Şaşkınlığa uyanmak
Mehmet Necati GÜNGÖR Aşıranların şaşırttığı bir ülkede yaşıyoruz. Her sabah şaşkınlıklara uyanan bir halk olduk. Bu konuda atasözümüz bile var: “Zengin arabasını dağdan aşırır,...
Mehmet Necati GÜNGÖR
Aşıranların şaşırttığı bir ülkede yaşıyoruz.
Her sabah şaşkınlıklara uyanan bir halk olduk.
Bu konuda atasözümüz bile var:
“Zengin arabasını dağdan aşırır, fakir düz ovada şaşırır.”
Düz odada yaşıyor muyuz bilemem ama, şaşkınlıklarımız bitmiyor.
Bir yanda dert kaynayan tencereler, bir yanda el yakan fiyatlar,
Diğer yanda can yakan adaletsizlikler.
En son örneği Milli Eğitim Bakanlığı’nın mülakatlarında yaşandı.
Yazılıdan 90 puan alan öğretmen adayları, mülakatta 50’llere düşmenin şaşkınlığını yaşadılar.
Ülkenin ana muhalefet lideri durumu öğrenmek veya sorgulamak için bakanlığın kapısına dayandı dayanmasına da, kapı duvar olmaktan da öte, zencirlendi.
Başında “milli” niteliği olan bakanlık, ne yazık ki, gün geçtikçe bu niteliklerden uzaklaşıyor.
Eğitimin başına getirilen zatın bu konudaki karnesi, tıpkı mülakata giren öğretmen adaylarının uğradığı haksızlıklar gibi zayıflarla dolu.
Muhalefet liderine kapanan, daha doğru zincirlenen ikinci devlet kapısı.
Birincisi, verileri tartışmalı TÜİK,
İkincisi ise sınavları tartışmalı Milli Eğitim Bakanlığı.
Devletin kapıları ana muhalefet partisi liderine kapatılıyorsa, o ülkede demokrasi adına bir şey telaffuz etmek mümkün müdür, bunu da akıllara bırakmak lâzım.
Dedik ya; şaşırtan şaşırtana:
Ekonominin başına getirilen Nebati bey, ağzından dökülen incilerle her gün şaşırtıyor.
Gözlerine bakıyoruz, ışık yok.
Yaptıklarına bakıyoruz, izahı yok.
Bu işlerin altından nasıl kalkacağı bilinmiyor da, dolar ve enflasyon bildiği yolda ilerliyor.
Dolardaki hareketlilik Nebati beyi kıpır kıpır yapmış.
Halkımız da keyfinden şıkır şıkır oynuyor olmalı.
Ama yok.
İnsanlar sokağa, pardon pazara çıkmaktan korkuyor.
Korkularımız çok.
Bunlardan kurtulmamız korkmamamıza bağlı.
Vatandaşın korkması için sebepler ortada.
Herkes sandığı bekliyor ama, getiren yok şimdilik.
İşimiz Bahçeli’ye kalmış galiba.
O da ümitsiz vaka gibi ortada duruyor.
Ülkenin ilahiyatçıları naslarla yasaklanmış olan faizleri, kendilerine mahsus tezleriyle caiz kılan bildiriler yayımlıyorlar.
Sorsanız; bu ülke demokratik ve lâik bir ülke.