Şiddetsiz Toplum Derneği dünyayı barışa davet ediyor
CEMRE POLAT/ANKARA- Şiddetsiz Toplum Derneği, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde, şiddetsiz bir Türkiye ve dünya için yapılması gerekenlerin derlendiği öneri metnini kamuoyuna sunmak amacıyla bir toplantı düzenledi. Ankara Yeni Meydan Sahnesi’nde gerçekleştirilen "Şiddetsiz Türkiye ve Dünya İçin Öncelikler" başlıklı toplantıda bir araya gelen sivil toplum kuruluşu ve dernek temsilcileri barışa, demokrasiye ve şiddetsiz bir dünyaya dikkat çekmek için “İnsana, Hayvana, Çevreye, Doğaya Yönelik Şiddete Karşı, Kadın-Erkek Dayanışmasında, İşbirliğinde, Ulusal ve Uluslararası Toplumsal Uzlaşı, İttifak, Mutabakat Önerisi ve Girişimi” adlı öneri metnini kamuoyuna sundu.
Şiddetsiz Toplum Derneği Başkanı Rıza Sümer toplantının açılış konuşmasında, öneri metninin ana hatlarını dinleyicilere tanıttı. Sümer, “Metni, uzun sayılabilecek yılların verdiği deneyimlerden, yaşanmışlıklardan, söyleşi, çalıştay, konferans gibi etkinliklerde dile getirilenlerden; okunan yazılı kaynaklardan, gördüğümüz her düzeydeki eğitimlerden etkilenerek ve esinlenerek hazırladım.
Bu belgenin hazırlanmasının amacı, canlı cansız tüm varlıkların korunmasına, renk, ırk, köken, cinsiyet, dil, din, kültürler arasında ayrımcılık yapılmamasına; sevgi, saygı, şefkat, hoşgörü, dostluk ve barış içinde yaşanmasına, farklılıkların doğal zenginlik olduğuna dünyanın evimiz ve üstünde yaşayanların büyük bir aile olarak algılanmasına, böylece en büyük hedef olan her türlü şiddetin ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmaktır” dedi.
Sümer, “Şiddet sorunu iş birliği ile çözülür”
Sümer, şiddetin insanların olduğu her yerde meydana gelebileceğini ama insanların olduğu her yerde de buna çözüm bulunabileceğini ifade ederek “Herkes çözümü kendinde aramalı” mesajı verdi. Başkan, konuşmasında “Şiddet, insanların bulunduğu yerde vardır veya yoktur. Bu nedenle sorunlar, insanların yaşadığı yerde aranmalı, görülmeli; çözümler de yine insanlar tarafından o yerlerde üretilmelidir. Bu nedenle, bu belge, insanların birlikte yaşadığı, eğitim gördüğü, çalıştığı yerleri irdelemeye çalışmaktadır. Kadın erkek birlikteliğinde ve dayanışmasında, insana, hayvana ve doğaya yönelik şiddete karşı, ulusal ve uluslararası toplumsal iletişim kurulmalı, iş birliği yapılmalı ve ittifak sağlanmalıdır” sözlerine yer verdi.
Her türlü şiddet sona ererse dünyada yeni bir çağ açılacağını söyleyen Sümer, “Bilim insanlarının, uzmanların ve tarihçilerin konuşmalarında veya yazılarında ‘İnsanlık Tarihi’ demelerini doğru bulmuyorum. Çünkü, yaşadığımız tarih, insanlığın değil, insanın tarihidir. İnsanlık tarihi, insana, hayvana, çevreye ve doğaya yönelik insan şiddetinin her yerde sonlandığı gün başlayacaktır. O zaman, tarihçiler veya tarihçilerin bazıları, insanlık tarihini ‘Şiddetin Sonlanmasından Önce’ veya ‘Şiddetin Sonlanmasından Sonra’ diye iki dilime ayıracaklardır.
Öyle bir dilimlemenin, binlerce veya milyonlarca yıl sonra olsa da gerçekleşeceğine inanıyorum. Umutluyum, umutlu olmalıyız. İnsanlar yaşadıkça sözün ve umudun bittiği yer veya zaman olmamalıdır.
2020 yılında basın mensuplarının ve kalabalık bir topluluğun önünde, belki de dünyada ilk kez, erkek şiddetinden dolayı, erkekler adına, tüm annelerden, kadınlardan af değil özür dilemiş bir insanım. Yine ilk kez, ‘insanlık tarihi’ diyenlere şöyle seslendim.
İnsanlık tarihi henüz başlamadı. İnsanın tarihi var. İnsanlık tarihi, insanın insana, hayvana ve doğaya yönelik şiddetinin sona erdiği gün başlayacaktır” dedi.
