Esin Özdemir

Yüksek enflasyon, milyonlarca çocuğun beslenme çantasını da boşalttı. Temel ihtiyaç maddelerine bile ulaşmakta güçlük çeken aile sayısında artış yaşanırken, çocukların beslenme düzeni ise "yetersiz" kaldı. 

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) mayıs ayına ilişkin yayımladığı verilere göre yıllık gıda enflasyonu yüzde 69,9 oldu. Yayımlanan son veriyle, küresel gıda enflasyonuyla olan makas da 73 puanın üzerinde kaydedildi. 

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Gıda Mühendisleri Odası (GIDAMO) Yazman Üyesi Süleyman Degerli, TMMOB GIDAMO adına gıda enflasyonunu değerlendirdi.

Gıda fiyatlarında yaşanan önlenemez artışın vatandaşın en önemli sorunu olduğunu vurgulayan Degerli, “Asgari ücretin açlık sınırının altında kalması ile zorunlu harcamalardan olan gıda ürünleri, aile bütçesinin en büyük harcama kalemi oldu. 2024 yılında sadece karnımızı doyurabiliyoruz, dengeli ve sağlıklı beslenemiyoruz, çocuklarımız okula beslenme çantası boş gidiyor, en uç noktada maalesef, yatağa aç giriyor” dedi.

“Yüksek enflasyon sonucu gıda zehirlenmeleri arttı”

Ekran Resmi 2024 06 21 10.24.52Gıda güvenliğine yönelik yoğun tartışmaların yaşandığına ve her gün başka bir gıda zehirlenmesi haberi ile karşılaşıldığına dikkat çeken Degerli, yurttaşların yüksek enflasyon karşısında uygun fiyatlı ürünleri öncelikli olarak baz aldığını söyledi.

Ancak uygun olmayan koşullarda üretilen gıda maddeleri ile taklit ve tağşiş ürünlerin halk sağlığı açısından risk teşkil ettiğinin altını çizen Degerli, şu ifadeleri kullandı:

Bakan Bolat'tan Suriye'de ticaret açıklaması Bakan Bolat'tan Suriye'de ticaret açıklaması

“Halk Ekmek büfelerinin, Et ve Süt Kurumu satış yerlerinin önünde uzun kuyruklarda çoğu zaman saatlerce bekliyor. Pazarın kapanma saatlerine yakın alışverişe giden hatta ne yazık ki, pazar toplandıktan sonra geride kalanları toplamak zorunda kalan yurttaşlarımızı da görüyoruz. Sabit ve dar gelirli vatandaşımız, artık 3-5 kuruş ucuz ürün satın alarak bütçesini denk getirme derdinde. Sonuç olarak üzülerek diyoruz ki; enflasyon, sabit gelirli emekçi gruplar için yıkıcı etkiye sahip.”

“Tarımsal üretimde önlem alınmazsa, gıda egemenliğimiz yara alacak”

Öte yandan, gıda sektörüne hammadde sağlayan çiftçilerin her geçen gün üretimden koptuğuna değinen Degerli; mazot, gübre, ilaç ve yem gibi temel girdi fiyatlarındaki olağanüstü artışlar sonucu, çiftçilerin ürettiği ürünü maliyetin altında satmak zorunda kaldığını belirtti.

Aldığı kredileri ödeyemez hale gelen çiftçilerin sorunların içinden çıkamadığını ekleyen Degerli, “Bu olumsuz gidişatın doğal sonucu olarak, çiftçimiz üretimi terk ediyor. En kısa zamanda tarımsal üretimde yeterli ve etkili önlemler alınmaz ise gıdaya ulaşmakta daha da zorlanacağımız günler çok yakında. Gıda egemenliğimiz çok büyük yara alacak ve gıdada tam anlamıyla dışa bağımlı hale geleceğiz” cümlelerine yer verdi.

“Temel gıdalar lüks tüketim malı haline geldi”

Et ve süt ürünleri, yumurta, yağ, bakliyat, şeker gibi temel gıdaların ulaşılması zor ve neredeyse lüks tüketim malı haline geldiğini kaydeden Degerli, şunları söyledi: 

“Başlangıçta kur artışı ve yüksek borçluluk olarak kendini gösteren ekonomik kriz, uzun zamandan beri hayat pahalılığı, işsizlik, geçim zorluğu, yoksulluk ve açlık gibi sosyal boyutlar kazanmış durumda. Gelinen noktada gıda fiyatlarının önlenemez artışı, geniş halk kesimlerinin en önemli sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Şu an ülkemizde yeterli ve dengeli beslenemeyen yüzbinlerce insanımız açlık sınırında yaşarken, temel ihtiyaç maddelerine bile ulaşamıyor ve çocuklar okula aç gitmek zorunda kalıyor.”

 "Küresel gıda fiyatları geriliyor, Türkiye'de artıyor"

Yazman Üye Degerli, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) “Enflasyon Raporu”nu anımsatarak, dünya genelinde gıda enflasyonunun düşüş eğilimi gösterirken, Türkiye'de kontrol edilemeyen bir şekilde yükselmeye devam ettiğini vurguladı. 

En yüksek gıda enflasyonuna sahip 30 ülkenin toplam enflasyonunun Türkiye’nin enflasyon oranına eşit olduğunu ifade eden Degerli, sözlerini şöyle sonlandırdı: 

"Küresel gıda fiyatları, temel ürünlerdeki arzların güçlü olması nedeniyle düşerken, ülkemizde her ay artmasının ekonomik, sosyal, coğrafi ve politik nedenleri var. Tarımsal üretim yapısındaki gelişmeler, her yıl olumsuz etkilerini yaşadığımız küresel iklim değişikliği, mazot, gübre, yem ve elektrik fiyatlarındaki artışlar, tarım alanlarının madencilik, enerji, inşaat, sanayi gibi alanlara açılması, köyden kente artarak devam eden göç, plansız üretim ve verim düşüklüğü gibi etkenler gıdada fiyat artışlarına neden oluyor."

Muhabir: Esin Özdemir