneyim sonucunda golf araçları sizi gölet ve kafeteryanın yanına bırakıyor. Göle nazır kahvaltı yapabiliyor, kafeteryanın hemen alt kısmında göle geçen alt kısımda yürüyebiliyor, mini iskelede gezinti yapabiliyorsunuz. Dünya iklim günü ile iklim değişiklikleri konusunda farkındalık yaratılması amaçlanıyor İklimlerde yaşanan değişikliklere ve küresel ısınmaya dikkat çekebilmek, bu konuda kamuoyunda farkındalık yaratabilmek için her yıl 15 Mayıs günü Dünya İklim Günü olarak kutlanıyor. İklim değişikliğinin nedenleri ve nasıl önlenebileceği konusunda bilgi sahibi olmak, istenen farkındalığı yaratmak için oldukça önemli. İnsanların doğaya verdiği zarar da iklim değişikliğine yol açan önemli faktörler olarak belirtilirken, Dünya İklim Günü ile insanlar uyarılmaya çalışılıyor. Dünya iklim günü ile nüfus artışı, enerji tüketiminin yükselmesi, toprağın yanlış kullanılması, ormanların yok edilmesi ve ağaçlandırmanın azalması ve atıkların su, hava ve toprak kirliliğine yol açmasına çözümler üretilmeye çalışılıyor. Uzmanlar aynı zamanda, iklim krizini kontrol altına almak için küresel ısınmayı 1,5 derecede tutmak gerektiğini vurguluyor. Türkiye Milli Botanik Bahçesi Müdürlüğü, Dünya İklim Günü ile ilgili yaptığı açıklamada, “Küresel bir sorun olan iklim değişikliği giderek daha da etkisini göstermektedir. Dünyamız tektir ve ona sahip çıkmamız gerekir. Bu konuya farkındalık yaratmamızı sağlayan Dünya İklim Günü kutlu olsun” ifadesinde bulundu. Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF), iklim kriziyle ilgili acil ve öncelikli 10 adımın hayata geçirilmesini talep ettiklerini belirtiyor. İklim kriziyle mücadele için sera gazı emisyonlarının bugünden itibaren 2030’a kadar en az %35 oranında azaltılmasını talep eden WWF, “Orman alanlarında, maden, turizm, yapılaşma gibi amaç dışı alan tahsisine ve aşırı ağaç kesimine son verilmesi, Kara, deniz ve tatlı su ekosistemlerinde, Korunan Alanlarımızın 2030’a kadar %30’a çıkarılması, Tüm kıyılarımızda gırgır avcılığı için avlanma derinliğinin minimum 50 metreye çıkarılması ve balıkların göç yolu İstanbul Boğazı’nın 2025’e kadar gırgır balıkçılığına tamamen kapatılması, Doğa ve insanın sağlığı, çiftçinin refahı için, 2030’a kadar tarım alanlarının en az yüzde 25’inde onarıcı tarım yapılması, Kuraklık ve iklim krizi ile mücadele ile su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir kullanımı için Su Kanunu taslağının bir an önce yasalaşması, 2030’a kadar doğaya karışan plastiğin sıfırlanması, Doğanın ve çevrenin korunması ile ilgili yasal düzenlemelerin etkin uygulanması denetimlerin sıkılaştırılarak ihlallere sıfır tolerans gösterilmesini talep ediyoruz” açıklamasında bulunuyor. Greenpeace ise, iklim değişikliği için İklim Adaleti çağrısında bulunarak, “Bilim insanları, küresel sıcaklıkların arttığı ve küresel iklim değişikliğinin nedenleri arasında insan faaliyetinin tam merkezde olduğunda hemfikir. Bütün dünyada iklim değişikliği nedeniyle sıcak hava dalgaları, kuraklıklar, aşırı hava olayları meydana geliyor. Her yıl yüzbinlerce insan evini yaşadığı bölgeyi, iklim değişikliğinin yıkıcı etkileri nedeniyle terk etmek zorunda kalıyor. Narin dünyamız, doğa, yaşam büyük bir tehdit altında. Bütün insanlar sağlıklı bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. İklim değişikliği, tüm doğa ve doğadaki yaşam ile birlikte, insan haklarını tehdit ediyor. Ama biz bir değişim yaratabiliriz. İklim adaleti, tüm dünyada büyüyen, küresel bir hareket. Doğanın ve insanların hakları vardır, devletlerin ise bu hakları korumak için yükümlülükleri vardır. İklim adaleti hareketi ile, iklim değişikliğinin neden olduğu hak ihlallerine karşı çıkarken, iklim değişikliğine karşı yükümlülüklerini yerine getirmeyen devletler ve endüstriden hesap soracağız” diye konuşuyor.