BİLECİK (AA) - Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Türkiye'nin Ay misyonunun 2026'da sert inişle başlamasının planlandığını söyledi.
Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Endüstriyel Sürdürülebilirlik Ana Bilim Dalı Başkanlığınca Şeyh Edebali Kongre Merkezi'nde düzenlenen "1. Endüstriyel Sürdürülebilirlik ve Yeşil Dönüşüm Çalıştayı"na katılan Mandal, Türkiye'nin uzayla ilgili çalışmalarına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Mandal, savunma sanayisinde üretimde yerlilik oranında yüzde 15'ten yüzde 80'e ulaşılması ve diğer başarıların devamının ancak uzayla mümkün olabileceğini vurguladı.
Her şeyin kontrolünün uzayda olduğunu belirten Mandal, "Şu an Türkiye artık kendi uydusunu yapabilen bir ülke. Şu an dünyanın herhangi bir yerinden, sadece kendi ülkemizde değil, dünyanın herhangi bir yerinden hiç kimseye sormadan fotoğraf çekebiliyoruz. Geçmişte birileri üzerinden bu fotoğrafları çekebiliyorduk." dedi.
Mandal, Türkiye'nin yeni haberleşme uydusu 6A'nın, gelecek yılın başlarında yörüngesine fırlatılmasının planlandığını aktardı.
Eğitim sürecinde olan Türkiye'nin uzay yolcuları Alper Gezeravcı ve Tuva Cihangir Atasever'in, göreve gittiklerinde 13 deney yapacağını bildiren Mandal, "Bu bir uzay gezisi değil. Yer çekiminin olmadığı alanlarda, sağlıkta, gıdada, malzemede, mühendislik, fiziksel bilimler alanlarında orada deneyler gerçekleştirecekler. Diğeri de Ay misyonumuz, Ay'a araç gönderme. Şu an inşallah 2026 için hedef noktasında; Ay'a sert iniş yapacağız yani kendi aracımızı göndereceğiz. 2028'de de inşallah yumuşak iniş yani oradan geri dönmek üzere olacak." diye konuştu.
Türkiye'nin ilk uzay, havacılık ve teknoloji festivali TEKNOFEST'e değinen Mandal, etkinliğin ilkine 2018'de 20 bin takımın katıldığını söyledi.
Bu sene ise TEKNOFEST'te 330 bin takımın, 1 milyon öğrencinin yer aldığını dile getiren Mandal, şunları kaydetti:
"Yani Türkiye'deki 1 milyon öğrenci diyor ki 'Ben teknolojiyi kullanan değil, bağımlısı olan değil, tasarlayan, geliştiren ve üreten bireyler olacağım.' 2018'de ilk gelen o gençlerimizi hatırlıyorum. Teknolojiyi tanımaya, görmeye, dokunmaya çalışıyorlardı hatta çekiniyorlardı. Şimdi ise geldikleri zaman o kadar öz güven yüksek ki söyledikleri şey şu, sadece bugünün var olan İHA, SİHA, uydularımızı ve teknolojimizi 'Ben de yaparım.' demiyor, 'Bundan daha iyisini yapacağım.' diyor. Önemli olan bu. Sadece bugünü takip etme değil, 'Bunu yapanlar Türkiye'nin mühendisleri, araştırmacılarıysa, ben bunun daha iyisini yapmaya adayım.' diyor. Bu 5 yıllık bir dönüşüm."