Basın meslek örgütleri, gazetecilerin keyfi olarak suçlanmasına ve tutuklanmasına neden olan “Dezenformasyonla Mücadele Yasası” olarak bilinen düzenlemeyle “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçuna hapis cezası getiren maddeyi protesto etmek için Anayasa Mahkemesi (AYM) önünde "Sansüre ve Tutuklamalara Karşı Basın Nöbeti" düzenledi.
Gazeteciler Cemiyeti, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Basın Konseyi, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Haber-Sen, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) başta olmak üzere destek veren diğer basın meslek örgütlerinden birçok temsilci, AYM önünde konuşlanarak serbest kürsüde taleplerini dile getirdi.
Söz konusu maddeye istinaden 1 Kasım’da “Mit’in Cumhurbaşkanlığı’na sunduğu ‘yargı raporu’nda neler var?” başlıklı yazısıyla tutuklanmasının ardından serbest bırakılan T24 yazarı Tolga Şardan da protestoda meslektaşlarıyla bir araya geldi.
Anayasa Mahkemesi’nde görüşülen dezenformasyon yasasının iptal kararının sonucunu bekleyen basın mensuplarıyla bir araya gelen Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, serbest kürsüde konuştu. Özel, “Mahkemede iptal kararı çıkmazsa Şardan’a yapılanlar yarından itibaren tüm gazetecilere yapılacak. Mahkemenin ülkemiz için en doğru kararı vereceğini umuyorum” diye konuştu.
CEMRE POLAT/ANKARA- Gazeteciler ve basın meslek örgütleri sansür yasasına karşı açılan iptal davasının görüşüldüğü Anayasa Mahkemesi önünde bir araya gelerek basın nöbeti tuttu. Gazeteciler Cemiyeti, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Basın Konseyi, Haber-Sen, İzmir Gazeteciler Cemiyeti başta olmak üzere destek veren diğer meslek örgütleri, sansüre ve tutuklamalara karşı “Sansüre ve Tutuklamalara Karşı Basın Nöbeti”nde bir araya geldi.
Söz konusu maddeye istinaden "MİT'in Cumhurbaşkanlığı'na sunduğu 'yargı raporu'nda neler var?" başlıklı yazısı gerekçe gösterilerek 1 Kasım’da tutuklanmasının ardından serbest bırakılan T24 yazarı Tolga Şardan da protestoda meslektaşlarıyla buluştu. Çok sayıda örgüt temsilcisinin konuşma yaptığı serbest kürsüde, yargı mensupları ve siyasetçiler taleplerini dile getirdi.
Özel, “Hepimiz biliyoruz ki bu bir sansür yasasıdır”
Anayasa Mahkemesi’nde iptali için görüşülen dezenformasyon yasasının bir sansür yasası olduğunu vurgulayan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, yaptığı açıklamada beklenen iptal kararına ilişkin “Hepimiz biliyoruz ki bu bir sansür yasasıdır. Tolga Şardan bu yüzden tutuklandı. Mahkemenin ülkemiz için en doğru kararı vereceğini düşünüyorum” diye konuştu.
Programın açılış konuşmasını yapan Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Kenan Şener, Anayasa Mahkemesi’nde sansür yasasının iptali ve yürürlüğünün durdurulması yönündeki görüşmeden olumlu sonuç beklediklerini ifade etti. Şener, “Anayasa Mahkemesi’nde ‘dezenformasyon yasası’ denen Sansür yasasının 29’uncu maddesinin iptal ve yürürlüğünün durdurulması için görüşme yapılıyor. Bizler burada tüm meslektaşlarımızı temsilen toplumun basın ve özgürlüğünü savunan kişiler olarak bulunuyoruz. Burası Balyoz Ergenekon davalarından bu yana adalet arayışını sürdüren herkesin serbest kürsüsü olmuş durumda. Arkamızda ülkenin en yüksek mahkemesi var. Anayasa Mahkemesi’nin görevi tüm toplumun anayasayı korumak ve değerlerini korumak gibi bir görevi var. Biz de mahkemenin bugün çok önemli bir karar vereceğine inanıyoruz. Tüm ülkeye hapis korkusuyla otosansür korkusu uygulayan bu maddenin iptal kararını bekliyoruz” diye konuştu.
