Esin Özdemir
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'ın konuk olduğu İTO eylül ayı meclis toplantısında, iş dünyasının talep ve beklentilerini dile getirdi.
İş Kanunu'nun 'ekonomi dostu' olacak şekilde güncellenmesi gerektiğini vurgulayan Avdagiç, "Ülkemizde kıdem tazminatı, işsizlik sigortası, işe iade tazminatı, sendikal tazminat gibi iş hayatına ilişkin pek çok katı düzenleme, işverenin ilave istihdama yönelmesini zorlaştırıyor. İşveren ve işçiyi hukuki olarak karşı karşıya getiren düzenlemelerin gözden geçirilmesi fayda getirecektir" dedi.
Söz konusu beklentilerin karşılanması halinde, güvencesiz çalıştırma pratiklerinin ve emek sömürüsünün artacağına dikkat çeken Durmuş, "Hangi gerekçeyle ya da biçimde olursa olsun bunun ortadan kaldırılmaması ya da bir başka şeye dönüştürülmemesi, finans kapitale aktarılacak bir kaynak olarak, finansallaşma aracı olarak görülmemesi ve emekçilerin geleceklerinin finans piyasalarının insafına ya da performansına bırakılmaması gerekir" ifadelerini kullandı.
"Sermaye dostu talepler dizini"
Sermayenin güçlü, emeğin güçsüz olduğu bir toplumda, iş dünyasından gelen talepleri 'ekonomi dostu' değil, 'sermaye dostu' olarak tanımlayan Durmuş, bütün maddelerin işçi karşıtı olduğunu belirtti.
Öte yandan, beklentiler için "sermaye dostu talepler dizini" diyen Durmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Otomatik olarak, bütün maddelerin işçi karşıtı olduğunu söyleyebiliriz. Veriler gösteriyor ki, Türkiye’de karlılık belirli bir düzeyde sürüyor. Özellikle belirli sektörlerde çok iyi gidiyor. İTO Başkanı Avdagiç, işçilik maliyetleri üretim içerisinde çok büyük oranlardaymış gibi bir anlam çıkarmaya çalışıyor. Oysa yeni açıklanan verilerde durum şu; geçen sene işçilik maliyetlerinin üretim içerisindeki payı yüzde 12, 2022’de yüzde 8,7, 2019’da yüzde 13’müş. 2022’den 2023’e artmasının nedeninin ise asgari ücretteki artışlar ve EYT ödemeleri olduğunu biliyoruz.
Yani yüzde 15’i bile bulmayan işçilik maliyetlerinden söz ediyoruz. Buna rağmen, sermaye kesimi bundan rahatsız. İstiyor ki bütün nema kendine gitsin. 12 maddeye baktığımızda, bunları talep eden bir ruh hali içerisinde olduklarını görüyoruz."
"Çocuk emeğini yaygınlaştırmak istiyorlar"
Mesleki Eğitim Merkezi'ne (MESEM) ilişkin de açıklama yapan Durmuş, MESEM ile çocukların okullarından koparıldığına, eğitim hakkından mahrum edildiğine dikkat çekti.
Çocukların ölüm ve kaza tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını da ekleyen Durmuş, şunları kaydetti:
"Daha o yaşlarda, yoğun bir emek sömürüsüyle karşı karşıya kalıyorlar. Yoksul aileler eve ikinci bir gelir olsun ya da çocuk bir meslek sahibi olsun beklentisi içerisinde programa kanıyorlar. Bu çocukların nasıl bir psikolojik baskı altında, olumsuz fiziki koşullar altında çalıştığının farkında olmuyorlar. Kuşkusuz, buralarda denetim de yok. Çocuk emeğini yaygınlaştırmak istiyorlar. O çocukların gerçekten meslek sahibi olması isteniyorsa, işin planlaması yapılır. Birçok ülkede buna ilişkin ara okullar var. Oralarda bu çocuklar yetiştirilirdi."
Düşük ücret ve güvencesizlik
Son olarak, İTO Başkanı'nın 'esnek çalışma' vurgusu ile ilgili konuşan Durmuş, sözlerine şöyle son verdi:
"Esnek çalışmadan kasıt, 'Rahatça işe alayım, işten çıkarayım. İstediğim koşullarda işe alayım, istediğim günlerde çalıştırayım.’ Esnek çalışma hem düşük ücretler hem de güvencesizlik içeriyor. Bu iş, ‘sigorta primlerini kendileri yatırsan’ cümlesine kadar gidiyor. Örneğin, kuryeler böyle bir durumda. Tazminatlar da ortadan kaldırılıyor. Çünkü kendi kafalarına göre iş süreci de tamamlanmamış oluyor. Bu şekilde yapıldığı zaman ücretler parça başına düşük tutuluyor."
İş dünyasının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndan beklentileri şöyle: "1- İş Kanunu'nun 'ekonomi dostu' olacak şekilde güncellenmesi, iş dünyasının temel önceliklerinden biri. Ülkemizde kıdem tazminatı, işsizlik sigortası, işe iade tazminatı, sendikal tazminat gibi iş hayatına ilişkin pek çok katı düzenleme, işverenin ilave istihdama yönelmesini zorlaştırıyor. İşveren ve işçiyi hukuki olarak karşı karşıya getiren düzenlemelerin gözden geçirilmesi fayda getirecektir. 2- Kısa çalışma ödeneğinin ekonomik şartlardan dolayı istihdamını koruması gereken firmalar için etkin olarak kullanılması konusunda daha esnek bir yaklaşımın beklentisi içindeyiz. 3- Gelir vergisi dilimleri ve SGK üst limiti gözden geçirilmeli. Gelir vergisi ve SGK priminden muaf tutulan yemek bedeli istisnasının, güncel koşullara göre revize edilmesi ve günlük asgari ücretin yüzde 50'sinin altına düşmemesi yarar getirecektir. 4- İş mahkemelerinde açılan alacak ve tazminat davalarına ilişkin zamanaşımı sürelerinin 1 yıl ile sınırlandırılması önem taşıyor. 5- İşverenden kaynaklanmayan herhangi bir sebeple sigortalının işten ayrılması gibi istisnai hallerde, sağlanan istihdam teşvik ve desteklerinin geri alınmaması iş dünyasının beklentileri arasında. 6- Olağan iş akışının bozulmaması için rutin sosyal güvenlik denetimlerinin istisnai durumlar dışında randevulu yapılması yararlı olacaktır. |