Suriyeli mültecilerin "gönüllü, güvenli ve onurlu" geri dönüşü nasıl olacak?
Haber: Erva Gün
2011’de başlayan Suriye İç Savaşı'ndan bu yana Ankara ve Şam arasında ilk temas geçtiğimiz yıl Rusya’nın arabuluculuğunda gerçekleşmişti. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun ev sahipliğinde Suriye Savunma Bakanı Alı Mahmud Abbas ve istihbarat başkanı ile görüşmüşlerdi. İkinci görüşme, mart ayında İran’ın resmi katılımıyla Türkiye, Rusya, Suriye ve İran dışişleri bakan yardımcıları Moskova’da görüşmüşlerdi. Temasların siyasi zemine taşındığı görüşme ise mayıs ayında Moskova’da Türkiye, Rusya, Suriye ve İran’ın dışişleri bakanlarının dörtlü görüşmesiyle gerçekleşmişti.
Suriye ile normalleşme görüşmelerinde en çok merak edilen konulardan biri ise Suriyeli mültecilerin geri dönüşleri olmuştu. Şam ve Ankara, görüşmeler sırasında kendi şartlarını ortaya koyarken Şam yönetiminin en büyük şartları Türkiye’nin Suriye topraklarından çekilmesi ve silahlı gruplara verilen desteğin çekilmesiydi. Ankara yönetimi, Suriye’de askeri varlığını sürdürmeye yönelik ısrarına devam ederken Suriyeli mültecilerin ülkelerine nasıl döneceği ise merakla beklendi.
1 milyon mülteciyi barındıracak konutlar
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden dört gün önce Ankara’da yaptığı açıklamada 500 bin Suriyeliyi göndermeye başladıklarını söylemişti. Erdoğan açıklamasında, Katar ile birlikte yapılan 1 milyon mülteciyi yerleştirecek konutların da yapım sürecinin devam ettiğini belirterek “Biz ensarız ve muhacirlere o şekilde yaklaşıyoruz” demişti.
Türkiye, Cerablus’ta Katar Kalkınma Fonu’nun finansmanıyla 240 bin kalıcı konut inşa ediyor. İlk 5 bin konutun bu yıl bitmeden tamamlanması hedefleniyor. İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen Güvenli Gönüllü Onurlu Geri Dönüş Projesi kapsamında Suriye’nin kuzeyindeki Cerablus’ta konut projesinin temel atma törenine katılan eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İdlib ve Afrin'de de yaklaşık 107 bin briket ev yapıldığını, bölgede 6 milyon kişinin yaşadığını söyledi.
Soylu yaptığı açıklamada, 3 milyon 381 bin Suriyeli’nin “onurlu ve güvenli” gönüllü geri dönüş yaptıkları andan itibaren konutlarda oturabileceklerini belirtmişti.
[caption id="attachment_386777" align="alignnone" width="1000"] Mayıs 2022'de İdlib Valiliği'nde yerinden edilmiş Suriyeliler için Türkiye İçişleri Bakanı'nın yerleşkenin açılışı sırasında çekilmiş havadan görüntü (AFP)[/caption]
“Dönüşlere teşvik ediyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin birinci ve ikinci turu arasında yaptığı açıklamada, yaklaşık bir milyon mültecinin gönüllü olarak Suriye'ye dönmesini hedeflediğini söyledi.
Erdoğan, mültecilerin geri dönüşlerini kolaylaştırmak için savaştan zarar gören ülkenin Türk kontrolündeki bölgelerinde altyapı ve evler inşa edildiğini aktararak, "Türk STK'ları, buradaki mültecilerin anavatanlarına geri dönebilmeleri için Suriye'nin kuzeyinde yerleşim birimleri inşa ediyor. Bu süreç çoktan başladı. Bir milyon mülteciyi anavatanlarına geri dönmeleri için teşvik ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, bazı işlerde istihdam ihtiyacı var demişti
İki seçim arasında Suriyeliler ile ilgili ilginç bir açıklama ise eski Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’ndan gelmişti.
