Genel

Selin vurduğu Batman’da sorun aynı…

17 yıl arayla sel felaketi yaşayan Batman’da altyapı sorununa çözüm bulunmamasını eleştiren Bavli, ders çıkarılmadığı için yeni felaketlere hazırlıksız yakalanma ihtimalinin devam ettiğine dikkat çekti. 

Abone Ol

Metin Taş
2006 yılında şiddetli yağış sonucu Batman’da İluh Deresi’nin taşmasıyla meydana gelen sel felaketinde, 11 kişi yaşamını yitirmişti. O tarihten bu yana altyapı sorunu çözülmeyen Batman’da geçtiğimiz 19 Kasım’da yaşanan sel felaketinde aynı aileden 4 kişi yaşamını yitirirken birçok ev ve işyeri de sel suları altında kaldı. 
Altyapı konusunda kolektif aklın devre dışı bırakılmasından yakınan ve Batman’ın gelecek nesillerden emanet alındığını hatırlatan TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Batman İl Temsilciliği Yönetim Kurulu Üyesi Şahin Bavli, Bavli sorularımızı yanıtladı. Bavli, Batman’ın devam eden altyapı sorununa çözüm bulunmamasını eleştirip felaketlerden ders çıkarılmadığı için yeni felaketlere hazırlıksız yakalanma ihtimalinin halen devam ettiğinin altını çizdi. Çarpık kentleşmenin yaşandığı Batman’ın projesiz ve plansız geliştiğine işaret eden Bavli, bilim ve mühendisliğin doğal felaketlere çözüm önerilerinin mevcut olduğunu vurguladı.
-Batman, altyapı bakımından nasıl bir şehir planına sahip?
-Batman, 1990’da il olmuş ve petrolün bulunmasıyla büyümeye başlamıştır. Bunun dışında 90’lı yıllarda yaşanan felaketlerden kaynaklı köyden kente yoğun bir göç almıştır. Maalesef çarpık anlamda kentleşmenin yaşandığı, köyden daha büyük bir köy anlayışıyla gelişmiş, projesiz, plansız gelişen bir kent Batman. 
“Yerel yönetimler altyapı sorunundan kaçıyor”
-2006 yılındaki sel felaketinin üzerinden 17 yıl geçmiş olmasına rağmen neden aynı tabloyla karşılaştık?
-17 yıl sonra aynı sorunları gördük bir 17 yıl sonra da bu bakış açısıyla aynı sorunları görebiliriz. Bizim çözüm noktasında yaptıklarımız günübirlik çözümler. Günü kurtarmanın, öngörünün olmadığı anlayış Batman’a 2006’yı ve 2023’ü yaşattı. Böyle devam etmesi durumunda 2024’ü ve sonrasını da yaşatacağı kaygımız var. Sebebi de şu; yerel yönetimler daha çok makyaj anlamında yapıya, şehre baktıkları için en büyük sorunlar maalesef göz ardı ediliyor. Altyapı sorunları, belediyelere külfet ve görülmeyen bir hizmet olarak düşünüldüğü için genel anlamda neredeyse bütün yerel yönetimler altyapı sorunundan kaçıyor. Ama esas felaketleri de biz buralarda yaşıyoruz. Bugün Batman’ın gerek eski yapılarında gerekse imara açılan yeni yerlerde de aynı sorunlarla karşılaşıyoruz. Bizim altyapı sorunlarımız maalesef 20-30 yıllık planlamalar dahilinde gelişmiyor. Bundan kaynaklı aynı sorunları tekrar tekrar yaşamak durumunda kalıyoruz. 
-Aynı tabloyla karşılaşmamızın en büyük nedenini sadece maliyetlerle açıklamamız mümkün mü?
-Biraz da yerel yönetimlerin bilime yeterli önemi vermemesidir, bunun dışında oradaki liyakat da en büyük nedenlerden biri. Son deprem felaketinde de görüldüğü gibi bazı şeylerden ders çıkarma noktasında ülke olarak hafızamız zayıf maalesef. Yoksa bilimin ve mühendisliğin bu felaketlere çözüm önerileri mevcut. Ama sürdürülebilirlik ilkesi ile hareket etmediğimiz için günü kurtarmanın derdindeyiz. Bugün bunların sonucudur ki Maraş yaşandı, 2006’dan da ders alınmadığı için Batman yaşandı.
“Kolektif aklın çalıştırılmadığını görüyoruz”
-Batman’ın doğal afetlere karşı altyapısının iyileştirilmesinden sorumlu yerel yönetimler başta olmak üzere kurumlar görevlerini ne düzeyde yerine getiriyor?
