Genel

Özgür Özel'den asgari ücret çıkışı: Önümüzdeki 1 yıllık enflasyon ve hayat pahalılığı ne olacak?

CHP lideri Özgür Özel,  2024 yılından geçerli olacak asgari ücrete ilişkin açıklama yaptı. Açıklamasında enflasyona dikkat çeken Özel, "Bugün belirlenen asgari ücretin yanında, mutlaka en az 3 ayda bir asgari ücretin belirleneceğinin taahhüdünün verilmesi gerekir" diye belirtti.

Abone Ol

Haber Merkezi - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel,  Sosyal Demokrasi Derneği ziyaretinin ardından, 2024 yılından geçerli olacak asgari ücrete ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Enflasyona işaret eden Özel, "Verilen zam son 6 aydaki enflasyonu telafi eden bir zamdır. Önümüzdeki 1 yıllık enflasyon ve hayat pahalılığı ne olacak? Bugün belirlenen asgari ücretin yanında, mutlaka en az 3 ayda bir asgari ücretin belirleneceğinin taahhüdünün verilmesi gerekir" dedi.  

"Açıklanan rakamın hiçbir kıymeti yok"

Asgari ücret miktarının 17 bin 2 lira olarak belirlenmesine ilişkin soruyu, "Asgari ücretin kaç lira olduğundan çok, bugün neyi satın aldığı ve seneye neyi satın alacağı ile ilgilenmek lazım" diye yanıtlayan Özel, şunları söyledi:  

"Verilen zam son 6 aydaki enflasyonu telafi eden bir zamdır. Önümüzdeki 1 yıllık enflasyon ve hayat pahalılığı ne olacak? Bugün belirlenen asgari ücretin yanında, mutlaka en az 3 ayda bir asgari ücretin belirleneceğinin taahhüdünün verilmesi gerekir. Çünkü inanılmaz bir hayat pahalılığı var. Hiçbir mal ve hizmet 1 ay önce satın alındığı fiyata satın alınamıyor. Her gün asgari ücret erimeye devam edecek. Bunlar ‘6 ay sonra bile zam yapmayacağız, bir sene bu asgari ücret olacak.' diyorlar. Bir sene sonra bugünkü satın alınan mal, hizmet, doldurulan file bir sene sonra kaç paraya dolacak? Bu kadar yüksek enflasyonun olduğu bir ülkede, asgari ücretin en az 3 ayda bir güncellenmesi lazımdır. Bu ülkenin insanlarını seviyorlarsa desinler ki 'Bunu ilan ettik ama martta oturup enflasyon farkını bir daha vereceğiz.' Bu yapılmadıktan sonra açıklanan rakamın hiçbir kıymeti yoktur.

Ayrıca bir sorun da gelir vergisi hesaplanırken asgari ücretin dahil edilmesidir. Bu yüzden asgari ücretin gelir vergisi hesaplanmasına dahil edildiği sistemde ücretliler, bu ay aldıkları maaşı her bir kademeyi aştıktan sonra kaybetmektedirler. Yılbaşı ile yıl sonu maaşları arasında, bizi burada takip eden muhabir arkadaşlarımızdan kameraman arkadaşlarımıza kadar Türkiye’deki herkesin ödediği vergi dilimi artıp, ödeyeceği vergi artacağı için eline geçen para azalacaktır. Bu konuda da bir kez daha uyarıyoruz, derhal düzenleme yapılmalıdır."

"Hukukun üstünlüğünden bahsetmek için hiçbir gerekçe kalmadı"

Dünyadaki bütün sosyal demokrat partilerin, kendileriyle benzer görüşe sahip derneklerle, vakıflarla sıkı ve yakın ilişki içinde olduğunu kaydeden Özel, Türkiye İşçi Partisi'nden (TİP) milletvekili seçilen Gezi Parkı davası hükümlüsü Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesince ikinci kez verilen ihlal kararı ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin dosyayı bir kez daha Yargıtay 3. Ceza Dairesi'ne göndermesine ilişkin bir soru üzerine, artık Türkiye'de hukukun üstünlüğünden ve kuvvetler ayrılığından bahsetmek için hiçbir gerekçe kalmadığını vurguladı. 

"Kimse Türkiye'de hukuk var demesin"

Türkiye'de hukukun kalmadığına dikkat çeken Özel, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Artık iktidar partisine yakın, iktidara müzahir hiç kimse tutup da 'Türkiye'de hukuk var' demesin. Bir Anayasamız var, bu bir toplum sözleşmesi. Anayasa da Anayasa Mahkemesi kararlarının herkes için, tüm gerçek ve tüzel kişileri için, yasama, yürütme, yargı organları açısından bağlayıcı olduğunu söylüyor. Gerekçeli karar, yayınlandıktan sonra uygulanır. Anayasa Mahkemesi, Can Atalay'la ilgili son kararını oy çokluğuyla, üç karşı oya karşı aldı ama yerel mahkemeye bildirirken oy birliği ile gereğini yapmak ve karar kurmak üzere bildirdi. Yani Anayasa Mahkemesinde, Can Atalay kararına katılmayan üyeler dahi kararın uygulanmak üzere yerel mahkemeye yollanmasına oy birliği ile karar verdiler.

Aksi, anayasayı inkar olur. Bugün bir yerel mahkeme, Anayasa Mahkemesine direnemez, direniyorsa talimatlandırılmıştır. Bu talimat, kuvvetler ayrılığını hiçe sayan, yürütme organının başı tarafından verilmiştir. Bunun aksini kim iddia ediyorsa bu milletin gözünün içine baka baka yalan söylüyordur. Evrensel hukuk normlarının dışında şu kadarını söyleyelim, Osmanlı'nın tarihi ile gurur duyup ondan övünmeyi kimselere bırakmayanlara söyleyelim: Fatih Sultan Mehmet diyor ki 'Kadıyı satın alırsanız adalet ölür. Adalet ölürse, birazdan devlet ölür.' Bugün yapılmaya çalışılan iş, belki madden değil ama manen kadının satın alınmasıdır."