Çavuşoğlu Habertürk kanalında yaptığı açıklamada, Suriyeli göçmenlerin ilgili sektörlerde işgücüne ihtiyaç olduğunu belirterek, "Tamamını ‘yüzde yüz göndereceğiz’ dersek, bu doğru olmaz. Türkiye'nin şu anda tarım sektöründe, sanayide, hallerde, bazı işlerde istihdama ihtiyacı var, görüyoruz" demişti.
“Dönüş yapanların sayısı 1 milyon olabilir”
Erdoğan, geçtiğimiz günlerde Körfez ülkelerine yaptığı ziyaretten dönerken Suriyeli mülteciler hakkında da konuştu.
Erdoğan, Suriyeli mültecilerle ilgili, "Şu an itibariyle dönüş yapan sığınmacı rakamında 1 milyonu yakalamış olabiliriz. Bundan sonraki süreçte bu daha da artacaktır. Özellikle de Katar, Suriye’nin kuzeyindeki bölgede hazırlanan projeyi destekliyor" açıklamasında bulundu.
Erdoğan: “Karşılıklı adımlarla ortak noktada buluşmaya varız”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 9 Ağustos’ta Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki 14. Büyükelçiler Konferansı’nda katılımcılara hitap etti. Erdoğan, Irak ve Suriye istikrara kavuştukça sığınmacıların gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüşlerinin de hızlanacağına atıfta bulunarak, “İnşasına başladığımız konut projeleri, daha fazla sığınmacının evlerine dönmelerini teşvik edeceğiz” dedi.
Erdoğan konuşmasının devamında, “Türkiye Yüzyılı olarak sembolleştirdiğimiz dönemde hedefimiz, ülkemizin etrafında bir barış, istikrar, ve refah kuşağı tesis etmektir. Diyalog ve diplomasi bizi bu hedefe taşıyan en önemli iki aracımız olacaktır… Herkesle görüşmeye, konuşmaya, karşılıklı adımlarla ortak bir noktaya buluşmaya varız ve hazırız” açıklamasında bulundu.
Esad: "Uzlaşma mümkün değil"
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, 9 Ağustos'ta Sky News Arabia televiyonuna konuştu. Esad, savaştan zarar gören ülkesinde şiddetin artmasından Türkiye'nin sorumlu olduğunu savundu.
"Türk güçlerinin Suriye'den çekilmesi" çağrısı yapan Esad, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinin mümkün olmadığını söyledi.
"Suriye'deki terörizm Türkiye'de üretiliyor." şeklinde konuşan Esad, "Ben ve Erdoğan neden buluşalım? Meşrubat içmek için mi?" dedi.
Türkiye, kontrolü altındaki bölgelere vali ataması yapmıştı
TSK’nın kontrolünde olan bölgelerde koordinasyonun sağlanması için Türkiye ilk olarak 2013 yılında bölgeye vali ataması yapmıştı. Koordinasyon merkezi Gaziantep olmuş ve Faysal Yılmaz vali olarak atanmıştı. 2018 yılında koordinasyon merkezi Hatay olmuştu. Afrin’in yönetiminde koordinasyon görevini ise Hatay Valiliği üstlenmiş ve Ankara’dan atanan bir vali yardımcısı Afrin’de vali gibi hareket ederek koordinasyonun görevlerini yürüteceği belirtilmişti.
Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 2018 yılı ocak ayında “Azez’de, Cerablus’ta, Mare’de bugün kaymakamımız var, Emniyet müdürümüz var, bugün jandarma komutanımız var” açıklaması yaparak mülki idare pozisyonları için görevlendirmeler yaptıklarını belirtmişti.
İnşa edilen konutlar TSK’nin kontrolündeki bölgede
Türkiye’nin Cerablus’ta Katar finansmanı ile inşa ettiği konutlar Türkiye destekli muhalif grupların yönetiminde olan bir bölge. AKP kadrolarının “onurlu, gönüllü ve güvenli” dedikleri gönüllü dönüşlere işaret edilen yer silahlı grupların kontrolünde. Geri dönüşleri sağlanan mültecilerin gittikleri bölgelerde birçok hak ihlali ile karşı karşıya kaldığını İnsan Hakları İzleme Örgütü, 2021 yılında yayınladığı raporda duyurmuştu.
