Politika

TBMM Başkanvekili Karaca: Kadının sesi devrimci bir duruşu ifade eder

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanvekili ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, İzmir'de düzenlenen "Kadın ve Demokrasi Çalıştayı"nda örgütlü kadın mücadelesinin önemini anlattı.

Abone Ol

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca,“Kadınlar siyaset sahnesinde olmalıdır. Kadınlar iş dünyasında olmalıdır. Çalışma yaşamında olmalıdır. Sanatta olmalıdır. Sosyal yaşamda olmalıdır. Kadınlar her yerde olmalıdır. Çünkü kadının sesi devrimci bir duruşu ifade eder" dedi. 

TBMM Başkanvekili ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, İzmir'de Demokrat Kadınlar Sosyal Yardım Derneği tarafından düzenlenen "Kadın ve Demokrasi Çalıştayı"na katıldı.

Çalıştayda, örgütlü kadın mücadelesinin önemine değinen Karaca, şunları kaydetti:

"Kadın mücadelesi zor, meşakkatli ve uzun erimli bir mücadeledir. Ve özellikle de demokrasi savunusunun en önemli, en etkin mücadelelerinden birisidir kadın mücadelesi. Kadın mücadelesi sadece kadınlar için değil, tüm toplum için, tüm toplumu dönüştürecek, tüm toplumu özgürleştirecek bir mücadelenin adıdır. O nedenle bu tür buluşmaları çok önemsediğimizi, bu tür buluşmalarda kadın mücadelesinde kız kardeşlerle bir arada olmak ve o mücadelede birbirimizi tanıyarak omuz vermek, güçlenmek, örgütlenmenin de çok önemli olduğunun altını bir kez daha çizmek istiyorum. Evet, kadın mücadelesi zor, meşakkatli ve uzun erimli bir demokrasi savunusudur demiştik. Ancak şunu ifade etmek isterim ki kadın mücadelesini sadece seçim dönemlerinde oy kaygılarıyla, siyaset kaygılarıyla değil seçimsiz dönemlerde de tıpkı bu toplantılarda bu buluşmalardaki gibi o dönemleri de seçimsiz dönemlerde de bir arada olabilmek ve kadınlar ilgili kadınların katılımıyla oluşturulacak politikaları hayata geçirmek işte o uzun erimli, demokrasi savunusunun bence mihenk taşlarından biri olacaktır. O nedenle bu katılımı, bu buluşmaları çok çok önemsediğimi bir kez daha ifade etmek istiyorum.

"Kadınlar her yerde olmalı"

Kadınlar siyaset sahnesinde olmalıdır. Kadınlar iş dünyasında olmalıdır. Çalışma yaşamında olmalıdır. Sanatta olmalıdır. Sosyal yaşamda olmalıdır. Kadınlar her yerde olmalıdır. Çünkü kadının sesi devrimci bir duruşu ifade eder. O nedenle çok kıymetli konuklarımız var. Her birisi kendi alanında öncü olmuş, kendi alanında kadın temsiliyetine büyük güç vermiş konuklarımız. Ve kadınların bu alanlarda var olması çok kıymetli. Ama var olan kadınların da bizden sonra nesiller için bizden sonraki kız çocukları için umut olacak, onları heyecanlandıracak ve onları bu alanlardaki temsiliyette de daha da istekli ve hevesli hale getirecek bir çalışma anlayışının ve bir başarı hikayesinin de biz kadınlar bu makamlarda bulunan kadınlar tarafından hayata geçirmemiz gerekir. Kadınlar temsil ettikleri konumlarda, mücadeleyle ve hakikaten çok önemli bir süreç içerisinde hem siyaseten, hem sosyal anlamda, toplumsal anlamda her alanda erkeklerden çok fazla daha mücadele ederek geldikleri konumlar öyle bir temsiliyet sergileyebilmeliler. Öyle bir rol model olabilmeliler ki kendilerinden sonraki kız çocukları için de umut olsunlar. Onların hayal kurmasına, onların o makamları hedef seçebilmesine olanak sağlayacak bir prensibi, bir anlayışı hayata geçirmelidirler. Şimdi burada Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir başkan vekili olarak Mustafa Kemal Atatürk'ün koltuğuna vekalet eden bir kadın olarak hakikaten zorlu bir siyasi mücadele sonrasında bu makamda bulunmak çok kıymetli ama bu makamda bulunarak bizden sonrakilere de örnek olmak çok daha kıymetli.

"Meclis'te kadın varlığı çok kıymetli"

Kadın mücadelesi dedik, siyasette kadının varlığı çok kıymetli. Meclis’te kadın varlığı çok çok kıymetli. Ben ilk Meclis Başkanvekili olduğumda iktidar partisinin milletvekilleri tarafından çok ciddi mobbinge maruz kalıyorsunuz. Örtülü bir mobbing. Yani Meclis kürsüde bir kadın var. İşte biz bu kadını öfkelendiririz. Kızdırırız ve istediğimizi yaptırırız gibi. Çok yoğun bir baskıcı anlayış hakim oluyordu ve orada sizi aslında hani bir kadın olarak sizin zayıf ve güçsüz olduğunuzu göstermeye çalışıyorlar. Çünkü çok önemli bir makamdasınız. Kadın olarak orada zayıf ve güçlüyseniz bir daha o makama bir kadının gelmesinin de önünü kesmiş olacaklardı. Ama bugüne kadar çok şükür ki kadın arkadaşlarımızdan ve orada demokrasi mücadelesi veren hak mücadelesi veren tüm arkadaşlarımızın da desteğiyle biz geri adım atmadık ama onlar geri adım atmak zorunda kaldı. Birçok konuyu birlikte hayata geçirdik."