Ahmet Çağatay Bayraktar
Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol, muhalefetin "devlet karşıtı aktivitelere" bulaşmasını gerekçe göstererek ilan ettiği sıkıyönetimi sonlandırma kararı aldığını duyurdu.
Devlet Başkanı Yeol'un mensup olduğu Halkın Gücü Partisi, yaklaşık 5 saat yürürlükte kalan sıkıyönetim kararına karşı olduğunu duyurdu. Parti lideri Han Dong-hoon, sıkıyönetimden sorumlu tuttuğu Savunma Bakanı Kim Yong-hyun'un istifasını talep ederek, "İktidar partisi olarak bugünkü felaket durum nedeniyle kamuya özür borçlu hissediyoruz. Başkan Yoon, bu felaket durumu izah etmeli ve başta sıkıyönetimi öneren savunma bakanı olmak üzere tüm sorumlular hesap vermeli" açıklamasında bulundu.
Muhalefetteki Demokratik Parti Meclis Grubu Başkanı Park Chan-dae, milletvekilleri adına yaptığı açıklamada, "Yoon'un sıkıyönetim ilanı, Anayasa'nın açık ihlalidir. Sıkıyönetim ilanı için öngörülen hiçbir koşul geçerli değildir. Bu, ciddi bir isyan eylemi ve azline sebeptir” ifadelerini kullandı.
Güney Kore’de yaşanan sıkıyönetime giden süreci ve Güney Kore demokrasisine etkilerini Ankara Üniversitesi Asya-Pasifik Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (APAM) Müdürü Prof. Dr. Ali Merthan Dündar 24 Saat Gazetesi için değerlendirdi.
Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol’un sıkıyönetim uygulamasının sebepleri arasında bir süredir muhalefetin protestolarına konu olan yolsuzluk iddiaları olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ali Merthan Dündar, “Başkan Yeol’un eşi Kim Keon Hee’nin 3 milyon wonluk (75 bin 470 lira) Dior çanta almasının ortaya çıkması, başkanın çocuğuyla ilgili bazı yolsuzluk iddiaları sıkıyönetim öncesinde gündemdeydi. Ülkedeki genel kanaat ise başkanın kendisi hakkında yapılacak soruşturmaların önüne geçmek için sıkıyönetime gittiği yönünde” dedi.
Sıkıyönetime karşı Seul'da düzenlenen eyleme "Başkan Yoon Suk Yeol istifa etsin" yazılı pankartlar taşıyan protestoculara milletvekilleri de katıldı
"Hayat akışını engelleyen bir durum yoktu"
Güney Kore tarihinde 13 kez sıkıyönetim yaşandığını anımsatan Dündar, “Anayasaya göre sadece savaş ve büyük bir karışıklık durumunda sıkıyönetim ilan edilebilir. Fakat hem oradaki meslektaşlarımızdan hem de ülke basınından aldığımız haberlere göre böyle bir durum yok. Sadece sağlık sektöründe düzenlenen grevler dışında hayatın olağan akışını engelleyen bir durum yok” bilgisini paylaştı.
Güney Kore'de iktidardaki Halkın Gücü Partisinin lideri Han Dong-hoon sıkıyönetim kararına katılmadıklarını duyurmuştu
"Sıkıyönetim kararı ancak parlamento ile alınabilir"
Cumhurbaşkanının sıkıyönetim ilan etme yetkisinin şarta bağlandığını vurgulayan Dündar, “Bu kararı da ancak başbakan ile birlikte, devletin ilgili kurumlarıyla koordineli bir şekilde verebilir. Fakat burada orduya doğrudan bir talimat verilmesi söz konusu. Hatta anayasanın 77. maddesinin 5. fıkrasında cumhurbaşkanının sıkıyönetim kararı da parlamento tarafından reddedebilir. Bu durumda cumhurbaşkanının kararını geri alması gerekiyor. Yaşanan sıkıyönetimde ordu ilk başta harekete geçse de karar devlet mekanizması içinde alınmadığı için bir süre sonra geri çekildi. Nitekim halk ve parlamento da sıkıyönetime karşı hızlı bir şekilde refleks gösterdi. Askerlerin sokaktan çekilmesinden sonra temel güvenlik ihtiyacından dolayı sadece polisler görev aldı" dedi.
