Kocaeli'de düzenlenen Zıpkınla Balık Avı Türkiye Şampiyonası'nın açılış töreni yapıldı Kocaeli'de düzenlenen Zıpkınla Balık Avı Türkiye Şampiyonası'nın açılış töreni yapıldı

A2-4Merve Betül Tılmaz
Paralimpik oyunlarından biri olan goalball, görme engellilere özgü bir takım sporu. Bu takım sporu, yalnızca tamamen kör olan veya görme engeli bulunan sporcular tarafından oynanır. Goalball’da, iki rakip takım ve bu takımlarda 3’er oyuncu ile toplamda 6 oyuncu; bir topu rakiplerin arasından geçirip ağlarına atarak ve aynı zamanda kalelerini de savunmak için elleri ve dizleri üzerinde durarak rakiplerine karşı skor elde etmeye çalışırlar.
Dünya genelinde, engellilerin birçok alanda ötekileştirildiği, çeşitli baskı ve engellere maruz kaldığı bir gerçek. Ancak şu unutulmamalı ki şu an engelli değilsek bile, her birimiz geleceğin birer engelli adayıyız. İşte tam da bu sebeple, bilinen bu gerçeği, milli sporcularımızdan biri olan Fatma Gül Güler’den dinlemek istedik. Birçok şampiyonluğu olan -ki bunlardan en bilineni, 2020 Tokyo Paralimpik Oyunları’ndaki Altın Madalyası- Güler, röportajımız sırasında hem 4 yılda bir dünya şampiyonası düzenlenen Goalball’un inceliklerini hem yaşadığı bazı tecrübelerini hem de görme engelli kadınların bu spordaki yeri ve öneminden söz etti.  
“Ülkem için bir şeyler yapıyor olabilmek benim için büyük bir gurur kaynağı”
-Merhabalar, öncelikle sizi biraz tanımak isteriz, kendinizi anlatır mısınız?
-Merhaba, ben Fatma Gül Güler; 19 yaşındayım, Kahramanmaraşlıyım. Karaman Üniversitesi Antrenörlük Bölümü 2. sınıf öğrencisiyim. Hem A Milli Takım hem de Genç Milli Goalball Takımı’nda çalışmalarımı sürdürüyorum. A Milli Takım’daki maçlarımdan; büyüklerde dünya ve olimpiyat şampiyonluğum varken, Genç Milli Takım’daki maçlarımda ise Avrupa şampiyonluğum var. En son Brezilya’da Goalball Gençler Dünya Şampiyonluğu’nda ülkeme Birincilik Madalyası kazandırdım.
Doğrusunu söylemek gerekirse ülkem için bir şeyler yapıyor olabilmek benim için büyük bir gurur kaynağı.
-Bize spor anlamındaki başlıca hedef ve planlarınızdan söz edebilir misiniz?
-Gittiğim her turnuvada Türk bayrağını göklere kaldırmak istiyorum ve herkese İstiklâl Marşı’mızı duyurmak istiyorum. Şu an ki hedefim ise 2024 Paris Paralimpik Oyunları’nda altın madalya almak ve ülkemiz için çalışmaya devam etmek.
-Sizde görme bozukluğu var mı? Görme bozukluğunuz kaç yaşından itibaren devam ediyor?
A3-2-Goalball, sadece görme engellerin oynayabileceği bir spor dalıdır. Benim görme kaybım var, evet. Doğuştan görme engelliyim ama goalball gittikçe gelişiyor. Yurtdışında normal (görme yetisinde sorunu olmayan) insanların da oynamaya başladığını duyuyoruz. İleride ülkemizde de normal (görme yetisinde sorunu olmayan) insanların da bu spor dalında oynayabileceğini düşünmekteyiz.
-Bu spora başlamanız ve sonrasında milli takıma geçiş serüveninizi anlatır mısınız?
-Henüz altıncı sınıftayken rehber hocamın tavsiyesi üzerine görme engelliler ortaokuluna geçmiştim. Burada öğrenimime devam ederken Gültekin Karasu hocam ile tanışma fırsatım oldu ve onun sayesinde de bu spora başladım, ardından da milli takıma geçtim.
-Bizleri gerek yurt içinde gerekse de yurt dışındaki aldığınız başarılarla gururlandırıyorsunuz. Bu başarı ve ödülleri bir de sizlerden duymak isteriz.
-Ben ilk ödülümü aynı zamanda da ilk turnuvam olan 2020 Tokyo Paralimpikler’de, Altın Madalya kazandım. Sonrasında 2021 yılında Avrupa Şampiyonası’nda Gümüş Madalya aldım. 2022 Dünya Şampiyonası’nda Altın Madalya alarak devam ettim. Ayrıca 2022 yılında Gençler Avrupa Şampiyonası ve yine 2023 Gençler Dünya Şampiyonası’nda altın madalyalar aldım…
-Gerek olimpiyatlarda gerek müsabakalarda gerekse de antrenmanlarda size ilginç gelen veya eğlenceli gelen bir anınız oldu mu? 
-Evet, olmuştu. Avrupa Şampiyonası’nda yan hakem yanlışlıkla kafama sopayla vurmuştu. Temizlerken sahada unuttukları şeyi fark edememeleri sebebiyle ve benim de görememem neticesinde, sahadaki sopayı göremeyip bir kıza çarpmıştım. Kızın ismi Evrim idi. Sonrasında espri yapmıştım, ‘Evrim geçirdim’ diye.
