Genel

Türk Edebiyatı Vakfı Sohbetleri'nde "Mesnevi" konuşuldu

Abone Ol

İSTANBUL (AA) - Şefik Can Uluslararası Mevlana Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı H. Nur Artıran, Türk Edebiyatı Vakfı Sohbetleri'ne konuk oldu.

Sultanahmet'teki vakfın konferans salonunda gerçekleştirilen "Mesnevi Sohbetleri" etkinliğinde konuşan Artıran, Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin Mesnevi'yi yazmasına vesile olan müridi ve halifesi Hüsameddin Çelebi'nin çok üstün vasıflara sahip olduğunu söyledi.

Hüsameddin Çelebi'nin soyunun Tacülarifin Ebü'l-Vefa'ya dayandığını dile getiren Artıran, "Ahî Türkoğlu diye de tanınan Çelebi Hüsameddin Hazretlerinin dedeleri Urmiye'den Konya'ya yerleşmişlerdir. Babası Ahi Muhammed Konya ve çevresindeki ahilerin reisidir. Onun için Çelebi Hüsameddin Hazretleri'ne Ahi Türkoğlu da denilmiştir." ifadesini kullandı.

Hüsameddin Çelebi'nin hayatına ilişkin bilgiler veren Artıran, "Çelebi Hüsameddin Hazretleri daha çocuk yaşlarda babasını kaybetmiş fakat babasına gönül veren ahi teşkilatı çok küçük yaşta da olsa babasının postuna oturtmuşlardır. Çelebi Hüsameddin Hazretleri aynı zamanda çok küçük yaşlardan beri Hazreti Mevlana'ya büyük bir saygı ve sevgi beslemiş, fırsat buldukça Hazreti Mevlana'nın medresedeki derslerine ve özel sohbetlerine katılmıştır. Gençlik yıllarında ise tüm ahi teşkilatıyla birlikte Hazreti Mevlana'ya instisab etmiş, Şems-i Tebrizi ve Selahaddin-i Zerkubi hazretlerinden nasipdar olmuştur. " değerlendirmesini yaptı.

Çocukluğundan beri çok iyi bir eğitim alan Çelebi Hüsameddin'in devrin en büyük medreselerinde hocalık yaptığını dile getiren Artıran, "Hazreti Mevlana, Şems-i Tebrizi ve Selahaddin-i Zerkubi'den sonra gönlünü, muhabbetini, Çelebi Hüsameddin'e bağlamış, ona çok büyük bir değer vermiştir." dedi.

Konuşmasında Hz. Mevlana'nın Hüsameddin Çelebi'nin hakkında söylediklerinden alıntılar yapan Artıran, Mevlana'nın Çelebi hakkında pek çok güzel sözler söylediğini aktardı.

Artıran, Mesnevi-i Şerif'in yazılmaya başlanma hikayesine de değinerek, Hz. Mevlana tarafından Mesnevi'ye Çelebi Hüsameddin'in kitabı anlamında "Ḥüsaminame" de denildiğini sözlerine ekledi.