Güney Kore'de Cumhurbaşkanı Yoon Suk Yeol'un eşi Kim Keon-hee'nin Kasım ayında kendisine hediye edilen pahalı bir çantayı kabul etmesine halk tepki göstermişti
Yolsuzluklara yargı ve halk tepki veriyor
Güney Kore’nin kuruluşundan bugüne 13 cumhurbaşkanının görev yaptığını anımsatan Dündar, bu kişilerin neredeyse yarısının yolsuzluk nedeniyle görevden uzaklaştırıldığını söyledi. Ülkenin siyasi tarihine de bakıldığında yolsuzlukların yaşandığını ekleyen Dündar, “Yolsuzluklar yaşansa da yargı organları bu iddiaları araştırıyor ve gereken ceza da veriliyor. Aynı zamanda halk da yolsuzluk olaylarına karşı tepkisini ortaya koyuyor. Bir yandan 1945 sonrası ABD hegemonyası ile iki partinin ağırlıklı olduğu sistem var: Merkez sağ ve merkez sol. Bu açıdan demokratik bir sistem olsa da yolsuzlukların yaşandığını da söyleyebiliriz” bilgisini paylaştı.
Muhalefetteki Demokratik Parti Meclis Grubu Başkanı Park Chan-dae: "Yoon'un sıkıyönetim ilanı, Anayasa'nın açık ihlalidir. Sıkıyönetim ilanı için öngörülen hiçbir koşul geçerli değildir. Bu, ciddi bir isyan eylemi ve azline sebeptir."
"Kuzey Kore tehdidi sürekli hakim"
Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol sıkıyönetim kararının gerekçeleri arasında “Kuzey Kore’nin karşı hamlelerini” göstermişti. Bu gerekçenin ne kadar tutarlı olduğu sorusuna Güney Kore’ye yaptığı ziyaretlerden örneklerle yanıt veren Dündar, “Kore Yarımadası’nda kuzeyden güneye uzanan ve herhangi bir askeri harekatta Kuzey Kore’nin Güney Kore’yi işgal etmesi için hazırda tutulan onlarca yer altı tünelinden bahsediliyor. Ben de bunlardan beş tanesini görmüştüm. Çeşitli aralıklarla yeni tünellerin keşfedildiği de söyleniyor. Yine kuzeyden güneye belirli aralıklarla top atışları da yapılıyor. Bunların yanında Kuzey Kore’den Güney Kore’ye propaganda yayınları ve balonlarla çöp atılması da yapılıyor. 2010 yılında Cumhurbaşkanlığı heyetiyle yaptığımız Güney Kore seyahatinde kaldığımız otel odasında kapının altından sokağa çıkma yasağını belirten resmi yazıları görmüştüm. Güney Kore jetlerinin alçak uçuş tatbikatı yapacağı gerekçesiyle. Yani bu tür tatbikatlar ve Kuzey Kore’den gelebilecek tehlikelere karşı toplum her daim tetikte. Ama sıkıyönetime gerekçe olabilecek düzeyde bir tehlikeden de söz edemeyiz” şeklinde konuştu.
"Sıkıyönetim kararı prestij kaybı getirdi"
Güney Kore’deki sıkıyönetimin ülkeyi uluslararası arenada prestij kaybına da sürüklediğini ifade eden Dündar, “Güney Kore bundan 30-35 yıl öncesine kadar başka ülkelerin boyundurluğu altında var olmaya çalışan bir ülke. Sonrasında ise devlet destekli teknoloji ve otomotiv hamleleri ile dünyada kendine yer eden ve zenginleşen bir ülke. Son olarak 1980’de bir sıkıyönetim gördü. Bu yüzden de demokrasiyi tam içselleştirememiş diyebiliriz. En azından şu andaki yönetimler ve yolsuzluk haberleri bize bunu gösteriyor. Devlet sistemini felç edecek hareketler kamuoyu tarafından yadırganıyor ve tepki çekiyor" diye belirtti.