Didem Çam
Paris 2024 Paralimpik Oyunları’nda Türkiye’ye, para masa tenisi çiftler kategorisinde bronz madalya kazananlar yazı dizimizin ikinci bölümünde, dünya ve Avrupa şampiyonu milli para masa tenisçi Nesim Turan yer alıyor.
Rio 2016, Tokyo 2020 ve son olarak Paris 2024 Paralimpik Oyunları’nda bronz madalya elde eden Turan, “Bronz madalya beni sevdi ama ben onu sevmedim” diye espri yapıp şöyle devam etti:
“Dünya ve Avrupa’da sayısızca başarım, şampiyonluklarım var ama bir tek paralimpik şampiyonluğu eksikti. Sadece o konuda hayal kırıklığı var. Beklediğimden daha iyi olabilirdi. Yoksa tabii ki çok büyük bir başarı. Her sporcunun hayali olan bir yerde, katılmanın hayal olduğu bir yerde, paralimpik oyunlarında 3’üncü kez madalya çıkardım. Birçok sporcu kardeşimizin hayalini, Allah bana nasip etti. Her sporcuya nasip olmayacak bir spor kariyeri nasip oldu bana. Çok mutluyum. Madalyanın renginin farklı olmasını ya da 2 madalyayla dönmek isterdim ama bazen nasipten ötesi olmuyor. Futbol tabiriyle, ‘Önümüzdeki maçlara bakacağız’ diyelim.”
Paralimpik Oyunları’nda beklentilerinin çok daha yüksek olduğunu vurgulayan Turan, “Oyunlar, bizim için bir nebze hayal kırıklığıyla geçti. Bu işin ceremesini çeken, yıllardır bu işe emek veren, paralimpik oyunlarının yokluk dönemlerinde bulunmuş biri olarak ülkenin kazandığı başarılar, beni ziyadesiyle mutlu etti. Kendi hayal kırıklığımı bile unutturdu” dedi.
“Çıtayı o kadar yüksek bir yere getirdik ki”
Milli para masa tenisçi Turan, Paris 2024 Paralimpik Oyunları’nda Türkiye’nin 28 madalyayla dönmesini şöyle değerlendirdi:
“Gurur duyulması gereken bir başarı. Dile kolay 28 madalya. Kolay bir şey değil. Masa tenisi olarak paralimpik oyunlarının en fazla madalya alan spor dalıyız ama Paris’te farklı birçok spor dalından da madalyalar görmek beni inanın çok mutlu etti. Umut, altın madalyayı boynuna taktığında ya da Öznur altın madalyayı boynuna taktığında kendim takmış kadar mutlu oldum. Türkiye’de paralimpik sürecini en iyi bilen insanlardan biriyim. Nereden nereye geldiğimizi çok iyi bildiğim için bu durum beni çok mutlu etti. Olmayacak denilen spor dallarında bugün madalyalar, altın madalyalar çıkartmamız hepimiz için oldukça keyifliydi.”
Paris’e gitmeden önce bir hayli stresli olduklarını bildiren Turan, şunları söyledi:
“Takımlarda derece şansımız, bireysellere göre daha zordu. Biz onu başardıktan sonra bir duygu boşalması yaşadık. Bir de gitmeden önce çok büyük bir stres topundaydık. Başka engelli kardeşlerimizin hayatına dokunma yolunda, bizim aldığımız her madalya çok kıymetli. Bunun da yükü üzerimize ağır geldi. Orada yaşadığımız şanssızlıklar işi bu noktaya getirdi. Abdullah ile birlikte final oynama hayalimiz de vardı. Hayalimiz yarım kaldı ama yapacak bir şey yok. Gerçekten bronz madalyayla dönmek bile çok büyük bir gururken çıtayı o kadar yüksek bir yere getirdik ki, bizi bronz madalya bile mutlu etmeyecek hale getirdi.”
“Öztürk, yaşayan bir efsane olarak anılacak”
Birlikte bronz madalya elde ettiği takım arkadaşı Abdullah Öztürk için, “Kendisi Türk spor tarihine damga vurdu ve vurmaya da devam edecek. Yaşayan bir efsane olarak anılacak” diyen Turan, sözlerine şöyle devam etti:
“Onun açtığı yol sayesinde birçok kardeşimiz madalya aldı. Türk spor tarihine damga vurduk, bu bir gerçek. Bu durum ne kadar biliniyor ne kadar bilinmiyor bilmiyorum ama hem onun adına hem kendi adıma gerçekten büyük gurur duyuyorum. Düşünsenize, en yakınınız. 18 yıllık bir dostluğunuz, kardeşliğiniz var. Onun yanında çok sağlam da bir rekabetiniz var. Rekabet ederken asla saygı ve sevgi çerçevesini aşmayacak bir kariyer Allah bize nasip etti. Birbirimizle oynadığımız maçlarda bile, ben yendiğimde o seviniyor, o yendiğinde ben seviniyorum. Böyle yapıya sahip bir spor kariyerimiz oldu. Kendisi bana göre, Türk spor tarihine damga vurdu ve vurmaya da devam edecek. Bugün onun açtığı yol sayesinde birçok kardeşimiz, paralimpik oyunlarında madalya aldı. Bu da bir gerçek. Abdullah’ın hayatı boyunca, yolu bahtı açık olsun. Kendisi yaşayan bir efsane olarak anılacaktır. Bizim kardeşliğimiz, arkadaşlığımız daim, ölene kadar devam edecek.”
Los Angeles yok, siyasi kariyer var
İnsanların hayatına dokunma odaklı yaşadığını anlatan Turan, sözlerini şöyle bitirdi:
“Sporculuk kariyerimi yavaş yavaş noktalayıp ülkeme başka şekilde hizmet edeceğim. Hayat bize ne gösterir bilmiyorum. Büyük konuşmamakla beraber, 2028 Los Angeles’a katılmayı pek düşünmüyorum.
Hayat bana her şeyi çok net öğretti. Nasıl bir sporcu olmam, nasıl bir antrenör olmam veya nasıl bir yönetici olmam gerekenden ziyade, nasıl bir sporcu olmamam, nasıl bir antrenör olmamam, nasıl bir yönetici olmamam gerektiğini gösterdi. Sporun içinde tabii ki var olacağım. Hayatımı hep insanların hayatına dokunma odaklı yaşadım. Bundan sonra da birçok projenin iyilik hareketinde bulunmayı düşünüyorum. Bu hayatımın odak noktası olacak.
Sporculuğu bıraktıktan sonra siyasi kariyer hedefliyorum. Türkiye’de milyonlarca engelli insan var. Engelli insanların temsiliyet hakları ne yazık ki mecliste çok az. Kendime siyasi kariyer de hedefliyorum. Orada da insanların hayatlarına dokunmaya devam edeceğim.”