Şiddetsiz Toplum Derneği Başkanı Rıza Sümer[/caption]
CEMRE POLAT/ANKARA- Muğla’nın Milas ilçesinde bulunan Akbelen Ormanının yok edilmesine karşı çıkan İkizköylüler, iki yılı aşkın süredir çadır nöbetindeydi. Limak Holding ve IC Holding ortak iştiraki YK Enerji’ye ait kömür madeninin genişletilmesine karşı korudukları Akbelen Ormanı’nda ağaç kesimi devam ederken, ormanı savunanlar muhalefet partilerine seslenerek “Ekokırıma dur de” çağrısı yaptı. Şiddetsiz Toplum Derneği Başkanı Rıza Sümer ise direnişçilere uygulanan şiddete üzüntüsünü “Kadınların, annelerin gözyaşları ormanlara yayılıyor” sözleriyle ifade etti.
Akbelen Ormanı, ekosistemde önemli yer tutmasının yanında sadece İkizköylüler için değil, Milas ve Bodrum’u da kapsayan geniş bir alanın ekolojik yaşam güvencesi. 2018 yılında bölgedeki kömür madenlerinin genişletilmesiyle birlikte İkizköy istimlak edilerek boşaltılmaya başlandı. Tarım ve Orman Bakanlığı, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerine kömür temin etmek için Akbelen Ormanı’nı Limak Holding’in YK Enerji şirketine verdi. Madenler için verilen ruhsatın kapsadığı geniş bir alan, köylülerin yeni yerleştikleri bölgeyi de içeriyor ve madenin ilerleme yönünde bulunuyor.
Köylüler ve çevreciler, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğü’ne karşı dava açtılar. Hukuki süreç devam etmesine rağmen ormanda ağaç kesimi başlatıldı. Kesime müdahale eden köylüler çalışmaları durdurduktan sonra nöbete başladılar. Köylüler, Akbelen ormanını korumak için nöbetlerini sürdürmeye devam ediyorlar.
Küresel ısınmanın rekor seviyelerde olduğu günümüzde, dünyanın kuraklık, seller ve orman yangınlarıyla mücadele ettiği; tek bir ağacın bile hayatî önem taşıdığı bir ekolojik krizin ortasındayken, ormanları korumakla görevli olan devletin, kamunun tüm olanaklarını Muğla’nın son ormanlarından birini yok etmek yönünde kullanmasına tepki gösteren sivil toplum kuruluşları ortak bir açıklama ile karardan vazgeçilmesi çağrısında bulundu.
Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe), Çevre Hukuku Ağı, Ege Orman Vakfı, Ekosfer, Fosil Yakıtların Ötesi (Beyond Fossil Fuels), Greenpeace Akdeniz, İklim için 350 Derneği, İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği (İDPAD), Mekânda Adalet Derneği (MAD), Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA), TEMA Vakfı, Temiz Hava Hakkı Platformu, WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), Yeşil Düşünce Derneği, YUVA, Yuvam Dünya Derneği tarafından ortak bir açıklama yapıldı.
“İkizköylülerin itirazları ve direnişleri sürerken kesimin başlamasını üzüntüyle karşılıyoruz”
Açıklamalarında hukuki süreç tamamlanmadan kesimine başlanan ormanın yaşam ve tarım alanları için önemi vurgulayan STK’lar, iklim krizine vurgu yaparak “Ormanların yok edilmesine izin verilmemeli” dedi. Açıklamanın tamamı ise şöyle:
"Muğla Milas’a bağlı İkizköy’de yer alan ve İkizköylüler'in yaşam alanı olan Akbelen Ormanı, iklim krizinin yıkıcı etkilerine karşı savunulması gereken; ancak orman yangınları ve insan faaliyetleri nedeniyle hızla azalan orman varlığımızın değerli bir parçası. Bu ormanın çevresindeki yaşam, tarım alanları, köyler, binlerce yıllık kadim kültürü ile, yöredeki kömür madenleri tarafından 40 yılı aşkın süredir ve Çevresel Etki Değerlendirme raporu dahi düzenlenmeden yok ediliyor. Şimdi, bu iki termik santrale kömür çıkarmak adına maden sınırlarının dayandığı Akbelen Ormanı yok edilmek; İkizköylüler ise yerinden edilmek isteniyor. Ormanlarını ve köylerini kaybetmek istemeyen İkizköylüler, iki yıldan fazla bir süredir madene karşı ormanlarının başında sürekli nöbet tutuyor ve hukuk mücadelesi yürütüyor.
2021 yılı ağustos ayında, Akbelen Ormanı’nın maden sahasının genişletilmesine karşı dava açan İkizköylüler'n talebi ile yerel idari mahkeme, yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Bölgede bu süreçte üç kez bilirkişi keşfi yapıldı. Üçüncü bilirkişi keşfi sonrasında heyet tarafından hazırlanan bilirkişi raporu sonucunda yerel idari mahkeme yürütmenin durdurulması kararını kaldırdı. İkizköylüler raporun gerçeğe aykırı olduğu iddiasıyla bilirkişi heyeti hakkında şikâyette bulundu ve acilen yürütmenin durdurulması için yeniden başvuru yaptı.
