Haber Merkezi - TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Aile ve ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçe görüşmeleri tamamlandı. Aile ve Sosyal Hizmet Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, milletvekillerinin eleştiri ve sorularına yanıt verdi.

"Deprem bölgesinde kadına şiddetin arttığını biliyoruz, üzerinde çalışıyoruz" 

Bakan Özdemir Göktaş, deprem bölgesinde kadına şiddet vakalarında artış yaşandığıyla ilgili soruya “Bugün 6 şubat depremi nedeniyle zarar gören bölgede her alanda devasa bir dönüşüm gerçekleştiriyoruz, ben de sık sık deprem bölgesinde alana iniyorum. Kadınlarımızın da orada şiddet oranlarının arttığına dair, tabii ki biliyoruz bu tür ortamlarda, ona da hassaten yakın çalışıyoruz. Tüm olumsuzluklara rağmen kimseyi geride bırakmadık, her konuda vatandaşımızın yanında olduk" dedi.

"Çocuk vakaları ile ilgili sorularınıza yazılı olarak cevap vereceğim"

Aile hekimleri, "eziyet yönetmeliğine" karşı üç günlük iş bırakma eyleminde Aile hekimleri, "eziyet yönetmeliğine" karşı üç günlük iş bırakma eyleminde

Özdemir Göktaş, çocuk istismarı, koruma altındaki çocuklar ile ilgili soruları yazılı yanıtlamak istediğini belirterek "Koruma ve bakım altındaki çocukların sevgi ile büyümeleri en çok hassasiyet gösterdiğimiz hususlardan biridir, bu hassasiyetimizi de göz önünde bulundurarak çocuk vakaları ile ilgili sorularınıza, bu konuda sorumluluğu alıyorum, sözlü olarak değil yazılı olarak cevap vereceğim. Çocukların mahremiyetini korumak benim için önemli bir vazifedir. İsimlerini zikretmek ve vakalardan bahsetmek... Bu çocuklar ileride çalışma yaşamlarına başladıklarında, hayatlarını normalleştirmeye çalıştıklarında bu vakalar internet üzerinden hemen bulunabilecek. Bu da çocukların haklarını suistimal etmek demektir. Çocuklarımızın temel haklarında olan unutulma hakkına riayet ediyoruz. Çocuklarımızın iyilik hali her şeyden önce gelir. Her vakaya müdahil oluyoruz, sorunların peşini bırakmıyoruz bu iddia dahi olsa" dedi.

"Bu rakamlar yeterli değildir"

Kız çocuklarının okulaşma oranının azaldığına yönelik eleştirilere ilişkin de Göktaş, "Kız çocukları okuldan uzaklaştırılmıyor, aksine son 20 yılda hem okuryazarlık oranının artması hem de kız çocuklarının okullaşmasında önemli aşamalar kaydettik. Kadın okuryazarlığı oranı yüzde 95'in üzerine çıktı. Kız çocuklarının okullaşma oranı bugün yüzde 89'un üzerindedir. Bu rakamlar elbette yeterli değildir, yüzde 100 oranına ulaşana kadar durmadan çalışmaya devam edeceğiz" yanıtını verdi.

"Ailelerimizi tehdit eden içeriklerle mücadele edeceğiz"

Çocukların kaygı ve depresyon durumu ile ilgili gelen sorulara Bakan Göktaş, şöyle cevap verdi:

Bu kapsamda hem çocuklara psikososyal destek veriyoruz hem de geleneksel ve sosyal medya ortamında çocukların gelişimine olumsuz yönde etkileyecek içerikleri takip ediyoruz. Sosyal Medya Çalışma Grubu oluşturduk, 7/24 izleniyor ve içerikleri bizzat kontrol ederek gerekli başvurularda tek tek bulunuyoruz. Bu sistemin de sadeleştirilmesini önemsiyoruz. Ailelerimizi tehdit eden içeriklerle mücadele de ayrıca edeceğiz. Çocuk dostu içeriklerin sayısının artırılması ve teşvikinin sağlanması yanı sıra çocukların yazılı, görsel ve dijital yayınların zararlarından ve diğer risklerden korunması amacıyla zararlı içeriklerle de mücadele ediyoruz. Ebeveynlerin, bakım verenlerin ve çocukla temas halinde olan personelin desteklenmesine yönelik çocuklarda mahremiyet bilinci eğitimlerini veriyoruz şu ana kadar 146 bin 626 kişiye eğitim verdik, 11 bin 600 çocuğa akran destekli öğrenme tekniği ile dijital okuryazarlık eğitimi verdik, vermeye devam edeceğiz.

