Politika

TBMM'de yeni yasama yılı başladı: Erdoğan'dan 'yeni anayasa' vurgusu

TBMM'de 28. dönem 3. yasama yılı dolayısıyla Atatürk Anıtı önünde tören düzenlendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yasama dönemine başlayacak olan Meclis'te konuştu.

Abone Ol

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un Atatürk Anıtı'na çelenk koymasının ardından bando eşliğinde saygı duruşunda bulunularak, İstiklal Marşı okundu.

Törene, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, TBMM başkanvekilleri Bekir Bozdağ, Gülizar Biçer Karaca, Celal Adan, AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, partilerin grup başkanvekilleri, milletvekilleri, TBMM Genel Sekreteri Talip Uzun ve Meclis bürokratları katıldı.

Törenin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Genel Kurul'a katılmak ve açış konuşmasını yapmak üzere TBMM'ye geldi. Erdoğan'ı TBMM Meclis Başkanvekili Celal Adan karşıladı.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle;

TBMM’nin ilk Başkanı, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve Kurtuluş Savaşımızın tüm gazi ve şehitlerini yâd ediyorum.

Meclis’imizin tüm mensuplarına şükranlarımı ifade etmek istiyorum.

Bu yıl ve önümüzdeki yasama yıllarında da Meclis’imiz gayretli bir çalışma dönemi geçirecek ve milletimizin ihtiyacı olan kanunları çıkaracaktır.

Milletimize hizmet edecek siyasi partilere, bütün vekil arkadaşlarımıza ve Meclis’imizin tüm çalışanlarına başarılar diliyorum.

Çatısı altında beraber olduğumuz TBMM 23 Nisan 1923’te açılmış, milli mücadeleyi sevk ve idare etmiş, İstiklal Harbi’mizi zafere taşımış ve 1923’te de Cumhuriyetimizi kurmuştur. Türkiye devlet ve parlamento tecrübesi açısından asırlara uzanan bir birikime sahiptir.

11. yüzyılda kurulan büyük Selçuklu Devleti’nden bugüne kadar kesintisiz süren devlet tecrübesi ile dünyada istisnai durumdadır.

Tıpkı devletimiz gibi bir şura makamı ve istişare makamı olarak Meclis’imiz milletimizin istiklalinin somut nişanesi olarak inşallah daima var olacak ve milletimize alnının akı ile hizmet edecektir.

15 Temmuz gecesi işgal kuvvetlerinin hain uşakları tarafından ele geçirilmeye çalışılan ve bombalanan Meclis’imiz vekillerimizin kahramanca duruşu sayesinde gazi unvanını bir kez daha teyit etmiştir. Burada şunu vurgulamak isterim, bu Meclis 104 yıllık tarihi boyunca şartların en çetin olduğu dönemde bile bir çözüm yolu bulmayı başarmıştır. Bu Meclis, milletimizin ufkunu genişletecek, ekonomik büyüme ve refaha en önemlisi de özgürlüklere daha fazla alan açacak en kuşatıcı anayasasını yapma tecrübesine ve kudretine ziyadesiyle haizdir.

"Yeni anayasanın kutuplaştırıcı değil birleştirici olması temel ilkemiz"

12 Eylül askeri darbesi sonrasında silahların gölgesinde milli iradeye dayatılan mevcut anayasa milletimize biçilmiş dar bir gömlektir. Yapılan irili ufaklı 20’den fazla değişiklik milletimizin anayasadan memnuniyetsizliğini açıkça göstermektedir, 1982 anayasasının miadı artık dolmuştur. Demokrasimizin yeni anayasa ihtiyacını günden güne daha fazla belli ettiğini görüyoruz. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak yeni anaysa ile ilgili olarak elbette biz kendi hazırlıklarımızı çok titiz bir şekilde yapıyoruz, ama bu demek değildir ki diğer tüm fikirlere kapımızı kapatıyoruz. Her düşünceye saygı duyarız, ilgiyle dinleriz, her yapıcı teklifi değerlendiririz. Yeni anayasanın kutuplaştırıcı değil birleştirici olması farklılıklarda değil ortak noktalarda buluşturması temel ve sarsılmaz ilkemizdir.

Millet varsa devlet vardır, devlet varsa millet varlığını idame ettirir. Devlet, milletin üzerinde değildir. Millet de devletsiz ayakta ve hayatta kalamaz. Ne devletimizin zayıflatılmasına ne de milletimizin bu yolla ayrıştırılmasına eyvallah etmeyeceğimiz bilinmelidir.

Milletin muazzez iradesini temsil eden insanlar olarak insanımızın hiçbir ferdini dışlamadan, azami müştereklerde buluşturan bir anayasayı yazabilir, yapabilir Allah’ın izni ile bu yüce Meclis eli ile hayata geçirebiliriz.

