Genel

Sıcaklık ve kuraklık Niğde'de elma üretimini olumsuz etkiledi

- Niğde Elma Üreticileri Birliği Başkanı Atilla Kaplan: - "Sırbistan ve Polonya'da da soğuktan dolayı bu yıl üretim az. Dolayısıyla Rusya pazarı belki bizim için daha önem arz edecek" - Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Tarımsal Genetik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sedat Serçe: - "Sıcaklık en uygun koşullardan saptığı için bitkiler daha güç koşullarda yaşıyor. Sonuç olarak verim ve kalite azalıyor"

Abone Ol

NİĞDE (AA) - ABDULLAH ÖZKUL - Türkiye'nin önemli elma üretim merkezlerinden Niğde'de sıcaklık ve kuraklık, üretimi olumsuz etkiledi.

Niğde Elma Üreticileri Birliği Başkanı Atilla Kaplan, AA muhabirine, Niğde'nin Türkiye'de elma üretiminde önemli bir yere sahip olduğuna dikkati çekti.

Geçen yıl Niğde'de yaklaşık 552 bin ton elma üretildiğini belirten Kaplan, bu yıl üretimin düşük olacağını söyledi.

Niğde'de bu yıl 370 bin ton elma üretimi beklediklerini ifade eden Kaplan, üretimdeki düşüşün çeşitli nedenleri olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"İklim değişikliği gittikçe kendini hissettiriyor. Ağustosta sıcaklıkların yüksek olması meyve gözlerini olumsuz etkiledi. Onun dışında yağışların azlığı da etkili oldu. Geçen yıl güz döneminde neredeyse yağış olmadı. Çiçek gözü morfolojik ayrım periyodu dediğimiz 16 periyot var. Bitki, bunların 9'unu güzün ve kışın, 7'sini de baharda eşey hücrelerin oluşmasında tamamlıyor. Dolayısıyla güz suyu yetersiz olduğunda bu morfoloji ayrım periyotları tamamlanamıyor. Dolayısıyla çiçek gözleri sürgün gözüne dönüşebiliyor."

Kaplan, elmaların çiçek açtığı bahar aylarında da sıcaklığın 31,8 derece olduğunu ve sıcak esen rüzgarların ağaçları yaktığını söyledi.

Bazı bahçelerde hiç elma olmadığını vurgulayan Kaplan, 1550 metre rakımın üzerindeki bahçelerin olumsuz durumdan etkilenmediğini dile getirdi.

Yüksek rakımda havanın serin olmasıyla ağaçların susuzluğa daha fazla dayandığını anlatan Kaplan, şöyle devam etti:

"Ova diye tabir ettiğimiz rakımı düşük yerlerdeki bahçelerde ciddi bir üretim azlığı söz konusu. Küresel ısınmayı maalesef yavaş yavaş yaşamaya, görmeye başlıyoruz. Bunun için mevcut bahçelerimizi, sürdürülebilir olması için ne yapabiliriz, yeni bahçeler yaparken nelere dikkat edebiliriz bunlara bakmalıyız. Bu konuda Tarım ve Orman Bakanlığımızın yeni üretim planlaması var. Bu üretim planlamasıyla suyu daha az isteyen, hangi bölgede hangi bitkiyi yetiştireceğimiz konusu çok önem arz ediyor."

- "200 bin tonluk havuzlar yaptık"

Kentte yaklaşık 250 bin dönüm arazide elma üretildiğini belirten Kaplan, "Elma, avokado, muz olmadan belki yaşanabilir ama susuz asla yaşanamaz. Su bizim için daha önemli. Yazın kullanacağımız suyu kıştan temin edecek yaklaşık 200 bin tonluk havuzlar yaptık. Üretimimiz elmada olduğu gibi diğer tarımsal üretimlerde de çok fazla. Eğer ürettiğimizi ihraç edemezsek ciddi sıkıntılar yaşarız. Rekolte azalsa bile ürettiğimiz elmayı iç piyasada yiyerek tüketme şansımız yok. Dolayısıyla ihraç etmemiz lazım. İhracat yapabilmek için devletin desteklerine ihtiyacımız var. Sırbistan ve Polonya'da da soğuktan dolayı bu yıl üretim az. Dolayısıyla Rusya pazarı belki bizim için daha önem arz edecek." ifadelerini kullandı.

- "Sıcaklıklar her yıl hissedilir derecede artıyor"

Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Tarımsal Genetik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sedat Serçe de iklim değişikliğinin son yılların önemli konularından biri olduğunu söyledi.

Son 20 yılda sıcaklıkların hissedilir derecede arttığını belirten Serçe, "Hem ortalama sıcaklıklar hem de yaz aylarında yaşadığımız en yüksek sıcaklıklar artıyor. Bilimsel bir tartışmanın ötesinde, içinde yaşadığımız şu günlerde 20, 50 ya da 100 yıl öncesine oranla hem sıcaklıkların ortalaması hem de yaz aylarında gözlemlediğimiz yüksek sıcaklıkların öncekilerden daha yüksek olduğu artık bilimsel bir gerçek." diye konuştu.

Serçe, şunları kaydetti:

"Yüksek sıcaklıklar yüzünden öncelikle bitkiler fotosentez etkinliğini kaybetmiş oluyor ayrıca bu bir 'abiyotik stres'. Yani çevresel şartların neden olduğu kuvvetli ışık, ultraviole, yüksek ve düşük sıcaklık, donma, kuraklık, tuzluluk, ağır metaller ve yetersiz oksijen gibi faktörleri kapsayan bir durum. Sıcaklık en uygun koşullardan saptığı için bitkiler daha güç koşullarda yaşıyor. Sonuç olarak verim ve kalite azalıyor. Aynı zamanda spesifik olarak belirli dönemlerde sıcağa maruz kalmaları yüzünden hasat önü dökümleri artıyor. Bir başka olumsuzluk da önceden aynı çeşidi aynı lokasyonda yetiştirirken ve bütün meyveler birbirlerine benzerken, artık irili ufaklı meyveler elde ediyoruz. Bu da kalitenin bozulmasına sebep oluyor."

İklim değişikliğinin etkilerinin ilerleyen yıllarda daha şiddetli şekilde yaşanacağını öngördüklerini ifade eden Serçe, birincil ve sürdürülebilir bir çözüm olarak olumsuz hava şartlarına uygun bitki ıslahı ve bilinçli tarım uygulamalarının yapılması gerektiğini, bu konuda üniversitede çalışmalar yaptıklarını sözlerine ekledi.