Başarır’dan iktidara çağrı: ‘Baharda sandığı getirin!’ Başarır’dan iktidara çağrı: ‘Baharda sandığı getirin!’

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) Genel Kurulu'nda konuşan Saadet-Gelecek Grubu Grup Başkanvekili Bülent Kaya, "Siz bu bütçeyle zengini kayırıyor, vatandaşı silkeliyorsunuz. Belediyeleri silkeleyip silkelememek sizin takdirinizde. Silkeleyecekseniz parti ayırmadan herkesi silkeleyin" dedi. Gelecek-Saadet Grup Başkanı Selçuk Özdağ ise "MİT Başkanı'nın gidip Emevi Camii'nde namaz kılmasını da uygun bulmuyorum. Bir MİT Başkanı bu tür şeylerde öne çıkmasın" ifadelerini kullandı. 

Meclis'te 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin tümü üzerine görüşmeler sürüyor.

Gelecek-Saadet Grubu Grup Başkanı Selçuk Özdağ'ın konuşmasında şunlar kaydedildi:

"Ülkenin bir sene boyunca ne yiyip ne içeceğine, nasıl yaşayacağına onay vereceğimiz bütçenin oylamasını yapacağız. Bizim burada olmamıza müsade eden şey ise demokrasidir. TBMM, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile rutin bir noterlik faaliyeti yapan bir kuruma dönüştürülmüştür. Bunun en acı örneği de bütçede yaşanmaktadır. Bu bütçede sadece konuşabiliyoruz. Bu bütçeyi yönetecek kişi olan cumhurbaşkanıdır dolayısıyla burada olması gereken kişi de cumhurbaşkanıdır. Bazı hususlar vekaletle kotarılacak konular değildir. Bunun başında da bütçe gelir. 

Bırakın bir paragrafını bir virgülünü bile değiştiremediğimiz bir bütçe ile karşı karşıyayız. Buna da demokrasi diyoruz. Bu bütçede hangi kuruma ne kadar bütçe ayrıldığını biliyoruz, ne kadar harcayacaklarını da biliyoruz, nasıl ve kimlere harcayacağını ise bilmiyoruz çünkü denetlenemeyen bir yapıyla karşı karşıyayız. Bize Hindistan standarlarında yaşayın ama İsviçre'de yaşıyormuş gibi fatura ödeyin deniliyor. Bu neden reva görülüyor deyince de vatan haini diyorsunuz. Ülkenin iyi olmasını istemek sizin nazarınızda vatan hainliği mi?

"Mahrem yerleri ifşa etmeyi kalkmasınlar"

Ben Can Atalay ile 180 derece farklı görüşlere sahibim ama burada bir haksızlık var. AYM daha önce verdiği kararı uygulamıyor. Hani yasama, yürütme, yargı ayrıydı? Bir diğer yandan da beyin göçü var. Türkiye'nin dehalarının Avrupa'da ne işi var bir sorun. CHP'lileri tenzih ediyorum başka bir parti de olabilirdi ama MİT Başkanı geçtiğimiz haftalarda size gelip sunum yaptı. MİT Başkanı buraya bütçesine gelmiyor, size niye geliyor? Bize de gelmesin. Aynı zamanda bir MİT Başkanı'nın gidip Emevi Camii'nde namaz kılmasını da uygun bulmuyorum. Bir yandan Trump başka şeyler söylüyor bir yandan Ömer Çelik başka şeyler söylüyor. Bir MİT Başkanı bu tür şeylerde öne çıkmasın. Mahrem yerleri ifşa etmeyi kalkmasınlar. 

F-35'leri parasını ödediğimiz halde bize vermiyorlar. Niye; F-16'larla bizi kandırmaya çalışıyorlar. Vize randevusu bile verilmiyor. Avrupa Birliği'ne girmeye çalışıyorduk şimdi Dünya'nın en pahalı pasaportu cebimizde ama hiçkimse vize vermiyor."

Kaya: "Kesin hesaplama için ayrı bir komisyon kurulmalı"

Saadet-Gelecek Grubu Grup Başkanvekili Bülent Kaya ise şu ifadelere yer verdi:

"Plan Bütçe Komisyonu ile Kesin Hesap Komisyonu'nun ayrı ayrı çalışılması gereken bir süreç olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Zaten Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile parlamentonun bütçe yapma yetkisi ortadan kaldırılmıştı ama Sayıştay uygulamarıyla maalesef TBMM'nin bütçeyi denetleme yetkisi git gide daha da azalıyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yasama fonksiyonunun yanında bir de denetleme fonksiyonu vardır. Bu fonksiyonu sağlıklı bir şekilde yerine getirebilmek adına kesin hesaplama için ayrı bir komisyon kurulmalı. Böylece hükümete bu milletin kuruşunu teslim ederken bu paraları ne şekilde harcadığını millet adına daha sağlıklı bir şekilde değerlendirme imkanı olur.

Sayıştay raporlarının sansürlü gelmesi, Plan Bütçe Komisyonunda yeterince tartışma imkanının olmaması, muhalefetin usül tartışmasına dair tekliflerinin reddedilmiş olması, Sayıştay raporlarının şeffaflığa aykırı şekilde sunulmuş olması Sayıştay'ın da iktidarın bütçesini denetlemesini ortadan kaldırmıştır.

Kaya: Kötü günler geride kaldı diyordunuz ya daha kötü günler bizi bekliyor demek

Türkiye yoksulun her gün yoksullaştığı zenginin her gün zenginleştiği bir sürece doğru gidiyor. Hatta o kadar kötüleşti ki orta gelir diye bir şey kalmadı. Bunun doğal bir süreci olarak gelirin, refahınn ve büyümenin adil bir şekilde bölüşülemediği bir Türkiye'den bahsediyoruz. 2024'ün büyüme rakamlarına baktığımızda son üç çeyrekte bir önceki çeyereğe göre büyüme rakamları düşen bir Türkiye var. Bu ne demek? Ülke ekonomisinin resasyon yani durağan döneme girdiğini tarif ediyor. Kötü günler geride kaldı diyordunuz ya daha kötü günler bizi bekliyor demek.

Asgari ücret Türkiye'de yaygın olarak bir ücret haline geldi. Asgari ücretin rakamından ziyade satın alma gücündeki düşüklüğün ve asgari ücretle geçinen insanların ev kiralarını ödemekte zorlandığı Türkiye ile karşı karşıyayız. Enflasyonist ortamda yılda 2 kere arttırılan asgari ücretin 2024 yılının Ocak ayında sadece bir kez arttırıldığını gördük. Ekonomi iyiye mi gidiyor? Hayır. İktidarın ocak ayında biraz daha az temmuz ayında biraz daha asgari ücrete zam yaparak asgari ücretliyi enflasyona karşı koruması gerekirken 31 Mart'ta iktidar sağlıklı bir sonuç alabilsin diye 1 Ocak'ta biraz daha fazla arttırılarak sandık sonuçlarına yansıtılması istendi.

Siz bu bütçeyle zengini kayırıyor, vatandaşı silkeliyorsunuz. Belediyeleri silkeleyip silkelememek sizin takdirinizde. Silkeleyecekseniz parti ayırmadan herkesi silkeleyin. Ama hiç olmazsa şu gariban milyonları silkelemekten vazgeçin. Bu bütçenin zenginden alınıp fakirin gelir dağılımının düzeltildiği bir bütçeye evrilmesini temenni ediyor ve bu bütçeye de veto edeceğimizi belirtmek istiyorum."

Editör: Esin Özdemir