Rakibe soğuk terler döktürdü
Orhan KARADAĞ Süper Lig’de Ankaragücü deplasmanda 1-0 öne geçtiği karşılaşmada Galatasaray’a 2-1 mağlup oldu. Baştan yazalım… Başkent temsilcisi deplasmanda Galatasaray...
Orhan KARADAĞ
Süper Lig’de Ankaragücü deplasmanda 1-0 öne geçtiği karşılaşmada Galatasaray’a 2-1 mağlup oldu.
Baştan yazalım…
Başkent temsilcisi deplasmanda Galatasaray karşısında ezilmedi, mahkum bir oyun oynamadı.
Rakibine soğuk terler döktürdüğü anlar da azınlıkta değildi. Rakibine dakikalarca top göstermediği de oldu.
Ama olmadı.
Ankaragücü’nde sarı kart cezalısı Tolga Ciğerci’nin yerine Lamine Diack forma giydi. Karşılaşmaya Galatasaray baskılı başladı… Oyunun ilk dakikalarında sarı kırmızılı oyuncular kaleyi gördükleri yerden şut attılar.
Ancak erken gol Başkent temsilcisinden geldi. Galatasaray’dan kiralanan Emre Kılınç’ın pasıyla buluşan yine Galatasaray’dan kiralık gelen Taylan Antalyalı 7. dakikada Ankaragücü’nü 1-0 öne geçirdi.
Ankaragücü, organize bir şekilde toplu olarak hücum yapmayı tercih etti ve ilk yarıda Ghayas Zahid ve Ali Sowe ile iki de çok ciddi pozisyon yarattı. Ancak bu pozisyonlarda Muslera gole izin vermedi. Ancak kısa sürede ev sahibi ekip skorda eşitliği yakalamayı bildi. 16. dakikada Barış Alper Yılmaz kafa vuruşuyla topu ağlara gönderdi.
Başkent temsilcisinin en güvendiği savunmasının göbeği son haftalarda baş ağrıtan hatalar yapmaya, açıklar vermeye başladı. Galatasaray, yediği golden sonra oyunu Ankaragücü yarı alanına taşıdı. Kanatlardan geliştirdiği ataklarla gol aradı. Oyunun ikinci yarısında Ankaragücü, oyunu Galatasaray yarı alanına taşıyıp, oyun alanını daralttı.
Bu taktiksel anlayışın neticesinde de Galatasaray’ın oyun kurmasına izin vermedi ve pozisyonlar bulmaya başladı. Kaleci Muslera’nın kalesini terkettiği pozisyonda Emre Kılınç’ın kafa vuruşunda top kale yerine yandan dışarı gitti. Başkent ekibinde Ghayas Zahid, Kevin Malcuit, Lamine Diack, çalışkanlığıyla Ali Sowe ve özellikle ikinci yarı Emre Kılınç öne çıkan oyuncular oldu.
Ankaragücü İstanbul’da puanı hak eden bir oyun sergiledi.
Ancak olmadı…
İşin aslı, maçın nasıl bir ortamda oynandığının da anlaşılması gerekiyor. Ülkemizde futbol anlayışı şöyle özetlenebilir… Türkiye’de futbol demek, dört takım demek… Bu takımlarla oynanan maçlar ”Boşa kürek çekmek” gibi bir şey.
Adeta sonu belli…
Maçı yöneten hakem öyle kararlar verir ki, ruhun duymaz…
İnce ince denilen cinsten.
Ayrıcalıklı takımdan oyuncu kendini yere bırakır, rakip oyuncu anında kart görür… Diğerlerinin oyuncusunun ”Ayağı eline verilir”, hakem ”Oyna” der. Kazanırsan, kazanabilirsen kelimenin tam anlamıyla büyük başarı, hatta zafer.
Tüm yapılanma, bu dört takımın kazanması üzerine kurulu…
Diğerleri piyon…
Dolgu malzemesi…
Atletizmde düzenlenen ”Diamond Lig” yarışlarında gördüğümüz ”Tavşan” olarak nitelendirilen, koşunun bir bölümünde tempoyu ayarlayan, sonra da pistin dışına çıkan atlet.
Dört takım için gerekirse kurallar değiştirilir… Yeter ki onlar üzülmesin. Diğerleri aleyhinde yapılan çok ciddi hatalar ise ”Önemli hakem hatası” olarak nitelendirilir ve geçiştirilir.
Taa ki, başka bir zaman yine ”Diğerleri” aleyhine hatalar yapılana dek.