Kıvanç El
Kısaca hatırlarsak; “yayınlarda terör ve terör propagandasına asla ve asla müsaade edilmemesi”, ”çocuk ve gençlerin ruhsal ve fiziksel gelişimlerine olumsuz etki edebilecek yayın içeriklerine izin verilmemesi”, “kadın ve çocuk istismarına geçit verilmemesi”, ”Milli ve manevi değerlerimizi gözetilmesi, kutsal aile kurumuna halel getirecek zararlı yayın içeriklerine karşı durulması” gibi başlıklar sıralanıp, bir de “toplumsal sağlığı tehdit eden sapkın ilişkiler içeren, mizah programlarında dini değerlerimize hakaret eden, devletimiz, Sayın Cumhurbaşkanımız ve Cumhuriyetimizin banisi Mustafa Kemal Atatürk aleyhinde yapılan yayınlar kabul edilemez” açıklaması yapılmıştı.
İlk okunduğunda elbette kimse itiraz etmeyeceği başlıklar gibi görünen bu “çizgilerin” aslında her biri soyut başlıklar ve öznel yorumlara da fazlasıyla açık… Elbette terör propagandası yapılmasın, elbette çocukları koruyalım, elbette kimse kadın ve çocuk istismarına yol açabilecek yayınlara yol açmasın…
Ancak “milli ve manevi değerler” ile “aile” başlığındaki öznel ve soyut yorumlar nedeniyle ilk ceza bazı dijital platformlardaki yapımlara kesildi. Misal kanal ismi vermeye gerek yok, bazı öğle kuşağı programlarında, “tüm ailenin birbiri ile farklı ilişkiler yaşadığının anlatılması”, “akrabasının nasıl öldürüp bir de nasıl sakladığına dair detaylı bilgiler vermesi”, “çocuk yaşta yapılan evliliklerin irdelenmesi ve adeta normalleşmesi” gibi başlıklarda yayın yapan kanallarla ilgili RTÜK ne düşünüyor merak konusu. Elbette bu kanallara ceza verilsin çağrısı yapmıyorum…
Oradaki programlar ve içerikleri sanıyorum ücretli girilen bir dijital platformdaki dizide dahi yoktur. Her şeyden önce RTÜK, bireylerin parasını ödeyip üye oldukları bir platforma ceza keserek, kişilere “don biçmeye” çalışmaktadır.
Yani “benim değer yargılarıma uygun olmayan bir konuda bir içerik izlememelisin” mesajı verilmiştir. Bu RTÜK’ün haddi midir? Elbette değildir. Bu içeriğin kendisine zararlı olduğunu anlayabilecek biri üyeliği sonlandırıp izlemeyebilir. Ayrıca ebeveyn ise çocuğuna zararlı bulduğu bir içeriği engelleyebilecek bir zekaya sahip olduğunu düşünüyorum.
Peki burada gerçekten amaç; “milli değerleri, aileyi” korumak mı, yoksa herkesi aynı “milli değer ve aile yapısı” çerçevesinde değerlendirmek mi? Elbette ikincisi…
RTÜK’ün bu cezalardaki amacı iktidarın doğru bulduğu “ahlak değerleri”ne tüm toplumu uydurma çabasından başka bir adım değil.
RTÜK’ün kırmızı çizgileri, soyut ve öznel değerler değil, “basın özgürlüğü” ve “demokrasi” ötesinde olmamalıdır.
Bu cezada görev önce yargıya daha sonra ise yasamaya düşer. Bu tarz “ahlak bekçiliği” tarzı cezalar tartışılmalı ve bir an önce önüne geçilmelidir. Kimse kimseye kendi değer ve yargılarını dayatamaz. İnsanlar kendilerine veya çocuklarına neyin zararlı neyin zararsız olabileceğini anlayıp yargılayabilecek düzeydedir. RTÜK, denetimlerini elbette yapar. Ancak cezalandırıp topluma “don biçecek” kurum RTÜK değildir.