Iğdır'daki Üçkaya Vadisi sonbahar renklerine büründü Iğdır'daki Üçkaya Vadisi sonbahar renklerine büründü
Haber: Deniz Ali Tatar Sinop’un Ayancık kentinde gerçekleşen ve bu yıl ikincisi düzenlenen Ayancık Film Festivali, kente büyük bir heyecan getirdi. Geçtiğimiz yıl ilk kez düzenlenen ve olumlu dönüşler alan festival, ikinci yılında da büyük bir coşkuyla takip edildi. Gösterimlerini Sinop’un eski cezaevi binasında yapan ve 22 Haziran’da başlayıp 25 Haziran’a kadar süren festival, toplamda 157 filme ev sahipliği yaptı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü'nün katkıları ile gerçekleşen ve Nirengi Kültür Sanat Derneği’nin desteğiyle düzenlenen festival, Açıkhava sinemasıyla da büyük bir beğeni topladı. 24 Saat’e festival sürecini anlatan Ayancık Film Festivali Yönetmeni İzzet Arslan, festivale en büyük desteği Ayancık’ın sanatsever halkının verdiğini söyledi. Açılış töreninde 70'ler müzikleri ve kostüm sergisi yaptıklarını ve güzel geri dönüşler aldıklarını söyleyen Arslan, gelecek yıllarda festivali devam ettirmeyi ve kökleştirip daha çok kişinin duymasını istediklerini belirtti. “Ayancık gençleri ve sanatsever halkı, bizin en büyük destekçilerimiz” Festivalde bu sene geçen seneye göre etkinlikler anlamında daha çeşitli ve yoğun bir program olduğunu söyleyen Arslan: “Yoğun bir programla paralel olarak yorucu, ama bir o kadar da keyifli bir festival geçiriyoruz. Amacımız, bu festivali yıllarca sürdürmek. Bizim en büyük destekçimiz Ayancık gençleri ve sanatsever halkı. Halk katılımı, kabulü festivalin sürdürülebilir olmasını sağlıyor. T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü'nün katkıları, Nirengi Kültür Sanat Derneği başta olmak üzere yerelde Ayancık Belediyesi, Ayancık Meslek Yüksek Okulu festivalimizi destekliyor. Ayrıca festivalimizin Danışma kurulu üyeleri Yapımcı - Yönetmen Neşe Sarısoy Karatay ve Mars Dağıtım Genel Müdürü Serdar Can'da bu süreçte bizleri yalnız bırakmadı. Esnafından, memuruna, 7'den 70'e herkesin yükümüzü hafifleten çok kritik destekleri oldu.” diyerek süreci anlattı. İlk yılki festivalin ardından festival ekibiyle birlikte uzun soluklu toplantılar yaptıklarını söyleyen Arslan, ikinci yıl için çalışa süreçlerini şu şekilde anlattı: “Ekiple beraber süreci ve ilk yılın tecrübelerini birbirimize aktardık. İkinci yıl için, birinci yılda hayalini kurup hayata geçiremediğimiz etkinlikleri bu sene yapabilmenin peşine düştük. Bu sene açılış kokteylimizi; 70'ler müzikleri ve kostüm sergisi ile süsledik. Açılış kokteylinden hemen sonra, “Suna” filminin gösterimi ve akabinde filmin yönetmeni Çiğdem Sezgin ve başrol oyuncusu Nurcan Eren’in katılımıyla söyleşi gerçekleştirildi. Cuma günü programında ise, Sinop merkez dahil üç noktada finalist filmlerin gösterimleri yapıldı. Çeşitli gezi ve etkinlikler yapıldı. 70’ler konseptine uygun “#AvludaSinema” hashtagiyle, tarihi cezaevinin avlusunda açık hava film gösterimi yapıldı. Festivalin kalan bölümünde finalist film gösterimleri, söyleşiler, geziler devam ederken “Elif ve Arkadaşları Kapadokya” film gösterimiyle çocuklarda unutulmadı. Pazar günü ise gala gecemizle hem ödül törenimizi yaptık ve ikinci yılımızı sonlandırmış olduk.” “Festival köklendikçe hem yerel hem de ulusal çapta kabul görecek” Festivalin ekibinden ve misyonundan söz edem Arslan, “Ayancık Film Festivali; kendi özelinde yeşilin, mavinin, sıcak kent insanlarının sanatla birleşmesidir. Geçmişinde üç sinema salonunun olduğu bir şehirde unutulmakta olan sinema kültürünün yeniden canlanması için destek olmaya çalışan bir oluşumdur. Tamamen gönüllülük esaslı bir ekiple birlikte tüm misyonumuz budur.” diyerek festivalin yapısını anlattı. Sinop’un Ayancık ilçesinde halkın film festivaliyle henüz yeni tanıştığını söyleyen Arslan, şehrin durumu çabuk kabullendiğini anlattı. Arslan: “Gün geçtikçe festivalin bir kültür sanat etkinliği olduğu ve insanların buna ihtiyacının olduğu fikri yerleşiyor. Festival köklendikçe hem yerel hem de ulusal çapta kabul göreceğinden şüphem yok.” diye belirtti. Kısa filmin başlı başına bir anlatısı olduğunu söyleyen Arslan: “Kısa film sanılanın aksine uzun metraj filmden önceki durak değildir. Kendi kodları ve yapısı vardır. Bir şeyler anlatmak için oldukça güçlü, agresif bir daldır. Finansmanı uzun metraj filme göre daha kolay olabildiği için birçok yönetmenin serüveni kısa filmle başlıyor.” diyerek kısa filmin kendisi için düşündürdüklerinden söz etti.