Editör: Ahmet Ertüm
“Satir ve Bakhanteler” sergisi ziyarete açıldı
[caption id="attachment_429443" align="alignright" width="226"] Kemal Mükremin Barut[/caption]
CEMRE POLAT/ANKARA
Mimar, yazar ve ressam Kemal Mükremin Barut’un, “Satir ve Bakhanetler” adlı resim sergisi Türk Amerikan Derneği’nde (TAD) düzenlenen açılış kokteyli ile sanatseverlere “Merhaba” dedi. Masalsı karakterleri çarpıcı renklerle izleyici karşısına çıkaran sergi, mitolojik hikayelerden izler taşıyor.
Sergide, “Doğum”, “Venüs Öpücüğü”, “Bakhante ve Denizatları”, “Venüs ve Bebek Satirler”, “Sinope”, “Artemis/Diana”, “İkharus”, “Demeter”, “Azize Barbara”, “Amazonlar ve Medusa”, “Maat”, “Frida” ve “Ölüm” adlı 13 eser yer alıyor. “Satir ve Bakhanteler” sergisi, 30 Eylül Cumartesi gününe kadar hafta içi saat 11.00 ile 19.00, hafta sonu ise 11.00 ile 16.00 arasında TAD Emin Hekimgil sergi salonunda görülebilecek.
Venüs ve Adonis söyleşisi 20 Eylül’de
Sergi kapsamında 20 Eylül Çarşamba günü saat 19.00’da Emin Hekimgil Salonu’nda bir söyleşi gerçekleştirilecek. Çarşamba akşamı yapılacak sunumda Venüs ve Adonis’in hikayeleri anlatılacak. Venüs ve Adonis efsanesi Ortadoğu coğrafyasında baharı müjdeleyen ve yeni yılın başlangıcı kabul edilen Nevruz bayramının kurgulanmış öyküsü olarak öne çıkıyor. Mitoloji ile aktarılan olaylar ve kahramanlar her toplumda çeşitlilik gösteriyor ve farklı isimlerle karşımıza çıkıyor. Venüs ve Adonis öyküsünü ayrıcalıklı kılan ise tamamen bizim coğrafyamızda yaşayan halkların inanç sisteminin merkezinde oluşu.
Kemal Mükremin Barut yüksek mimar, ödüllü yazar, aynı zamanda ressam. Barut, mimarlık mesleğinin yanında aktif ressamlık hayatına devam ediyor. Sergi açılışında Kemal Mükremin Barut’la resim sergilerini ve eserlerine konu olan mitolojiyi konuştuk.
Mitolojik kahramanların hikayelerinden esinlenen Barut, eserlerinde Antik Yunan mitolojisinde yer alan yarı keçi, yarı insan olan Satirlerden ve Yunan ve Roma mitolojilerinde danslarıyla dikkat çeken Bakhantelerden ilham aldığını aktarıyor.
Tanrılar, kadınlar ve erkekler
Barut, eski çağlardan beri dişiliğin ve erkekliğin çeşitli sembollerle aktarıldığını, yıllar içinde yaşam biçimleri değişse de ilişkilerinin aynı şekilde tekrarladığını aktarıyor. Paganizmden Rönesans’a kadar farklı hikayelerle örnekler veren Barut, “Eski çağlarda insanların dünyayı kavramaları ve yorumlamaları, pagan inanç sistemleri ile olduğu biliniyor. Atalarımız evrende yaşanan her doğa olayı için bir tanrı ya da tanrıça kurgulayarak kendi davranış biçimlerini tanrılar arasındaki ilişkilerde görüp anlamaya ve anlatamaya çalışmışlar.
Satirler, belden aşağısı keçi, yukarısı insan olarak bilinen; güçlü erkek simgesi olarak kabul edilen varlıklardır. Bakhanteler de şarap tanrısının alemlerinde rakkas yapan, müzik yapan kızlar. Pagan inanç sistemi ya da mitoloji bunları zaman zaman bir araya getiriyor.
Tarihte her zaman genç kızlar ile yaşlı erkekler birbirileri için değerli olup olmadıklarını düşünmüşlerdir. Günümüze kadar değişen değerler sistemiyle bu ilişkilerin önüne geçilmiş, başka bir hale gelmiş ama tarih hep tekerrür etmiştir. Bu ilişkiler mitolojide çokça işlenmiş” sözlerini aktardı.
“Kadınlığın direngenliği”
Her dönem sanatçıların mitolojiden ilham aldığını aktaran Barut, “Rönesansta dönemin ressamları Avrupa’da mitoloji çalışmışlar. Kilisenin baskısı üzerlerinden kalkınca ticaret burjuvası gelişiyor ve Leonardo Da Vinci’ler böyle ortaya çıkıyor. O dönemde özgür ortamda kiliseye resim yaparken kendi atölyelerinde ‘Venüs’ün Doğuşu’ gibi mitolojik tablolar çalışmışlar. O öyküler devam edegelmiş ve sanatçılarda ilham yaratmış” dedi.
Paganizmde kadın ve erkek eşitliğinin öne çıktığını ifade eden ressam, sergide yer alan “Frida” tablosunu anlattı. Resimde kadınlığın başkaldırısını işlediğini söyleyen Barut, “Bu sergide Frida Kahlo’nun bir resmi var. Bu tabloda kendini yaratan kadın Frida’nın kadın direngenliği var. Pagan inanç sisteminde kadın erkek eşitliği semavi inançlara göre çok önde” dedi.
Kemal Mükremin Barut
1954 yılında Muş'ta doğan sanatçı 1975-78 yılları arasında kendi atölyesinde Grafik Tasarımları, Serigraf Baskı işleri yaptı. O.D.T.Ü Mimarlık Fakültesinden 1982 yılında mezun olup, 2016 yılında Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nde yüksek lisansını tamamladı. Ortaokul yıllarından beri sanatın içinde olan Barut, öğrencilik yıllarında Jale Erzen ve Mükremin Mungan'dan resim dersleri aldı.
1991 yılında mimarlık mesleğinin yanında aktif ressamlık hayatı başladı. Mimarlık mesleğinin yanı sıra aktif ressamlık hayatı ve katıldığı bir öykü yarışmasında aldığı ödülle yazarlık hayatı başlayan sanatçının birçok kitabı bulunuyor. Yine aynı yıllarda katıldığı bir öykü yarışmasında ödül aldı ve yazarlığa başladı.
1981 yılında ODTÜ "Öğrenci Şenliği Afiş Yarışması" Çağdaş Gazeteciler Derneği Özel Ödülü, 1991 yılında Abdi ipekçi adına düzenlenen "Ütopya" konulu öykü yarışmasında Mansiyon Ödülü, 1992 yılında "Ülkemiz Koşullarına Uygun Konut Üretim Modeli" yarışmasında üçüncülük ödülü, 1998 yılında T.B.D. Bilişim Dergisi Bilim Kurgu Öykü Yarışması’nda ikincilik ödülü aldı.
Yorumlar