Saçma, sapan karara “dur” denilmeli
Artun TALAY
Ağustos 2020’de Avrupa Atletizm Şampiyonası Fransa’da yapılacak. Olimpiyat Oyunları bir yıl ertelendi. Ama Avrupa Şampiyonasının düzenlenme ısrarı hala sürüyor, bu saçmalıktan başka bir şey değil.
Türkiye’nin önünde bu yarışma ile ilgili üç seçenek var.
Katılmak
Sembolik katılmak
Katılmamak
Takım halinde katılmak, sağlık yönünden sakıncalıdır.
Sembolik katılımda ise, katılmayı isteyen ve madalya alma ihtimali olan küçük bir grup yollanabilir. Takım halinde katılsaydık, neler yapabileceğimizi siz düşünün algısı oluşabilir.
Katılmamak en iyisidir. Böylece takımın sağlığı korunduğu gibi, olimpiyat oyunlarına on altı ay süresince hazırlanma şansı elde tutulur.
Burada diplomatik bir ayara gereksinim vardır. Federasyon başkanı Avrupa Atletizm Birliği’nin üst düzey yöneticisidir. Katılmama kararını federasyonun açıklamaması bu nedenle şık olmaz.
Devlet olarak yollamama kararı alınırsa böylece sorun çözülmüş olur. Avrupa Atletizm Birliği’nin çeşitli kurullarında görev yapan üyelerimizde çelişkide kalmamış rahatlamış olurlar.
Canavardan kaçıp, can havliyle mağaraya sığınan gibi, insanlar virüsten evlere sığındılar. İnsanların arabaları var, arabalarına binemiyorlar. Mal dolu dükkanları va, açamıyorlar. Kirada evleri var, dükkanları var, kiralarını alamıyorlar. İnsanlar mülkün sahibinin kendileri olmadığını anladılar.
Ayrıca Türkiye olarak gitmeme kararı alırsak, bu karar katılmayı istemeyen ülkelere de cesaret verecek ve onlar da katılmayacaklarını açıklayacaklardır.
Avrupa Atletizm Şampiyonası bir yıl ertelenip, Olimpiyat Oyunları öncesi bir tarihe alınırsa, bu uluslararası yarışma şansı arayan atletler için de önemli bir fırsat olacaktır.
Size 2013 yılında Türkiye’de yapılan Akdeniz Oyunları’ndan örnek vermek istiyorum. Karşılaşmalar Mersin, Tarsus ve Adana olarak dallara göre üçe ayrılmıştı. Binicilik yarışları Adana’da yapılacaktı. Türkiye Akdeniz Oyunları için Adana’ya dünyanın en kaliteli manejlerinden birini yaptı. Bunu uluslararası komiteye gösterince çok önemli takdir aldı. Çok beğendiler görüntülerini kaydettiler.
Ama Fransa ne yaptı?
Atlara yönelik karantina uygulamasının yetersiz olduğunu ileri sürdü. Atlarını getirmedi ve katılmadı. Fransa böyle yapınca diğer ülkeler de katılmadılar!
Türkiye olarak biz bunu nasıl unuturuz? Türkiye’nin atletlerinin sağlığı, Fransa’nın atlarının sağlığından daha mı değersiz?
Takdirlerinize arz ederim.