Şardan, “Biz gazeteciyiz, mesleğimizi yapıyoruz”
Konuşmasında baskı ve gözdağına boyun eğmediğini, mesleğini yapmaya devam edeceğini kaydeden Tolga Şardan, “Bunlar, bu meslekte beklediğimiz şeyler. Bugün mesleğimiz için buradayız. Biz gazeteciyiz, mesleğimizi yapıyoruz. Benim yaşadığım ilk değil, daha önce de meslektaşlarımız aynı süreçleri yaşadılar. Biz farklı süreçlerin altında kalan bir meslek grubuyuz.
Yasa ilk çıktığında sosyal medya hesaplarının yarattığı dezenformasyonla mücadele için çıkarılmıştı ama gelinen noktada sahadaki gazetecileri de kapsadı. Bunu ülkemiz ve mesleğimiz adına değiştirmeliyiz. Arkamda olduğunuz için çok mutlu oldum. Mesleğimiz açısından gelecek kuşakların daha rahat çalışması için bu olayda son örnek olmayı umuyorum” sözlerini aktardı.
“Yüce Mahkemenin sağduyulu bir karar vereceğini düşünüyorum”
Anayasa Mahkemesi’nde görüşülecek iptal kararının olumlu sonuçlanacağını umduğunu aktaran Şardan, “Bugün Anayasa Mahkemesi iptal davası ile ilgili bir toplantı yapacak. İçeriden aldığım bilgilere göre mahkemenin konuya dair iyimser olunduğunu duydum. Yüce mahkemenin sağduyulu bir karar vereceğini düşünüyorum. Toplumun rahatlamaya, doğru bilgiye ihtiyacı var. Gazetecileri kısıtlamak yerine gazetecilik yapan gazetecilerin önünün açılması gerekiyor” diye konuştu.
Türenç, “Yargıçlar! Sessiz çığlıklarımızı duyuyor musunuz?”
Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç ise Anayasa Mahkemesi’ni işaret ederek “Arkamızda çok yüksek bir bina var. Halkın haber alma hakkı ile ilgili çok yaşamsal bir karar alınacak. Bu kararın iptal yönünde olmasını talep ediyoruz. Anayasa mahkemesinden çıkacak bu karar adaleti ve hukukun üstünlüğünü kanıtlayacak. Gazetecilik faaliyetleri yüzünden hapse girilmesini, halkın haber alma hakkının engelleyen bu yasanının iptali için burada sessiz bir çığlık atıyoruz. Yargıçlarımıza ‘Bu çığlıklarımızı duyuyor musunuz?’ diye sesleniyoruz” dedi.
Gappi, “Dezenformasyondan değil, gazetecilikten korkuluyor”
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi sansür yasanına karşı uzun süredir yaptırımlarla karşı karşıya kalmalarına rağmen uyarılarını sürdürdüklerini vurguladığı konuşmasında, “Bu yasa kapsamında gerçek gazetecilerin önü kesilecektir’ dediğimizde birçok yaptırımla karşı karşıya kaldık. Dezenformasyondan değil, gerçek gazetecilikten korkuluyor. Dezenformasyona çare bulmak bizim sorumluluğumuzdur. Bu bir meslek sorunudur ama bağımsız gazetecilerin önünün kesilme aracı olarak kullanıldı. Bağımsız gazetecilik bu ülkede herkese lazımdır. Özgürlük için her türlü bedeli ödemeye hazırız. Evrensel gazetecilik ilkelerinden korkmayın. Bağımsız gazetecilik gün gelecek size de lazım olacak önümüzden çekilin!” ifadelerine yer verdi.
Durmuş, “Gazeteciliğin suç olmadığını biliyoruz”
TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş ise konuşmasında tutuklu gazetecilerin acilen serbest bırakılması gerektiğini söyledi. Durmuş, “1 yıl içinde 30 gazeteciye soruşturma açıldı, 4 gazeteci tutuklandı. Bugün bir meslektaşımız daha gözaltına alındı. Bu suçlama gazetecileri engellemeye yönelik bir kılıftır. Bunu bir gözdağı vermek için yapıyorlar buna prim vermememiz gerekiyor. Gazeteciliğin suç olmadığını biliyoruz. Bugün mahkemede dezenformasyon yasası görüşülecek, umarım iptal edilir. Çünkü önümüzdeki süreçte gazeteciler bu suçlamalarla sık sık karşı karşıya kalacak. Habercilik faaliyetlerimizi kısıtlayan keyfiyet ortadan kaldırılacak. Tolga serbest kaldı ama 19 meslektaşımız hapis yatıyor. Meslektaşlarımızın acilen serbest bırakılıp kalemlerinin başına dönmelerini diliyorum” dedi.
