Genel

Sanatseverler, Emin Antik Sanat Merkezi’nde “Özer Paneli”yle buluştu

Abone Ol

Emin Antik Sanat Merkezi, ev sahipliğini yaptığı “Bir Ustanın Hikayesi” adlı resim sergisi kapsamında Türk resim sanatının özgün ustalarından Söbütay Özer’in sanat yaşamı üzerine bir panel düzenledi. Moderatörlüğünü Ümit Yaşar Gözüm’ün üstlendiği “Zaman ötesi bir sanatçı: Söbütay Özer” adlı panelde Prof. Adnan Tepecik, Prof. Hasan Pekmezci ve Şefik Kahramankaptan konuşmacı olarak yer aldı

CEMRE POLAT/ANKARA- Emin Antik Sanat Merkezi, yıl boyu düzenlediği etkinliklerle başkentli sanatseverleri Ankara’nın kalbi Kale’de buluşturmaya devam ediyor. Ev sahipliği yaptığı “Bir Ustanın Hikayesi” adlı retrospektif resim sergisi kapsamında Türk resim sanatının özgün ustalarından Söbütay Özer’in sanatı ve sanat yaşamı üzerine “Zaman ötesi bir sanatçı: Söbütay Özer” adıyla bir panel düzenleyen Emin Antik, yine birçok sanatçı, akademisyen ve sanatseveri bir araya getirdi. Söbütay Özer’e ait retrospektif eserlerden oluşan resim sergisi vesilesiyle sanatçıyı anmak, onun sanatını ve sanatçı kişiliğini anlamak için düzenlenen panelin moderatörlüğünü Emin Antik Sanat Merkezi Danışma Kurulu Başkanı Ümit Yaşar Gözüm üstlenirken, Özer’in arkadaşları ve meslektaşları Başkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adnan Tepecik, Güzel Sanatlar Profesörü Prof. Dr. Hasan Pekmezci ve Gazeteci, Çağdaş Sanatlar Vakfı (ÇAĞSAV) Yönetim Kurulu Başkanı Şefik Kahramankaptan ise panelde konuşmacı olarak yer aldı. [caption id="attachment_318701" align="aligncenter" width="2560"] Emin Antik Sanat Merkezi kurucularından İbrahim Terzioğlu[/caption] Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Emin Antik Sanat Merkezi kurucularından İbrahim Terzioğlu, Özer’i hayranlıkla andıklarını ve sergi kapsamında adına bir panel yapmak istediklerini aktardı. Sanata ve kültüre hizmet etmenin çok değerli olduğunun altını çizen Terzioğlu, konuşmasında “Söbütay Özer, çok sevilen bir sanatçı. Emin Antik Sanat Merkezi olarak onun sadece sergisini yapıp bırakmak istemedik. Bir panel yaparak hocamızın sanatı ve kişiliği hakkında konuşalım istedik ve onu yakından tanıyan kişileri davet ettik. Cumhuriyetimizi kuran Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde sanata ve kültüre hizmet vermek ölçülemez bir değer” ifadelerine yer verdi. [caption id="attachment_318706" align="aligncenter" width="2560"] Prof. Dr. Hasan Pekmezci[/caption] Pekmezci, “Özer’i anmak bir vefa borcudur” Söbütay Özer ile uzun yıllara dayanan dostluğu üzerine konuşan Güzel Sanatlar Profesörü Prof. Dr. Hasan Pekmezci, Özer’in anısını yaşatmanın vefa borcu olduğunu ifade etti. Pekmezci, “Bir vefa örneği olan anma günlerini çok önemsiyorum çünkü bellek yoksunu bir milletiz. Söbütay ile 1970’lerde, hepimizin yaptıklarımızı sunabilmek için uğraştığı, sergilerin çok önemli olduğu zamanlardan bir bağımız var. 1972 yılının sonunda Gazi’de beraber çalışmaya başladık. Bu işin mutfağında çalışarak kendimizi kabul ettirme sürecinin sancılı dönemini beraber yaşadık. Söbütay’ın tüm çalışma aşamalarını yakından bilen biriyim” sözlerini aktardı. Özer ile Galeri Z’de resim sergileri açtıkları dönemleri aktararak Özer’in paylaşımcı yönünün altını çizen Pekmezci, “Galeri Z’de sergiler açmaya başladığımızda orayı organize eden, Fatma Hanım’ı ikna eden Söbütay’dı. Orası buluşma yerimizdi. Misafirler başka galerileri de görsün isterdi, çok büyük paylaşım kültürüne sahip bir insandı. Söbütay kimsenin aleyhinde tek söz söylemezdi, resim yapan herkes onun için bir