“Şiddet, halk sağılığı sorunudur”
Şiddet sorununu toplumsal düzeyde çözülebilmesi için örgütlü mücadele etmek gerektiğinin altını çizen Sümer, “Bilim insanları ve uzmanlar, şiddetin bir halk sağlığı sorunu olduğunu söylüyor. İnsanın; insana, hayvana, doğaya, çevreye, başka bir ifade ile canlı veya cansız varlıklara yönelik şiddeti, bir halk sağlığı sorunudur.
Bu sorunu yaşamamak ve yaşatmamak için tüm insanlar, kadın erkek birlikteliğinde sevgi, şefkat, merhamet, hoşgörü, saygı, dostluk ve barış içinde yaşanan bir Türkiye ve dünya hedefi için, silahsız ve şiddetsiz yöntemlerle, umutla ve kararlılıkla çabalarını sürdürmelidir” sözlerini aktardı.
İş birliği için açık çağrı!
Türkiye’nin şiddete karşı hep birlikte direnmesinin tüm dünyada bir örnek oluşturabileceğini söyleyen Sümer, topluma bir açık çağrıda bulundu ve şöyle konuştu: “Şiddete karşı şiddetsiz yöntemlerle mücadele edilmesi için, kadın erkek birlikteliğinde ulusal düzeyde toplumsal ittifak, mutabakat, uzlaşı sağlanabildiği takdirde Türkiye, uluslararası alanı da olumlu etkileyen önderlerden biri, belki de bu anlamda ilki olacaktır.
Sevgi, dostluk ve güvenin önemi, yararları kanıtlanabilir, örneklerle gösterilebilir. Öfke, hiddet, nefret ve şiddet önlenebilir. Haydi! Aileden, evlerden başlayarak, okullarda, üniversitelerde, öğrenci yurtlarında; özel ve kamu işyerlerinde, meslek örgütlerinde, ibadethanelerde, halk arasında kıraathanelerde, millet bahçelerinde; turizm belde ve yapılarında, toplu dinlenme ve gezinti yerlerinde, dernek, federasyon, vakıf gibi demokratik kitle örgütlerinde; yazılı, görüntülü, sesli ve sosyal medyada her şey, sevgi ve dostluk içerikli başlasın; insana, hayvana ve doğaya yönelik şiddet sona ersin.
Kadınların ve erkeklerin dayanışmasında ve iş birliğinde, herkesin birbirlerinin tehlikesi değil güvencesi olduğu, hepimiz için, gelecek kuşaklar için, canlı cansız tüm varlıklar için sevgi, şefkat, saygı, hoşgörü, dostluk ve barışın yaşandığı; annelerin, kadınların, çocukların ağlamadığı, gözyaşı dökmediği; açlığın, susuzluğun ve yoksulluğun yaşanmadığı, ‘Silahsız ve şiddetsiz Türkiye ve dünya’ hayal ediyorum. Hayalim yalnız değil, umudumla birlikte...”
Açılış konuşmasının ardından incelenen ve duyurulması istenen öneri metni ise sağlık, eğitim, sanat ve kültür, hukuk, ekonomi gibi birçok alanı kapsayarak başta Türkiye olmak üzere tüm dünyaya barış ve demokrasi yolunda ilgili alanlarda çözüm önerileri sunuyor. Metinde yer alan bazı öneriler ise şu şekilde:
Şiddetsiz Türkiye ve dünya için öncelikler
“Türkiye’nin ve dünyanın ana sorunları olan yaşam boyu eğitim, iletişim, örgütlenme, demokrasi, adalet ve güvenlik alanlarındaki yanlışlıklar, canlı cansız tüm varlıkları şiddetle baş başa bırakmıştır. Bu nedenle, sevgi, şefkat, merhamet, saygı, hoşgörü, dostluk ve barış içinde yaşanacak Türkiye ve dünya hedefine gidilen yolda yürümek zorlaşmakta, canlılar, haksız ve ağır bedeller ödemektedir.
Türkiye ve dünyanın huzurlu, sağlıklı, üretken, barışık insanların yaşadığı, gelişmenin ve büyümenin adil paylaşıldığı bir sürece girmesi ve bu sürecin sürdürülebilmesi için ulusal ve uluslararası alanlarda; hükümetler, yerel yönetimler, meslek örgütleri, gönüllü kuruluşlar, medya ve uluslararası kuruluşlar arasında iletişim kurulması, iş birliği yapılması zorunluluktur.