Tılıç, “Mahkemeden hangi karar çıkarsa çıksın susmayacağız”
Avrupa Gazeteciler Birliği Onursal Başkanı Türkiye Temsilcisi Doğan Tılıç, “Bir arada olduğumuz için sesimiz çıkıyor, her zaman bir arada durmalıyız. Mahkeme sansür yasasının iptali için karar verecek. Olumlu veya olumsuz, hangi karar çıkarsa çıksın bizi susturamayacaklar. Türkiye’de ateşten gömlekle haber yazıyoruz. Gazeteciler her yerde her zaman sözlerini bulup söylemenin yolunu bulurlar. Mahkeme bu ülkenin ayıbını kaldırmış olacak. Sadece gazeteciler adına değil tüm vatandaşlar adına umuyorum ki demokrasinin üzerindeki lekelerden biri bugün silinir” diye konuştu.
El, “Bu yasa 85 milyonun hakkı için iptal edilmelidir”
ÇGD Başkanı Kıvanç El, “Mahkemeden iptal kararının çıkacağını umuyoruz. Mahkeme bugün sadece gazeteciliği değil toplumun aydınlanma hakkını görüşüyor. Biz elbette bundan somut olarak etkileniyoruz ama bu yasa 85 milyonun hakkı için iptal edilmelidir. Mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
Aktaş, “Yasa, sadece haber verme özgürlüğünü değil, haber alma özgürlüğünü de kısıtlıyor”
Parlamento Muhabirleri Derneği Başkanı Kemal Aktaş ise, “Gazetecilik birilerinin istemediğini yazmaktır. Biz gazetecilik yaparken kamuoyunun sesi oluyoruz. Yolsuzlukları kamuoyuna aktarıyoruz, kutsal bir görevi yerine getiriyoruz. Bu yasayla sadece haber verme değil haber alma özgürlüğü de kısıtlanıyor. 34 kişini hakkında soruşturma açılmasının sonucunda yeni Tolga Şardan’lar olmaması için Anayasa Mahkemesi’nden iptali bekliyoruz” sözlerini aktardı.
Sağkan, “Dezenformasyon Yasası basına dönük bir sansür yasasıdır”
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, söz konusu yasanın acilen iptal edilmesi gerektiğini ifade etti. Sansür yasasının kötüye kullanıma açık ve muğlak bir yasa olduğunu aktaran Sağkan, “Basın hürriyeti sadece gazetecilere tanınan bir özgürlük alanı değildir, ifade hürriyetini ilgilendiren bir sorundur. Bu yasanın belirsizlikler içerdiğini ve kötüye kullanımının acık olduğunu söylemiştik. Geldiğimiz noktayı üzüntüyle izliyoruz. Dezenformasyon Yasası basına dönük bir sansür yasasıdır. Tüm basın mensuplarına karşı bir gözdağı içermektedir. Acilen iptal edilmesi gerekmektedir” dedi.
Köroğlu, “Sistematikleşmiş bir baskı yasasıyla karşı karşıyayız”
Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu ise “Gizlilik, gerçeğin üstünü örter ve güç gizliliğin arkasına saklanır. Özgürlükler tezahüratlarla kazanılır. Ses çıkartmak gerekiyor. Ankara Barosu, bütün etkili yöntemleri kullanarak bir yıldır dezenformasyon yasasının karşısında. Burada Tolga Şardan özelinde konuşulsa da ortada bir yıldır sistematikleşmiş bir durum var. Toplumsal özgürlüklerimiz tehdit altında” sözlerini aktardı.
Candan, “Gazetecilerin yanında olmaya devam edeceğiz”
Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan yaptığı açıklamada düşünce özgürlüğüne düşman olan bir iktidar gördüğünü söyleyerek her şeye rağmen özgür basını destekleyeceklerini kaydetti. Candan, “İktidar, hakikati yazanlardan ve arayanlardan nefret ediyor. Mimarlar Odası Ankara şubesi bir gazeteciye ödül verdiği için terör suçu ile yargılanıyor. Yüksek Mahkeme’nin bugün vereceği karar onun taştan bir duvar mı yoksa Türkiye’de eşitliğe susadığımız sürecin anlam değerini ifade edeceğini gösterecek. Gazetecilerin yanında bulunmaya ve bedeli ceza olsa da ödül vermeye devam edeceğiz. Hakikati arayanların yanında olacağız” dedi.