Kara Harp Okulu yemin töreninde subaylık yemini nedeniyle soruşturma açılan teğmenlerin avukatı Dr. Mustafa Güler, davadaki son gelişmeleri paylaştı.
Tele1’in haberine göre, Avukat Güler, teğmenlerin resmi tören ve protokolün sona ermesini bekledikten sonra aileleriyle sahaya inip fotoğraf çektirdiklerini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Cumhurbaşkanının ayrıldığı haberi geliyor, emniyet görevlileri barikatı kaldırıyor ve teğmenlere 'buyur içeri geçebilirsiniz’ deniyor. Barikatın aşılması, üzerinden atlanması gibi bir şey yok. Dosyanın her yerinde bu barikattan bahsediliyor ancak barikatı emniyet görevlileri kaldırıyor.
"Komutanların müdahale etmesi gerekmez miydi?"
Teğmenler ailelerin sahaya inmesinin ardından geleneksel kılıç çatma yeminini yapıyorlar. Bu yeminin geleneksel olduğunu Milli Savunma Bakanlığı da Milli Savunma Üniversitesi de kabul ediyor. Ardından teğmen Ebru da arkadaşlarına katılarak subaylık yeminini ettiriyor.
Burada işlenen suç, Türk Silahlı Kuvvetleri ve devletin itibarını zedeleyecek hal ve davranışlara isnat ediliyor. Ancak iddia edilen bu eylem gerçekleşirken tabur ve bölük komutanı da sahada ve olayları izliyor. Bu durumda konuya iddiaya eylem olan duruma komutanların müdahale etmesi gerekmez miydi?
Bu komutanlar cep telefonuyla da kayıttalar. Yani o kadar olağan bir şey ki. Nihayetinde ilk tepki ise Milli Savunma Üniversitesi rektöründen geliyor. Rektör alandan ayrılıyor ardından 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' sloganını duyuyor ve telefona sarılıyor. Dekan yardımcısı Arif Sarı'yı arıyor.
"Sahada neler oluyor takip et"
Şöyle konuşuyor: 'Bu arada toplanmış teğmenler, anonsun ardından kaldırmış kılıçlarını Mustafa Kemal'in askerleriyiz şeklinde seslendiler. Ebru teğmen yanlarına vardı, grubun içerisinden bir kişinin komutuyla slogan kesildi, ardından Ebru teğmen andı okudu, grup da tekrar etti. And başladıktan sonra and devam etti. Grubun sesleri yükselince Sayın Cumhurbaşkanımızı uğurlamak için dışarı çıktığımızda rektörümüzü Prof. Dr. Erhan Afyoncu beni telefon ile arayarak ‘tribünde misin’ dedi. Ben de ‘evet’ dedikten sonra ‘sahada neler oluyor takip et’ dedi. Ben de tribünde bulunan fotoğrafçıyı sahaya yollayarak olayları takip etmesini söyledim.'”