Tıpkı tabiat gibi, toplumlar ve devletler de bir düzene nizama sahiplerdir. Düzen devletin ve milletin temel direğidir. Düzeni sağlayan kanundur, kanunun ruhu ise adalettir. Adalet mülkün temelidir. Bir devleti var eden ve ayakta tutan adalettir. Milleti huzur, refah ve güvenlik içinde tutan adalettir. Devleti her türlü tehditten koruyacak olan adalettir. Ekonomiyi büyütecek, eşit dağılımı sağlayacak, çalışanı çalıştıranı mutlu edecek olan yine adalettir. Suçlu ile masum birbirinden ayırt edilmezse, suçlu elini kolunu sallayarak gezerken masum cezalandırılırsa adalet sarsılır, adalet sarsılırsa devlet sarsılır. Kolluk kuvvetlerimiz ve yargı camiamız adaletin tecellisi için gayret ve özveri ile çalışmaktadır. Bu vesile ile geçtiğimiz hafta menfur bir saldırı neticesi şehit edilen polis kızımız Şeyda Yılmaz başta olmak üzere tüm şehitlerimize minnet duygularımı ifade etmek istiyorum. Canları pahasına mücadele eden tüm güvenlik güçlerimizi rabbim muhafaza buyursun. Bütün emniyet teşkilatımıza tüm milletimiz adına şükran duygularımızı iletiyor ne kalbi selamlarımızı gönderiyorum. Kahraman ordumuzun yiğit mensuplarına da teşekkürlerimizi ifade ediyorum.

Askerimizin ve kolluk birimlerimizin güven içinde kalması için devletimiz her türlü fedakarlıkta bulunmaktadır, kanun ve düzen dışına çıkanlar ise adaletin tesisi ve devletimizin bekası adına tereddüt edilmeksizin yargı karşısına çıkacaklardır.

Yargı mensuplarımız ile Türk milleti adına karar veren mahkemelerimizin tehdit edilmesine hiçbirimiz müsaade etmemeliyiz. Meclis’imiz yeni yasama yılında suçun önlenmesine daha fazla eğilmeli, milletimizin giderek yükselen taleplerine daha çok kulak vermelidir.

Ekonomik gelişmeler

Asrın felaketi olan 6 Şubat depremlerine ve bölgemizdeki sıcak çatışmalara rağmen ekonomide belirlediğimiz hedeflerimize doğru ilerliyoruz. Ekonomi programımızda Meclis’imizin de desteği ile son 1 yılda önemli mesafe kat ettik. Geçen yıl gündemimizin üst sıralarında yer alan birçok meseleyi geride bıraktık ve bırakıyoruz.

Merkez Bankamızın geçen sene Mayıs’ta 98,5 milyar dolar olan brüt rezervleri bugün 156 milyar doları aşarak Cumhuriyet tarihimizin en yüksek seviyesine ulaştı. Hamdolsun Türkiye’nin artık rezerv meselesi yoktur.

Cari açığı sürdürülebilir bir seviyeye çektik. Temmuz’da 20 milyar doların altına kadar geriledik.

256 milyar dolarla ihracatımız rekor kırdı, güçlü performansımız 2024’te de devam ediyor. Yıllık ihracat 262 milyar dolarla tarihimizin zirvesine çıktı.

Turizmde 2023 yılını rekor ziyaretçi sayısı ve geliriyle kapattık, bu ene 60 milyon turist ve 60 milyar dolar gelir elde etmeyi hedefliyoruz.

Milli gelirimiz 1 trilyon dolar sınırını geçerek 1 trilyon 119 milyara ulaştı.

Böylece milli gelirde çok kritik bir psikolojik eşiği aşmayı başardık, 2024’te kredi notu 3 büyük kuruluş tarafından artırılan tek ülke Türkiye oldu. Ekonomimizin temel göstergelerindeki iyileşmeye bağlı olarak ülkemizin risk primi de düşüyor. Türkiye’yi daha çok siyasi sebeplerle alındığı gri listeden de çıkardık yine bu süreçte 6 Şubat depremlerinin Türk ekonomisine getirdiği 104 milyar dolarlık ek faturaya rağmen mali disiplinden taviz vermedik.

Kararlı duruşumuz sayesinde enflasyonda kalıcı düşüş trendine girmiş bulunuyoruz, yıllık enflasyon son 3 ayda 23,5 puan geriledi. Gıda enflasyonu da negatife döndü. Enflasyondaki düşüş devam edecek ve milletimiz bu düşüşü çarşıda pazarda mutfağında daha fazla hissedecektir.

Covid-19 salgını ile başlayan, savaşlarla devam eden ve asrın felaketi ile sarsılan makro dengeleri hızla iyileştiriyoruz. Her fırsatta ifade ettiğim gibi ekonomi programımıza katkı sunacak her türlü öneriye açığız. Kabul edelim ki eleştiri ayrıdır, ekonomik tetikçilik ayrıdır. Türkiye’ye kaybettirerek siyaset yapılmaz. Türkiye’nin ve 85 milyon vatandaşımızın menfaati söz konusu olduğunda siyasi rekabeti bir kenara bırakmamız gerekiyor.