Son düzlükteyiz

Utku ŞENSOY İttifak ortaklarının, siyasi parti liderlerinin cansiperane biçimde meydanlarda son nutuklarını atıp, kararsızların gönlünü almaya çabaladığı, haftalardır süren açık hava toplantıları, mitinglerde sona gelindi. Cumhurbaşkanlığı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki 600 sandalye için oy kapma yarışında artık son düzlükteyiz. Anket firmaları tahminlerini açıkladı, yurttaşların büyük çoğunluğu kararını verdi. Sandıktan kimin çıkacağı, başkanlık koltuğuna kimin oturacağı konusunda artık karar yurttaşın. Meclis aritmetiğindeki sandalye dağılımı ve kritik 301 rakamı konusunda da son söz yurttaşta! 13’ncü Cumhurbaşkanımızın ve 28’nci Dönem Milletvekillerimizin seçimi için Pazar günü sandık başında seçmene iki ayrı oy pusulası verilecek. Biri 4 adayın yarışacağı cumhurbaşkanı adayları pusulası, diğeri de 5’i ittifak içinde olmak üzere 24 siyasi partinin yer alacağı 1 metreden daha uzun milletvekili seçimleri pusulası. Her seçimde olduğu gibi kararsızlar ve sandığı protesto edenler 14 Mayıs’ta yine ön planda olacak. Ayrıca, bu seçimin sonuçlarını, anahtar konumdaki; “Gençler, kadınlar ve Kürt yurttaş seçmenlerin belirleyeceği” konusunda hemen herkes hemfikir. Onlar isterse düğüm çözülür, her şey ilk turda bitebilir! Yoksa Cumhurbaşkanını seçmek için 28 Mayıs Pazar günü ikinci kez sandığa gideceğiz. Yurttaş hangi aday, siyasi parti ya da ittifak daha fazla umut veriyorsa, oyunu ona verecek. Bu kadar siyasi eğilim ve ittifakın arasından hala, “benim tercihimi yansıtan bir hareket, lider bulamıyorum bu nedenle oy kullanmak istemiyorum” diyenlerin tercihine saygı duyarız. Ama böyle düşünenler, önümüzdeki 5 yıl hiçbir şeyden şikayetçi olmasınlar, ya da yurttaşlık görevini yapıp Pazar günü sandığa gidip oy kullansınlar. Deprem felaketi yaşayan 11 ilimizde artçı sarsıntılar hala devam ediyor. O bölgede müzik, afiş ve poster yasakları olmasına rağmen durumdan vazife çıkaran bazı işgüzarların enkaz halindeki binalara astığı afişler pes dedirtecek cinsten. 50 binden fazla insanımızı yitirdik hiç mi vicdanınız, saygınız yok? Türkiye analizi zor bir ülke, yabancıların ülkemizi anlayabilmesi, siyasi havayı koklayıp olan bitene yorum yapabilmesi pek de kolay olmuyor. Zaten bu nedenle çoğu zaman isabetsiz tespitler yapıp, hatalı manipülasyonlarda bulunup yanlış ata oynarlar bu coğrafyada. Keza, genel seçmen profili ve eğilimleri konusunda ne kadar derin analiz yaparsanız yapın, iş dönüp dolaşıp o küçük yüzdelik dilimi oluşturan kararsızların sandık başında son gün verecekleri karara bağlıdır. Toplam 190 binden fazla sandıkta 61 milyona yakın seçmenin oy kullanacağı düşünüldüğünde, bıçak sırtı giden seçimlerde, sandığı protesto eden ya da kararsız olanların yüzde 4-5’lik bir kesiminin tercih yapıp oy kullanması demek, 3 milyon kişinin tercihinin sandığa yansıması anlamına gelir. Bu küskünler grubunun tercihi, diğer oylardan çok daha değerli anahtar pozisyonda olduğu için, bir adayı yüzde 50 artı bir oya, ya da siyasi parti-ittifakın 301 sandalyeye ulaştıracak güçtedir. Artık sözün bittiği yerdeyiz, provokasyondan uzak, vakur biçimde oylarımızı kullanıp, sandığa sahip çıkıp, sonuçları sakince bekleyip göreceğiz. Arzumuz; “Katılımın yüksek olması”, Ümidimiz; “Seçimlerin hırgür olmadan güvenli bir ortamda, demokrasi şöleni biçiminde geçmesi”, Temennimiz; “Cumhuriyetimizi ikinci yüzyıla taşıyacak, ülkemiz için yararlı olacak siyasi parti, hak eden ittifak ve liderin kazanmasıdır”. Seçimlerin ülkemize hayırlı olması dileğiyle.