Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, yeni yasama yılı öncesinde TİP İstanbul Milletvekilleri Ahmet Şık ve Sera Kadıgil ile TBMM’de basın toplantısı düzenledi.
Erkan Baş, şöyle konuştu:
''Tayyip Erdoğan yalanlarını, masallarını dinlemeyi reddediyoruz''
“Ankara’daki hakim hava sanki normal bir ülkede yaşıyormuşuz gibi. Hiçbir şey olmamış milletvekillerinin şölen havasında bir gün geçirmesi bekleniyor. Sanki işleyen bir Anayasa, uygulanan bir iç tüzük varmış gibi. Sanki her şey normalmiş gibi. Meclis’i keyfine göre açıp kapayan istediği kanunu geçirip ülkenin en önemli gündemlerini bile Meclis’te gündem yaptırmayan, kendi çıkarttıkları yasaları bile uygulamayan, yürürlükteki anayasayı ayaklar altına alan Tayyip Erdoğan yalanlarını, masallarını dinlemeyi reddediyoruz.
“Biz bu maskeli balonun parçası olmayı reddediyoruz”
Bugün burada gerçekleştirilecek etkinlik bir halk meclisinin açılışı değil. Bir maskeli balodur. Biz bu maskeli balonun parçası olmayı reddediyoruz. Parçası olmayı reddettiğimiz için de Genel Kurul’a katılmayacağız. Erdoğan’ın anlatacağı masalları, yalanları dinlemeyeceğiz. Bu müsamerenin, halkın iradesinin tecelli etmesi gereken yerde halkın iradesini ayaklar altına alanlara zerre meşruiyet kazandırmayacağız. Hala Can Atalay için hukukun gereğinin yerine getirilmediği bir tabloyla karşı karşıyayız. Bütün bunların normalleştirilmesi kabul edilemez.
''Meclis’in itibarını arıyorsanız o itibar bugün Silivri’de esir tutulmaktadır''
Şatafatlı bir konvoyla, yüzlerce korumasıyla Tayyip Erdoğan arz-ı endam edecek. Buna karşı tek kelime söz edildiğinde verilecek cevabı biliyoruz. ‘İtibardan tasarruf olmaz diyecekler’ Soruyoruz. Sizin itibarınız mı var ki tasarruf edeceksiniz? Sizin zerre miskal itibarınız yok ki. Milli Eğitim’in okulları temizlemekten aciz olduğu, öğretmenlerin zorla İlim Yayma Cemiyeti Tesisleri’nde konaklamaya mecbur bırakıldıkları bir ülkede hangi itibardan söz ediyorsunuz? Bir vekilin arabasında kilolarca uyuşturucu bulunduğu, diğerinin kaçakçılıktan soruşturma geçirdiği, Meclis’in İdare Amiri’nin kürsüde gerçekleri haykıran vekile arkadan alçakça saldırdığı bir tabloda hangi itibardan söz ediyorsunuz? Zerre miskal utanmaları, itibarları yok. Utanmaları olsa Meclis Başkanı’nın kapısının önünde adalet mücadelesini yükselten Emine Şenyaşar’ın çığlığını duyar, harekete geçerler. Can Atalay bu yüzden içeride. Halkının, yoksulun, emekçinin, madencinin yanında olduğu için. Meclis’in itibarını arıyorsanız o itibar bugün Silivri’de esir tutulmaktadır.
“Benim istemediğim kişi seçilse de ‘Meclis’e giremez’ diyorlar”
Neyi bekliyoruz? İktidar, 31 Mart seçimlerinde büyük bir yenilgi alarak siyasi meşruiyetini kaybetti. Yurttaşın gerçek sorunlarını çözemediği için de toplumsal meşruiyeti olmayan bir iktidardan söz ediyoruz. Siyasi, hukuki, toplumsal meşruiyeti olmayan bir iktidar sadece Meclis’te daha fazla koltuğa sahip olduğu için halka karşı kafasındaki planları hayata geçirmek için yasalar çıkartmaya çalışıyor. Benim istemediğim kişi seçilse de ‘Meclis’e giremez’ diyorlar. Benim istemediğim belediye başkanı seçilse de kayyum atarım, diyorlar. Benim istemediğim belediye başkanı seçilse de ben seçimi tekrar yaptırırım diyorlar.
''En güçlü Cumhurbaşkanı adaylarından birisine siyasi yasak getirileceğinin konuşulduğu günlerde şu soruyu soracağız. Ya bu adımı da atarlarsa ne olacak”
Hatta yeni planları devreye girmiş durumda. ‘Bana kaybettirecek, benim istemediğim bir kişi aday olmayı düşünüyorsa yargı sopasını elime alırım, onu aday dahi yaptırmam’ diye planlar yapıyorlar. HDP’li belediye başkanları seçimleri kazandılar, başkanları tutukladılar, belediyelere kayyum atadılar. Can Atalay, on binlerce oy aldı, Hatay Milletvekili seçildi. AYM, defalarca ‘anayasaya aykırı’ dedi. Gereğini yerine getirmediler. Yarın öbür gün ana muhalefetin en güçlü Cumhurbaşkanı adaylarından birisine siyasi yasak getirileceğinin konuşulduğu günlerde şu soruyu soracağız. Ya bu adımı da atarlarsa ne olacak? 'Hukuk işledi, yapacak bir iş yok mu' diyeceğiz? Bu maskeli balo devam etsin mi diyeceğiz? Diyelim, bu yaşanmadı. Erdoğan’ın karşısındaki aday seçimi kazandı. İstanbul’daki gibi seçimler iptal edildiğinde ne diyeceğiz. Hukuk işledi, YSK kararını verdi mi diyeceğiz? Böyle bir siyasi tutum olmaz.
“Sanki nikah tarihi seçer gibi takvimde erken seçim için tarih beğenmeye çalışıyorlar. Böyle bir lüksümüz mü var”
Hayretle izliyoruz. Yurttaşın canı burnunda. Sanki nikah tarihi seçer gibi takvimde erken seçim için tarih beğenmeye çalışıyorlar. Böyle bir lüksümüz mü var? Bu memleket, Kasım 2025, Mart 2026’ya kadar bu iktidara katlanmak zorunda mı? Biz ne zaman seçim olursa ‘Erdoğan aday olabilir’ ne zaman seçim olursa ‘Erdoğan aday olamaz’ diye fal bakmak zorunda mıyız? Erdoğan’ın devri bitmiştir. Yeni yasama yılının açılışında TİP’in gösterdiği bu tavrın net ve anlaşılır olmasını istiyoruz. ‘Yalanlara, masallara karnımız tok. Hemen seçim’ diyoruz. TİP’in yeni yasama yılının açılışındaki tek cümlesi budur.”