Mardin Büyükşehir Belediyesi, Batman Belediyesi ve Halfeti Belediyesine kayyım atanması kararlarının ardından tepkiler yükseliyor. Geçtiğimiz hafta Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanarak yerine kayyım atanmasının ardından bu sabah günün erken saatlerinde Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerine kayyım atandı. Kayyım atamalarına bir tepki de Türkiye Barolar Birliği'nden geldi.
"Görevden alınmalar ölçüsüz müdahaleye dönüşmüş ve ağırlığını giderek artıran bir düzeye ulaşmıştır"
Türkiye Barolar Birliği'nden yapılan yazılı açıklamada şunlar kaydedildi;
"31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçimleri sonrasında başlatılan kayyım uygulaması geçtiğimiz hafta Esenyurt Belediye Başkanı’nın ardından bugün Mardin, Batman ve Halfeti (Şanlıurfa) Belediye Başkanları’nın da görevden alınmalarıyla Anayasa’ya, seçme ve seçilme hakkına, demokratik toplumun gereklerine aykırı ve ölçüsüz müdahaleye dönüşmüş ve ağırlığını giderek artıran bir düzeye ulaşmıştır."
"İçişleri Bakanlığı tarafından belediye başkanı görevlendirilebileceği düzenlemesinin anayasal temeli bulunmamaktadır"
Söz konusu kayyım uygulamasının dayanağı olarak sunulan Anayasa’nın 127. maddesinin dördüncü fıkrasının son cümlesi “görevle ilgili bir suç sebebi ile” İçişleri Bakanı kararıyla geçici görevden uzaklaştırmayı düzenlemekte olduğunun ifade edildiği açıklamada şunlar kaydedildi;
"Ne var ki Belediye Kanunu’na ilk olarak darbe girişimi sonrasında ilan edilen olağanüstü hâl döneminde 674 sayılı KHK ile eklenen, ardından 6758 sayılı Kanun’la yasalaşan 45. maddenin ikinci maddesinde yer alan “…terör veya terör örgütlerine yardım ve yataklık suçları sebebiyle görevden uzaklaştırılması” hallerinde İçişleri Bakanlığı tarafından belediye başkanı görevlendirilebileceği düzenlemesinin anayasal temeli bulunmamaktadır.
Anayasa Mahkemesi, merkezî yönetimin vesayet yetkisini 127. maddenin beşinci fıkrasının sınırladığı durumların dışına çıkarmanın yerel yönetim ve yerinden yönetim ilkelerini yadsımak anlamına geldiğini, görevden uzaklaştırılan kişilerin yerine merkezî yönetimin siyasal kimlikli organları tarafından atama yapılmasının Anayasa’ya aykırı olduğunu belirtmektedir. Atama yetkisinin merkezî yönetimin siyasal kimlikli organlarına verilmiş olması, salt bu hedefi sağlamaya yönelik soruşturma ve kovuşturma açtırma ve bu nedenlerle görevden uzaklaştırma olanağı her zaman bulunduğundan ‘geçici’ atama, ‘sürekli’ atamaya da dönüşerek, hukuka aykırı bir müdahale oluşturmaktadır (AYM, E.1987/22, K.1988/19, 13/06/1988)."
"İçişleri Bakanlığı verdiği karardan derhal vazgeçerek belediye başkanlarını görevine iade etmelidir "
Görevden alınan başkan yerine görevlendirilecek kişi için Kanun'un yalnızca belediye başkanı seçilme yeterliğine sahip olması koşulunu düzenlemiş olmasına rağmen, son kayyım atamalarında herhangi bir Belediye Meclisi üyesinin değil Valilerin ve Kaymakamların atanmasının seçmenin iradesi gözetilmeden kullanıldığının açık bir göstergesi olduğunun dile getirildiği açıklamada şunlar ifade edildi;
"İçişleri Bakanlığı verdiği karardan derhal vazgeçerek belediye başkanlarını görevine iade etmeli; Belediye Kanunu’na 2016 yılında eklenen düzenleme değiştirilmeli, seçme ve seçilme hakkına müdahale anlamına gelecek tek bir uygulama dahi gerçekleştirilmemelidir.