oyunundan[/caption] Sizce ülke insanının yüzde kaçı tiyatro oyunlarından haberdar? Cevabı şehirden şehre semtten semte değişebilecek bir soru. Devlet Tiyatrosu ve Şehir Tiyatro’sunun her bölgede kemikleşmiş bir seyirci kitlesi olduğunu biliyorum. İstanbul’da özel tiyatroları takip eden azımsanamayacak sayıda nitelikli tiyatro seyircisi var. Tiyatro izleme alışkanlığı olmayan kişilerin tiyatro oyunlarına merakını ve ilgisini ise oyuncuların popüler mecralardaki ünleri ve görünürlükleri belirliyor. Bunun dışında kültürel olarak oyun izleme alışkanlığı olmadığı için tiyatroya hiç ilgi duymayan büyük bir kesim de var elbette ama tek bir oyun kişisel düzlemde bunu değiştirebilir. Neden olmasın? Kurumsal veya özel bir tiyatronun genel sanat yönetmeni olsanız değiştireceğiniz ilk olgu ne olurdu? Her şeyden önce liyakata dayalı bir yapı kurmak isterdim. Köşe başlarının tutulmadığı, genç sanatçılara fırsat veren, emeğe, yeteneğe, birikime değer veren, farklı sanatçılara, farklı bakış açılarına, farklı projelere alan açan bir tiyatro. Oyuncuların yeteneklerine, birikimlerine, role uygunluklarına göre seçildiği, dramaturg ve yazarlarla işbirliği içinde çalışan, yönetmenlerin projelerini sunabildiği dinamik bir tiyatro hayal ediyorum. Yaşadığımız coğrafyanın farklı dinamiklerini araştıran, farklı bileşenler arasındaki çatışma ve benzerlikleri yakalamaya çalışan, bunu yaparken küresel eğilimleri de dışlamayan, dünyadaki tiyatro olaylarını takip eden, risk alan öncü bir tiyatro anlayışı getirmek vizyonum olurdu. Geleneksel tiyatro anlayışımız günden güne yok oluyor eleştirilerine katılıyor musunuz? Tiyatro tarihimizde bir noktada bu bağın koptuğuna zayıfladığına ilişkin görüşlere katılıyorum ama bugün bence yeni biçimler yeni arayışlar güncel olandan olduğu kadar geleneksel olandan da besleniyor. Söz gelimi tek kişilik oyunlar ile birlikte anlatı geleneğinin yeniden önem kazandığını genel olarak da yapısını kurgusunu açık eden oyunların ve meydan sahnelerin çoğaldığını görüyoruz. Bu da çok doğal çünkü canlılığını korumak isteyen bir tiyatro, hayatın getirdiği değişimlere kayıtsız kalamayacağı gibi geçmişin birikimlerinden, geleneğin zenginliğinden de yararlanmak isteyecektir. [caption id="attachment_349933" align="aligncenter" width="1013"]
Tiyatro Oyuncusu ve Akademisyen Ayşegül Bahtiyaroğlu Tekin: ''Bu çarpık ekonomik düzende fedakarlık yine tiyatroculara düşüyor''
oyunundan[/caption] Sizce ülke insanının yüzde kaçı tiyatro oyunlarından haberdar? Cevabı şehirden şehre semtten semte değişebilecek bir soru. Devlet Tiyatrosu ve Şehir Tiyatro’sunun her bölgede kemikleşmiş bir seyirci kitlesi olduğunu biliyorum. İstanbul’da özel tiyatroları takip eden azımsanamayacak sayıda nitelikli tiyatro seyircisi var. Tiyatro izleme alışkanlığı olmayan kişilerin tiyatro oyunlarına merakını ve ilgisini ise oyuncuların popüler mecralardaki ünleri ve görünürlükleri belirliyor. Bunun dışında kültürel olarak oyun izleme alışkanlığı olmadığı için tiyatroya hiç ilgi duymayan büyük bir kesim de var elbette ama tek bir oyun kişisel düzlemde bunu değiştirebilir. Neden olmasın? Kurumsal veya özel bir tiyatronun genel sanat yönetmeni olsanız değiştireceğiniz ilk olgu ne olurdu? Her şeyden önce liyakata dayalı bir yapı kurmak isterdim. Köşe başlarının tutulmadığı, genç sanatçılara fırsat veren, emeğe, yeteneğe, birikime değer veren, farklı sanatçılara, farklı bakış açılarına, farklı projelere alan açan bir tiyatro. Oyuncuların yeteneklerine, birikimlerine, role uygunluklarına göre seçildiği, dramaturg ve yazarlarla işbirliği içinde çalışan, yönetmenlerin projelerini sunabildiği dinamik bir tiyatro hayal ediyorum. Yaşadığımız coğrafyanın farklı dinamiklerini araştıran, farklı bileşenler arasındaki çatışma ve benzerlikleri yakalamaya çalışan, bunu yaparken küresel eğilimleri de dışlamayan, dünyadaki tiyatro olaylarını takip eden, risk alan öncü bir tiyatro anlayışı getirmek vizyonum olurdu. Geleneksel tiyatro anlayışımız günden güne yok oluyor eleştirilerine katılıyor musunuz? Tiyatro tarihimizde bir noktada bu bağın koptuğuna zayıfladığına ilişkin görüşlere katılıyorum ama bugün bence yeni biçimler yeni arayışlar güncel olandan olduğu kadar geleneksel olandan da besleniyor. Söz gelimi tek kişilik oyunlar ile birlikte anlatı geleneğinin yeniden önem kazandığını genel olarak da yapısını kurgusunu açık eden oyunların ve meydan sahnelerin çoğaldığını görüyoruz. Bu da çok doğal çünkü canlılığını korumak isteyen bir tiyatro, hayatın getirdiği değişimlere kayıtsız kalamayacağı gibi geçmişin birikimlerinden, geleneğin zenginliğinden de yararlanmak isteyecektir. [caption id="attachment_349933" align="aligncenter" width="1013"]
Bunlar da ilginizi çekebilir