"Evlat edinme süreci ile ilgileneceğiz"

Evlat edindirme sürecinin yavaş işlediği eleştirisiyle ilgili de Özdemir Göktaş, şunları kaydetti:

"Evlat edindirme hem hukuki hem de psikolojik boyutu olan bir süreç. Çocuğun yararı ilkesi doğrultusunda üzerinde çok detaylı düşündüğümüz, titizlikle takip ettiğimiz bir süreç. Medeni Kanun gereği ailenin çocuğu evlat edinme koşularını sağlıyor olması lazım. Belirlenen koşulları sağlayan ailelerin yanında il müdürlüklerimiz, avukatlarımız, psikologlarımız süreçleri birebir takip ediyor, gerekli denetimler yapılıyor. Süreci hızlandırmak için neler yapabiliriz buna da bakacağız tabii ki.

"Kadın ve çocuk mağduriyeti konusunda her türlü vakada varsa tespitleriniz gelin birlikte konuşalım"

Göktaş, kadına şiddet ve kadın cinayetleri ile ilgili soruları da tıpkı çocuk istismarı vakalarına ilişkin sorularda olduğu gibi yazılı yanıtlayacağını belirterek sebebini şu ifadelerle açıkladı:

Burada her dile getirilen vaka şiddet mağduru olan kadınların tekrar hedef haline gelmesi, maruz kaldığı şiddeti yeniden hatırlamaları, toplumla kaynaşmalarına engel olmak demektir. Kadın ve çocuk mağduriyeti konusunda her türlü vakada varsa tespitleriniz gelin birlikte konuşalım, çözelim, doğrudan vakanın üzerine gideceğim. Sizlerden ricam kimin elinde bilgi, belge varsa bizimle paylaşmasıdır, diğer ricam da spekülasyona, iddiaya dayanan yaklaşımlardan uzak durmamızdır. Böylesi hassas bir konuyla ilgili yorum, tartışma yapılırken öznenin kadınlar ve çocuklar olduğu unutulmamalıdır.

"Türkiye'de kadına şiddet ve mücadele konusunda güçlü bir hukuki altyapı var"

Göktaş, sözlerine şöyle devam etti:

"Kadına yönelik şiddet konusu siz şunu yaptınız biz bunu yaptık denecek bir konu değildir. Siyaset üstü bir meseledir, toplumun meselesidir. Bu soruna asla müsamaha göstermedik, şiddete maruz kalan, kaldığını iddia eden dahi olsa, herkesi koruma altına alıyoruz. Şiddet faillerinin gerekli cezayı alması konusundaki duruşumuz çok nettir, bu konudaki eleştirileri kabul etmek mümkün değildir. Davaları büyük bir titizlikle takip ettiğimizin altını çiziyorum, hatta özellikle kendim takip ediyorum. Mağdurlar şikayetinde vazgeçmiş olsa bile takibi sürüyor. Kadına yönelik şiddeti önlemede meseleyi bütüncül olarak ele alıyoruz. Her vaka bizim için fazla bir vakadır. Türkiye'de kadına şiddet ve mücadele konusunda güçlü bir hukuki altyapı var."

"Biz kadınları sadece 25 Kasım'da 8 Mart'ta değil her gün önemsiyoruz"

Kadın sığınaklarının durumu ve gizliliğine ilişkin soruya dair de Göktaş, "Hem yurt dışını hem Türkiye'yi bilen bir kardeşiniz olarak kadın konukevlerimizin imkanlarının daha iyi olduğunu hiç tereddüt etmeden söyleyebilirim. Her cinayet fazladan olan her şiddet fazladan olan bir şiddettir. Psikolojik şiddet yokmuş gibi davranılıyor, psikolojik şiddet dahil mücadele etmemiz şart. İhtisaslaşmış konukevleri var; 15 ilde 17 kadın konukevi yüksek can güvenliği ve özel ihtiyaç alanlarına göre ihtisaslaştırılmıştır. Gizlilik konusunda tüm kurumlarımız son derecede hassastır. Kadın konukevlerimizin doluluğu şu anda yüzde 75, keşke şiddet oranı sıfır olsa da kadın konukevleri boş olsa. Aile ile kadın zıt kavramlar değildir, birini güçlendirmek diğerinin zayıflaması değildir. Biz kadınları sadece 25 Kasım'da 8 Mart'ta değil her gün önemsiyoruz. Biz her daim alanlarda olacağız, kadın haklarını durmadan savunmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

"Sözleşmeler insan hayatını korumaz"

Göktaş, İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesine yönelik eleştirilerle ilgili “Sözleşmeler insan hayatını korumaz, insanların hayatını koruyan kanunlardır, kanununuz yoksa uygulamayı hayata geçiremiyorsanız sözleşme var, sloganda mı kalsın? Dün olduğu gibi bugün de kadınları ve çocukları mağdur edecek hiçbir uygulamanın yanında olmayacağız" dedi.

Editör: Erva Gün