değerdi. Bizim alanda çok görülmeyen bir paylaşım kültürü vardı. Gördüğünü, bildiğini paylaşmak isteyen biriydi. O yüzden öğrencileri onu çok severdi. ‘Resim yapan kişi başımın tacıdır’ derdi, kimsenin hevesini kırmazdı” dedi. “Dolmuş kavramını resim literatürüne sokan kişi Söbütay Özer’dir” Özer’in sanatını “Alabildiğine özgür” olarak tanımlayan Pekmezci, tema konusunda her şeyi kendine konu alabilen sanatçının öğrencileri tarafından da çok sevildiğinin altını çizdi. Türk resim tarihinde Özer’in çok önemli bir yeri olduğunu söyleyen Pekmezci, “Söbütay, boyayı ve renkleri çok iyi bilen biriydi. Tema konusunda özgürdü. Her şey onun için bir resim konusu olabilirdi. Bugün öğrencileriyle konuştuğunuzda kimsenin onun hakkında olumsuz bir şey söyleyeceğini düşünmüyorum. 81 yılında Vakko, ‘Büyük Resim Yarışmaları’ adında bir organizasyon düzenliyordu. O dönemin en yüksek ödüllerini veren yarışmaydı. O yarışmada Söbütay’la ödül aldık, ödül arkadaşlığı yaptık. Söbütay’ın o resmi, Türk resim tarihinde büyük bir yere sahip. Çünkü ‘dolmuş’ kavramını resim literatürüne sokan Söbütay’dır. Onu sevgi ve saygıyla anıyorum” dedi. [caption id="attachment_318707" align="aligncenter" width="2560"] Yazar Şefik Kahramankaptan[/caption] Kahramankaptan, “Resim yarışmalarıyla Özer’in öğrencilerini bir araya getirdik” Çağdaş Sanatlar Vakfı kurucularından Şefik Kahramankaptan ise konuşmasında Özer’in insani yönlerine vurgu yaptı. ÇAĞSAV olarak “Söbütay Özer Resim Yarışması” düzenlediklerini, öğrencileri tarafından sevilen ve sayılan Özer’in anısını yaşattıklarını aktardı. Kahramankaptan, “Söbütay Özer, sağlam bir kişiliği olan bir arkadaşımızdı. Paylaşımcı, insan ilişkilerine özen veren bir arkadaşımızdı. Çağdaş Sanatlar Vakfı’nı kurmak için çalışmalara başladığımız dönem kurucu olarak sanat dünyasından isimler önerdik, Söbütay da onların arasındaydı. Onu özellikle istedim, çünkü sanatının ötesinde kişilik olarak çok düzgün bir arkadaşımızdı. Ne yazık ki 2007 yılında ani bir şeklide onu kaybettik. Çok yoğun çalıştığı bir dönemdeydi, ona ‘Kendini bu kadar yorma’ derdim. Kaybettiğimizde çok üzüldük ve adını yaşatmak için çeşitli çalışmalar yapmaya karar verdik. Öğrencileriyle çok ilgili bir hocaydı. ‘Söbütay Özer Resim Yarışması’nı planladık ve öğrencilerinin katılmasını istedik. Önceliği Ankara’ya vererek tüm Türkiye’den resim öğrencilerinin katılabileceği tarzda bir resim yarışması yaptık” dedi. [caption id="attachment_318703" align="aligncenter" width="2560"] Prof. Dr. Adnan Tepecik[/caption] Tepecik, “Özer, en çok örnek aldığım kişiydi” Prof. Dr. Adnan Tepecik sanatsal özgürlük ve özgünlük kavramlarından yola çıkarak Söbütay Özer’in sanatı üzerine bir karşılaştırma yapmak için izleyicilerle bir görsel sunu paylaştı. Özer’in eserleri üzerine okumalar yaparak konuklara onun sanat anlayışını görsel olarak sunan Tepecik, “Söbütay Hoca’nın öğrencisiydik. İnsani kişiliği tartışılamaz, vasıfları yüksek bir insandı. Mütevazı bir sanatçı kişiliği vardı. Kendime en çok örnek aldığım kişiydi. Sanatın temel özelliklerinden biri farklılığı olmasıdır. Söbütay Hoca bir Anadolu insanıydı ama çağdaş sanatı iyi bilen bir insandı. Sanatçının en büyük özelliği bulunduğu yere göre o ortamı değerlendirebilmesidir. Söbütay Hoca çağımızda yaşanan endüstriyel kaosa karşı çıkıyor ve doğanın kendi içindeki yumuşaklığı, bisikletleri ve ağaçlarıyla bizlere sunuyor. İşlevini yitirmiş bir ütüyü alıyor, bir çiçek buketiyle ve renk lekesiyle farklı bir formatla bize sunuyor. Sanatın özgünlüğünde bunlar çok önemli” dedi.