-Görevlerini ne derecede yerini getiriyor dediğimiz zaman biz şuna bakarız, Batman’da yaşanan sel felaketlerinde can kaybı yaşanmamış olsaydı bizler; “Evet yoğun yağış olmasına rağmen yerel yönetimler görevini yerine getirmiş ki, mevcut altyapı sorunumuz kalmamıştır ki bir can kaybı yaşamadık” diyebilirdik. Bunun yanı sıra milyonlarca liralık maddi hasar da var. Bizim diğer kurumlarımızın, üniversitelerimizin, diğer meslek örgütlerimizin, diğer farklı sivil toplum kurumlarımızın da bu işin bir paydaşı olup, ortak bir akıl yürütüldüğü zaman şehrin gerçek anlamda fizibilitesi, yapıldığı zaman şehrin 20-30 yıl sonraki ihtiyaçlarını taleplerini ortaya koyduğumuz zaman sorunları daha rahat çözme imkânı yaratabiliriz. Bunların tümüne baktığımız zaman altyapı konusunda, kolektif aklın çalıştırılmadığını görüyoruz bundan dolayı bir ilerlemeden bahsetmemiz söz konusu bile değil. 
-Sel felaketi gibi afetleri en az hasarla atlatmak için nasıl bir şehir planı olmalı?
-Her şeyden önce salt bir belediye başkanın öngörüsü ile değil; bu işin jeolojik kısmı, ziraat mühendisliği kısmı, inşaat kısmı, şehir planlama kısmı başta olmak üzere mühendisliğin tüm bileşenlerinin ortak bir akılla hareket etmesi gerekiyor. Şehrin ekonomisi, şehrin sosyolojisi göz önünde bulundurarak imara açılacak alanların bütün problemlerini önceden tespit ederek zararı minimuma indirebiliriz.
-Batman’ın altyapı sorunu çözülmezse olası bir sel felaketinde şehri ne bekliyor?
-Doğanın hafızası insan hafızasından çok daha güçlüdür. 100 yıl önce dere yatağı olan yer bugün kurumuş gibi görünüyor ama yaşadığımız son sel felaketleriyle birlikte gördük ki doğa hafızasını tazeledi. Örneğin Batman, Jiyan Park dere yatağının doldurulmasıyla oluşturulmuş bir alan. Altında bir menfez var bu menfezin su kaldırma kapasitesinin ne olduğu büyük bir soru işareti. Düzensiz bir yağış sistemine geçtik Batman’a haziran ayında şiddetli bir yağış yağmayacağının bir garantisi yok. Ona göre bir yol izlenmesi gerekirken maalesef ders çıkardığımız düşünmüyorum. Ders çıkarmış olsaydık 2006’dan sonra 2023’ü yaşamayacaktık. 
“Afeti yönetmek ekonomi, bilinç ve eğitim işidir”
-Batman’daki altyapı sorunu gerçek anlamda nasıl çözülür? 
-Batman, çukur bir alana inşa edildi. Düzensiz yağış rejimiyle beraber sorunun büyüdüğü süreçlerden geçiyoruz. Bu iş, sivil toplum örgütlerinden, meslek örgütlerinden, yerel yönetimlere kadar bu sorunların nelere sebebiyet vereceği konusunda halkın bilinçlendirilmesi gerekiyor. Toplum olarak çok çabuk unutan bir toplumuz. Kolektif aklın yaşanan sorunlar noktasında insanlarda bir bilinç oluşturarak bazı şeylerin önünü açması gerekiyor. Aynı zamanda afeti yönetmek ekonomi, bilinç ve bir eğitim işidir de. Örneğin bir Japon bir yapıyı tasarlarken 7.5 şiddetinde deprem olsa dahi akşam evine gidip yatabilecek şekilde tasarlıyor. Bizde ise can kaybına sebebiyet vermesin ama hasar alsın diyoruz. 
“Batman’ın en büyük sorunlarından biri de bir kent kimliğinin olmayışı”
-Kentsel dönüşüm Batman’daki altyapı sorununu çözer mi?
-Kentsel dönüşüm rantsal dönüşüme döndüğü için ve insanlar bu konudaki problemleri gördüğü için kentsel dönüşüm olayına sıcak bakmıyor. Yıkılacak yapıya karşılık yüzde kaç pay verilecek düşüncesiyle yaklaşıldığı sürece bu sorunlar devam edecek. 
-Son olarak ne söylemek istersiniz?
-Aslında şehir dediğimiz yapı tıpkı canlı bir insan organizması gibidir, sürekli büyüyüp gelişiyor. Bu gelişimin doğru yöne kanalize edilerek ona bir kimlik kazandırılması gerekiyor. Batman’ın en büyük sorunlarından biri de bir kent kimliğinin olmayışıdır. Batman’ı yaşanılabilir bir şehir haline getirmek için şehre imar, altyapı, kültürel, sosyal faaliyetlerin kazandırılması boyutuyla bir kimlik kazandırmak yetkililerin önünde önemli bir görev olarak duruyor. Son olarak bizim Batman için yerel yönetimlerden isteğimiz, bu şehri çocuklarımızdan, torunlarımızdan emanet aldığımız unutulmasın ki bu şehre daha fazla zarar vermeyelim.