Hükumet, hak temelli çalışmalı
Hükumet, ilgili kamu kuruluşlarının kolaylaştırıcılığında, hak temelli gönüllü ve meslek kuruluşları ve medya ile iş birliği halinde, şiddetin her türlüsüne karşı, ulusal düzeyde bir kampanya başlatmalı, uluslararası sözleşmeleri yeniden değerlendirmek, yasalardaki ve uygulamalardaki eksiklikleri ve aksaklıkları belirlemek için ortam ve fırsat yaratmalıdır.
Türkiye ve dünyada siyasal, kültürel, dil, ırk ve inanç farklılıkları; hoşgörü, saygı, dostluk ve barış içinde yaşayabilmelidir. Silahlı çatışmalar ve savaşlar olmamalıdır. Nükleer silahlar başta olmak üzere ağır silahların üretimi, saklanması, satışı veya bağışı, yasa dışı silah üretimi ve kaçakçılığı durdurulmalıdır. Nükleer ve diğer ağır silahlar, havaya, suya, toprağa ve canlılara zarar vermeyecek şekilde yok edilmeli, geri dönüştürülerek ekonomiye kazandırılmalıdır. Elde edilecek kaynaklar, eğitim, bilim, kültür, sağlık, yatırım, üretim, istihdam, iletişim, demokrasi, dostluk ve barışla ilgili alanlarda kullanılmalıdır.
Canlara değil, silahlara veda edilmeli
Dağlarda, denizlerde, okyanuslarda silahlı güçler ve savaş gemileri bulunmamalıdır. Şiddet ve silah, uzaya, gezegenlere taşınmamalıdır. Bireysel silahsızlanma ivedilikle sağlanmalıdır. Ruhsatlı silahların durumu da yeniden değerlendirilmelidir. Görev dışında ateşli silah, kesici ve zarar verici aletler taşınmamalıdır. Haklar silahsız ve şiddetsiz korunmalı, aranmalı ve savunulmalıdır. Canlara değil, silahlara veda edilmelidir. Silahlar geri dönüşümle, eğitim, sağlık, istihdam, üretim, demokrasi, adalet ve iletişim için kullanılmak üzere ekonomiye geri kazandırılmalıdır.
Dünya ve tüm varlıklar için tehlike olan nükleer veya kömürle çalışan termik santraller kurulmamalı, kurulu olanlar geri dönüşümle ekonomiye kazandırılmalıdır.
Bu hedefin gerçekleştirilmesi ve güçlendirilmesi için, uluslararası sözleşmelerin aydınlığında, ulusal ve uluslararası tarihsel gün ve haftalarda, ulusal ve uluslararası iş birliği ve güç birliği anlayışına dayalı projeler hazırlanmalı ve etkinlikler düzenlenmeli, halkların bilgi, ilgi, duyarlılık, iletişim ve iş birliği düzeylerinin artırılmasına ve sürdürülmesine katkı verilmelidir.
En önemli hedef: eğitim
İnsanlar bilinçlendirilmeli, aile, okul, iş yeri ve ortak yaşam alanlarında, sevgi, şefkat, merhamet, hoşgörü, saygı ve dostluk duygularının geliştirileceği örgün ve yaygın eğitim programlarına öncelik verilmelidir.
Eğitim parasız olmalı, özel ve devletin eğitim-öğretim kurumlarına girişte ayırımcılık, içerik ve koşullar anlamında fark olmamalıdır. Fırsat eşitliği ve adalet sağlandıktan sonra, öğrenci ailelerinin, özel öğretim kurumlarına yaptıkları zorunlu ödemeleri devlet, halkın vergilerinden oluşan bütçeden karşılamalıdır. Çocuk yaştan başlayarak, ivedi olarak şu konularda, aile, okul ve iş yerlerinde yaşam boyu eğitim verilmelidir.
İletişim, etkin yurttaşlık, gönüllülük, iş birliği, dayanışma, örgütlenme, siyaset, demokrasi, adalet; sağlık, güvenlik, canlıların yaşama hakları, sevgi, şefkat, saygı, hoşgörü, öfke kontrolü başta olmak üzere duyguların yönetimi, şiddetin çeşitleri, zararları, önleme, koruma ve korunma yöntemleri, düşmanlık, hiddet, nefret, kin ve intikam duygularından uzak, dostluk ve barış içinde, mutlu ve umutlu yaşamak.
İletişim, demokrasi, adalet ve güvenlik yoksa orada şiddet var demektir. Bir yerde şiddet varsa orada iletişim, demokrasi, adalet ve güvenlik yoktur. Bu nedenle, yaşam boyu eğitim, haklara dayalı, sorunsuz, demokrasi, adalet ve güvenlikle desteklenmelidir. Aksi halde şiddetsiz yaşamak hedefinin başarılması tehlikeye girecektir.”
Bunlar da ilginizi çekebilir