TBMM Adalet Komisyonu’nda kamuoyunda '9. Yargı Paketi' olarak bilinen 38 maddelik ‘Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görüşülmeye devam ediyor.

 Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, komisyona katılarak kanun teklifine ilişkin görüşlerini sundu. Sağkan komisyonda ağırlıklı olarak; 'kadının soyadına', 'adli yardım ödemelerinde birden fazla baronun bulunduğu illerde dikkate alınacak baro nüfus oranlarına', 'arabuluculuk için aranan mesleki kıdem koşuluna' ve 'arabuluculuk görüşmesine gelmeyen vatandaşın sorumluluğunu avukata yükleyen' düzenlemelere ilişkin görüşlerini ifade etti.

Cemal Enginyurt ve Salih Uzun, Demokrat Parti'den istifa etti Cemal Enginyurt ve Salih Uzun, Demokrat Parti'den istifa etti

"Kadının soyadı konusundaki düzenlemenin teklif metninden çıkarılması gerektiğine inanıyoruz"

9. Yargı Paketi'nin kamuoyunda şu anda en çok konuşulan başlığının 15. maddesinde düzenlenen kadının soyadı olduğunu hatırlatan Sağkan, Anayasa'ya aykırılık iddialarının başında da bu maddenin geldiğini hatırlattı. Sağkan şunları söyledi:

"Kadınlar doğumla kazandıkları soyadlarını kullanmak için çok uzun zamandır haklı bir mücadele yürüttüler. Bu mücadelelerinin karşılığını Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nda aldılar, Anayasa Mahkemesi’nde bireysel başvuru dosyaları üzerinden defalarca aldılar. Yine AİHM aynı şekilde hak ihlali kararları verdi. Son olarak Anayasa Mahkemesi, Anayasa'nın 41. maddesindeki eşitliğe aykırı olduğu gerekçesiyle Türk Medeni Kanunu'nun 187. maddesinin ilgili hükmünü iptal etti. Bugün baktığımızda önümüzdeki teklif; bugüne kadar hak ihlali kararları verilen ve son olarak Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği Medeni Kanun'daki hükmü ve uygulamadaki durumu aynen muhafaza eden bir içerikte. Haliyle Anayasa'nın 153. maddesinin 'Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme ve yargı organlarını bağladığına' ilişkin açık hükmüne çok net şekilde aykırılık teşkil ediyor. Bu durumun Yargıtay’ın bir dairesinin ‘Anayasa Mahkemesi kararını uygulamıyorum’ demesinden hiçbir farkı bulunmamaktadır. Tabii Anayasa'ya aykırılığın dışında bu konunun vicdani ve insani bir tarafı da söz konusu. Ben Adalet Komisyonu’nun da yüce Meclis’in Genel Kurulu’nun da Türkiye'de bu mücadeleyi veren kadınlara 'Hayır Anayasa Mahkemesinin kararına rağmen biz sizin soyadı hakkınızı tanımıyoruz, gidin her biriniz yıllarca sürecek hukuki mücadelelerle bu hakları edinin' demeyeceğine inanıyorum, inanmak istiyorum.”

Kadının soyadı konusunda teklifin 15. maddesindeki gerekçelerin tamamının AYM kararının içinde ayrıntılı olarak değerlendirildiğine dikkat çeken Sağkan, şöyle devam etti;

"Soyadı konusunun; soy bağının sıhhatiyle, aile bütünlüğünün zarar görmesiyle, çocukların psikolojisinin bozulmasıyla hiçbir ilgisinin bulunmadığına ilişkin açıklamalar çerçevesinde düzenlemenin teklif metninden çıkartılması, karşılaştırmalı hukuk çerçevesinde konunun ilgilileriyle bir masada buluşularak, komisyon nezdinde insani, vicdani ve hukuki bir çözümünün sağlanması gerektiğine inanıyoruz"

"Temennimiz yanlış olduğuna herkesin mutabık olduğu çoklu baro yasasından dönülmesidir"

TBB Başkanı Sağkan, adli yardımın aynı ildeki barolar arasındaki dağılımına yönelik düzenlemeye geniş yer verdiği konuşmasında, "Kanun teklifinin 3. maddesi çerçevesinde adli yardım ödeneğinin aynı ildeki barolar arasında dağılım esasına ilişkin bir konuyu konuşuyoruz ancak asıl konuşulması gereken Anayasa'ya aykırı olan çoklu baro düzenlemesinin yanlış bir düzenleme olduğu konusunda istisnasız herkesin mutabık olmasıdır” dedi. Sağkan konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Temennimiz, yaklaşık 4 yıldır uygulamada olan ve gerçekten ne avukatların meslek sorunlarına ne de yargı sistemimize hiçbir katkısı bulunmadığı artık tüm çevreler tarafından kabul edilen bu çoklu baro yasasından bir an önce geri dönülmesidir."

Editör: Nur Yıldız