 “Hedefimiz, kendi başarımızı geçmek”
-2020 Tokyo Paralimpik Oyunları’nda altın madalya kazandınız. Sizler sayesinde ülkemiz, Dünya Goalball Şampiyonası’nda ilk kez bu alanda elde edilen başarı neticesinde 2024 Paris Paralimpik Oyunları’na katılacak. Hazırlıklarınız nasıl gidiyor, neler yapıyorsunuz? Sizi destekleyenlerin faydalarını görüyor musunuz? 
-Takım sporlarında ülkemize tek altın madalyayı, 2016 Rio Paralimpikleri’nde goalball takımı getirdi. 2. Altın madalyayı da 2020 Tokyo paralimpiklerinde aldık. Şimdiki hedefimiz, yine kendi başarımızı geçmektir. O da 2024 Paris Paralimpikleri’nde Birinci olmak. 
Bunun için de çok çalışıyoruz. Ayrıca bizi motive edenlerin faydaları gerek içsel gerekse de dışsal olarak yadsınamayacak derecede çok…
A1-4“Goalball’u tanıtmayı ve insanların bu spora yönelimini gerçekten çok isterim”
-Sizce branşınıza yönelik, destek anlamında ülkemizde daha neler yapılmalı? Daha fazla nasıl desteklenmek isterdiniz? 
-Bizim şu an ihtiyacımız olan yegâne şey aslında tanınmak. Goalball’u tanıtmayı ve insanların bu spora yönelimini çok isterim. Bir sürü başarımız var ve başarılı olmaya da devam ediyoruz. Ancak bu spor dalı, yurtdışında tanınıyor, ülkemizde ise o kadar çok tanınmıyor oluşu beni üzüyor. 
Destek olmak konusuna gelince; ülkemizin fertlerinin maçlarda bizi izleyip tribünlerde güzel sloganlarla motive etmelerini gerçekten çok isterim.
-Olimpiyatlara az bir süre kala sizce nasıl çalışılmalı? Siz bu anlamda 24 saatinizi nasıl değerlendiriyorsunuz? 
-2020 olimpiyatlarına giderken bir yılımız tamamen goalball çalışarak geçti diyebilirim. Çok çalıştığımız için de kendimizi yatağa atar atmaz hemen uyuyakalıyorduk. Yine çok çalıştığımız için yeme, içmemize çok dikkat ediyorduk. Hatta yeme, içme konusu ile ilgilenen bir hocamız bile var. 
Altıda kalkıp sabah koşusu yapıyorduk 8:30’da yemek yiyorduk. 10:50’de antrenmana gidiyorduk. Antrenmanlarımız saat 13:30 ile 14.00 arası bitiyordu. Antrenmanımızdan gelip yemek yiyorduk. 16:50’de tekrar antrenmana gidiyorduk. Antrenmanımız saat 19.00 gibi bitiyor ve antrenmanımızdan gelip yemek yiyorduk sonra akşam oluyordu. O saatlerde de genelde rakiplerimizi izleyip çeşitli teknik analizler yapıyorduk.
“Vatanseverliğin ve ülkeyi temsil etmenin cinsiyeti, yaşı ve engel durumu olmaz”
-Cumhuriyetimizin 100. yılında çok çalışmanın önemini bir de sizden dinlemek isteriz?
-Ben, takım arkadaşlarımla birlikte çok çalıştığımızı düşünmekteyim. Lakin çok çalışmanın da ötesinde verimli de çalışmamızın, Cumhuriyetimizin 100. yılına yakışır bir çalışma olduğu kanaatindeyim. Yani çok çalışmak tabii ki önemli ama asıl önemli olan nasıl çalıştığındır ve bu senin başarı merdivenlerinden nasıl çıktığın ile alakalıdır. 
AAAAA-Sporcuların genel anlamda kendilerini motivasyon anlamında yükseltmeleri için önerileriniz nelerdir?
-Biz bu anlamda; bizi motive edecek müzikler dinliyoruz, birlikte toplantılar yapıp konuşuyoruz, Milli marşlar dinliyoruz. Başkalarına da tavsiyem kendilerini iyi tanımaları ve neyin onlar için daha motive edici olduğunu anlayıp yükselmek için o şeylere yönelmeleridir.
-Sporculukta kişisel bazdaki kavramlarınız nelerdir? (Ülkem, sabır, özveri, pes etmeme, kıdem-tecrübe vs.). 
-İlk olarak söyleyebileceğim kavramım hiç şüphesiz takım ruhu”dur. Maça çıkmadan önce hepimiz birbirimize, “Bu maçı alacağız, söz mü?” diyoruz ve herkes sözünü veriyor. Ayrıca eğer takım ruhu olmaz ise başarı da olmaz düşüncesindeyiz.
İkinci olarak söyleyebileceğim kavramım yine hiç şüphesiz “Türkiye” oluyor. Bizim ilk önceliğimiz olan ülkemiz. Biz maça Türkiye için çıkıyoruz yine ona yakışır şekilde de elimizden geldiğince performans gösteriyoruz.
Üçüncü olarak söyleyebileceğim kavramım “performans”. Her maça çıkarken en iyi performansımız için çıkarız ve en iyisi olmak için çabalarız.
Son olarak söyleyebileceğim kavramım ise “inanmak”. Vatanseverliğin ve ülkeyi temsil etmenin cinsiyeti, yaşı ve engel durumu olmaz. Ben önce yapabileceğime ve başarabileceğime inandım. Bana güvenenleri düşündüm hep. Sonra doğru kişiyle ve doğru şekilde çalıştım. 17 yaşımda olimpiyat şampiyonu, 18 yaşımda ise dünya şampiyonu oldum. Ve bu şekilde de yolumda ilerliyorum.

Editör: Ramazan Atabey