İkizköylülerin itirazları ve direnişleri sürerken Akbelen Ormanı’nda kesimin başlamasını üzüntüyle karşılıyoruz. Ülkemizde ve dünyada iklim krizi nedeniyle sayıları ve sıklığı giderek artan orman yangınları, seller ve sıcak hava dalgaları ormansızlaşma sonucu her geçen gün daha da derinleşiyor. Bu nedenle; iklim değişikliği ve doğa koruma konusunda çalışan sivil toplum kuruluşları olarak daha önce yaptığımız çağrıları yinelemek istiyoruz.
Erken ölümlere yol açan, iklim krizinin en temel nedenlerinden biri olan termik santrallerin devamlılığı için ormanların yok edilmesine izin verilmemeli. İklim kriziyle mücadele etmek, doğaya karşı değil doğayla birlikte çalışarak mümkün. Son 10 yılda neden olduğumuz karbondioksit (CO2) salımının yarısından fazlasını tutan ormanları, doğal alanları, iklimi ve tüm canlıların yaşamını tehdit eden kömür santralleri uğruna feda edemeyiz.
Akbelen Ormanı için taleplerimiz:
Pek çok hayvan ve bitki türüne ev sahipliği yapan, yaşlı ve doğal bir kızılçam ormanı olan 780 dönümlük Akbelen Ormanı’nın kesiminin hemen durdurulması, Akbelen Ormanı alanında maden işletme izni veren kararın iptal edilmesi, Akbelen Ormanı'nı da içine alan 86541 no’lu ruhsat alanı içindeki maden sahası genişletme projesinin; mevzuat gereği Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerin kapasite artırımı projesi, bölgedeki diğer kömür ocakları ve Yatağan Termik Santrali, diğer madencilik ve endüstriyel tarım gibi faaliyetler ile birlikte toplam (kümülatif) etkilerini ele alacak şekilde Bütünleşik Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi tutulması; Santral ve madenlerin ömürlerinin uzatılmasıyla ilgili planların halka sorulmasıdır.”
Ekoloji savunucuları tarafından yayımlanan ortak açıklamada ise “Bizler, Akbelen Ormanı’nda yaşayanlar, ormanı savunanlar; Akbelen Ormanı’nın başta Anayasa olmak üzere birçok ulusal ve uluslararası yasal düzenlemeye aykırı olarak kesilmesine karşı ormanımızı, yaşamımızın kaynağını geçtiğimiz Pazartesi gününden beri savunuyoruz” denildi.
Şiddetsiz Toplum Derneği Başkanı Rıza Sümer, Akbelen Ormanlarında ağaçların kesilmesine gözyaşı döken kadınlarla ilgili açıklama yaptı.
Sümer, “Yargı kararı beklenmeden ağaçlar kesiliyor, halkın tepkisi yok sayılıyor”
Sümer, Kanal İstanbul dahil olmak üzere tarım ve orman alanlarına, doğaya yönelik şiddetin, kadınların, annelerin gözyaşlarını artırdığını; kadına yönelik her türlü şiddetten, hıçkırık ve gözyaşlarından utanılması gerektiğini belirtti.
Sümer, “Köyleri mahalleye çeviren, böylece kırsal bölgeleri emeksiz kazanç alanları haline getiren kararları alanlar, sulak tarım topraklarını, meraları, ormanları ve meyvelikleri çevre şiddeti ile betonlaştıranlar, ormanları yakanlar, yakmaya ortam hazırlayanlar; insana, hayvana ve çevreye yönelik ağır hak çiğneme suçu işlemektedir.
Çünkü kırsal alanları yok edenler, orada doğal yaşantılarını sürdüren hayvanları göçe zorlamakta, sayılarını azaltmakta veya yok etmektedir. Kadınların, annelerin haykırışları ve gözyaşları, evlerden, sokaklardan kırsal alanlara yayılmaya başlamıştır.
Son olarak Akbelen Ormanlarında başlatılan ağaç kesimine haklı olarak karşı çıkan kadınların, annelerin ağlamalarını ve gözyaşı dökmelerini televizyondan acılar ve utanç içinde izledim. Acıya direnebildim, utanca asla…
Akbelen’de çevre şiddetine şiddetsiz tepki koyanların, oranın gerçek sahipleri olan annelerin, kadınların karşısına, başka annelerin dünyaya getirip büyüttüğü silahlı jandarmaları çıkarmak, annelerle ormanlık alan arasına jandarmalardan adeta bir duvar oluşturmak; anlam ve görüntü olarak gerçekten hiç yakışmadı. Yargı kararı beklenmeden ağaçların kesilmesine devam edenlere ve halkın şiddetsiz tepkisini yok sayanlara söylenecek söz bulamıyorum. İnanıyorum ki, bu satırları okuyanlar ve inceleyenler, tepkilerini, sessiz veya sesli, ancak şiddetsiz olarak ifade edeceklerdir.
İnsan, hayvan ve doğa dostu kahramanları sevgi ve dostlukla selamlıyor, alkışlıyor, alınlarından öpüyorum” sözlerini aktardı.