Gazeteciler Cemiyeti koordinatörlüğünde Medya Dayanışma Grubu paydaşlarının yer aldığı 20 Eylül'de gerçekleşen Medya Konferansı akademisyen, gazeteci ve meslek örgütlerinden büyük ilgi gördü. Birincisinin Nisan ayında gerçekleştiği konferans iki gün sürdü. İlk gün Medya Dayanışma Grubu paydaşları, akademisyenler ve hukukçuların katılımıyla gerçekleştirilen çalıştayda Gazetecilik Hak ve Özgürlükler Deklarasyonu oluşturuldu. 20 Eylül'de ise 'Gazeteciliğin Dönüşümü ve Arayışlar başlığıyla' Medya Konferansı gerçekleşti. Konferansın son oturumunda ise deklarasyon tartışmaya açıldı, katılımcılar görüşlerini paylaştı. Farklı görüş ve yorumların dile getirildiği konferansta 'Dijitalleşme ve Uluslararası Tekellerin Yarattığı Etik, Hukuki ve Mesleki Sorunlar' başlığında konuşan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer, çalıştay ve konferans sürecine ilişkin, "Çok sayıda gazetecilik örgütünün bir araya gelip, tartışma ve eleştirilerle yürüttükleri bu süreç tam anlamı ile demokratik ve çoğulcu bir nitelikteydi" yorumunda bulundu.
"Demokrasi ve çoğulculuk adına güzel şeyler de oluyor"
Sözüer sosyal medya üzerinden yaptığı değerlendirmede şu görüşleri paylaştı:
"Evet, demokrasi ve çoğulculuk adına Türkiye'de güzel şeyler de oluyor ve bunu gazetecilik örgütleri başarıyor. Gazetecilik Hak ve Özgürlükler Deklerasyonu (2024) hazırlamak için düzenlen çalıştay ve konferans, Medya Dayanışma Grubunu oluşturan paydaşların katkı ve katılımıyla gerçekleştirildi. İkincisi yapılan etkinlikte, ifade ve basın özgürlüğü bağlamında gazeteciliğin içinde bulunduğu sorunları tespit eden, çözüm ve talepleri içiren bir deklerasyon çalışması yapıldı. Birinci çalıştayda hazırlanan taslak metin üzerinde kapsamlı tartışmalar yapıldıktan sonra yeni bir taslak hazırlandı. Bu taslak üzerinde paydaşların katkıları ile devam edecek olan çalışmalar sonunda dekorasyon nihai metni tamamlanmış olacak.. Çok sayıda gazetecilik örgütünün bir araya gelip, tartışma ve eleştirilerle yürüttükleri bu süreç tam anlamı ile demokratik ve çoğulcu bir nitelikteydi.. Fiziki saldırılar, göz altılar, tutuklamalar, haksız mahkumiyetler,işten çıkarmalar, sansür uygulamaları, yayın yasakları,erişim engellemeleri gibi pek çok ağır haksızlıkla maruz kalan gazeteciler, işte bu ortamda bir araya gelip, konuştular, tartıştılar ve uzlaştılar.. Hukuksal konularda katkıda bulunmaya çalıştığım bu etkinliğe davet için teşekkür ediyor, düzenleyen tüm paydaşları kutluyorum.. Her açıdan umut veren bu başarılı çalışmaya davet edilen ancak katılma fırsatı bulamayan gazetecilik örgütlerinin bir sonraki etkinliği kaçırmamalarını tavsiye ederim.. Yoluna “Bu ülkede gazeteciler haklarını alana kadar, asla vazgeçmeyeceğiz” diyerek devam edeceğini açıklayan Medya Dayanışma Grubu'nun yolu açık olsun"