Raporda, 2017 ile 2021 arasında Lübnan ve Ürdün'den Suriye'ye dönen Suriyeli mültecilerin Suriye hükümeti ve ona bağlı silahlı gruplar tarafından uygulanan ağır insan hakları ihlalleri ve zulümle karşı karşıya kaldıkları belirtildi.
"Suriye, geri dönüş için güvenli değil"
“Hayatlarımız Ölüm Gibi: Lübnan ve Ürdün’den Geri Dönen Suriyeli Mülteciler” isimli raporda, Suriye'nin geri dönüş için güvenli olmadığı yer aldı. Raporda yer alan veriler geri dönenler ile onların aile üyelerinden oluşan toplam 65 kişiyle yapılan görüşmelerde, 21 gözaltı ve keyfi tutuklama vakası, 13 işkence vakası, 3 kaçırılma, 5 yargısız infaz, 17 zorla kaybetme ve 1 cinsel şiddet iddiası ile belgelendi. İnsan Hakları İzleme Örgütü, tüm ülkelerin, Suriyelileri şiddete ve işkenceye maruz kalacakları Suriye’ye geri dönmelerine karşı korumaları ve zorunlu geri dönüşleri durdurmaları gerektiğini vurguladı.
"Koruma koşulları yok"
Mültecilere uluslararası koruma ve insani yardım sağlamakla görevli BM kurumu Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK)’nin Mart 2021’de yayınladığı raporda, Suriye’nin güvenli olmadığı yer aldı. Raporda, kilit öneme sahip olan koruma koşullarının yokluğunda kitlesel geri dönüşlerin kolaylaştırmama yönünde durumun sabit olduğu belirtildi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, tüm ülkelerin, Suriyelileri şiddete ve işkenceye maruz kalacakları, Suriye’ye geri dönmelerine karşı korumaları ve zorunlu geri dönüşleri durdurmaları gerektiğini belirtti.
"Şam'ın uluslararası garanti vermesi gerek"
İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi (İGAM) Başkanı Metin Çorabatır, Suriyeli mültecilerin geri dönüşlerinin nasıl olacağının bilinmediğini söyledi. Çorabatır, Türkiye hükümetinin bahsettiği geri dönüşlerin yapılacağı bölgelerin fiili olarak TSK’nın kontrol ettiği bölgeler olduğunu vurguladı.
Çorabatır, "Seçim öncesinde çeşitli muhalif liderlerin ve Millet koalisyonu olarak, geri dönüşlerin Esat’la yapılacak bir anlaşma ile olacağını söylüyorlardı" dedi. Bu tür bir anlaşmanın şu anda veya yakın gelecekte mümkün görünmediğini aktaran Çorabatır, "Şam hükümetinin, uluslararası garanti veya bir anlaşma yapması gerekiyor" açıklamasını yaptı.
Çorabatır, geri dönüşlerde yürütülen mekanizmayı şu şekilde anlattı;
"Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliği'nden bir gözlemci o geri dönecek insanın uygun makamla yapacağı konuşmaya katılması gerekiyor. Geri dönmek isteyen mülteciye bir belge imzalatılıyor. Okudum, anladım, gönüllü olarak kendi rızamla dönüyorum şeklinde. Bazı iddialar ve oldukça yaygın iddialar var. Birçok insan 'anlamadığımız bir dilde, Türkçe’de okuyup, bize imzalatılıyor' deniliyor. Her zaman BM yetkilisi bulunuyor mu bilemiyoruz tabii ki.
Bir fiili kontrol olan dönüşlerden bahsediyoruz. Gönüllü geri dönüş için genelde mültecilere ev sahipliği yapan ülke, onları geri alacak olan kaynak ülke ve üçüncü bir otorite yani verilen sözlerin tutulacağına dair şahitlik yapan BM’nin mülteci örgütü bulunuyor. Üçlü anlaşmalarla mümkün olabilir. Hükümetin planına göre üçlü anlaşma yapma durumu yok çünkü ev sahibi ülke o bölgede egemen değil. Bir şekilde yine mevcut geri dönüş uygulamaları, konutlar yapılır ve kampanya ile mültecilerin oraya gitmesi teşvik edilirse insanların buna razı olduğunu gösteren BM yetkilisinin gözünden buna şahit olunması gerekir."
Yorumlar