Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Ardahan'ın Posof Belediyesi'nin ardından Göle Belediyesi'nde Başkan Gökhan Budak'ı ziyaret etti. Anka Haber Ajansı'ndan Gülara Subaşı'nın aktarımına göre ziyaret öncesi belediye binası önünde toplanan vatandaşlara hitap eden Özel, şöyle konuştu:
"Hiçbir siyasi partinin de planının parçası olmayız"
Bir yandan da son günlerde Türkiye'de, düne kadar bu kürsülerden ip atan Bahçeli'nin, düne kadar bizi meşru Meclis'te bulunan siyasi parti DEM ile görüşüyoruz diye 'DEM'leniyorlar' diyen Bahçeli'nin bir çağrısıyla başlayan bir süreç var. CHP tarihinin hiçbir döneminde asla ve asla çatışmadan, kandan, gözyaşından taraf olmadı. Analar ağlamasın istedik, terör dursun, gözyaşı dinsin istedik. ‘Bu işleri Meclis’te yapın’ dedik, vaktiyle kaçırdılar. Şimdi ‘Evet, Meclis doğru zemin’ diyorlar. Biz de diyoruz ki; Meclis zemininde olacak, şeffaf olacak, toplumsal mutabakata dayalı bir süreçte CHP her zaman olduğu gibi Atatürk’ün izinde yurtta barış der, dünyada barış der. Misak-ı Milli sınırlarını gözeten, ay yıldızlı al bayrağı benimseyen, CHP'nin kurucu değerlerine saygılı birlikte yaşama iradesini sonuna kadar savunuyoruz. Kürtler de bizim, Türkler de bizim. Alevi de bizim, Sünni de bizim. Hepimiz kardeşiz, kardeşçe ve barış içerisinde yaşayacağız. Bundan sonraki süreçte de CHP çizgisini, yapısını koruyacaktır.
"Ne tıkayan oluruz ne bozan oluruz"
Kimse ama kimse endişe etmesin. Ne tıkayan oluruz ne bozan oluruz. Ama kimse kusura bakmasın; hiçbir siyasi partinin de planının parçası olmayız. Bu işin çıkar siyasetine, parti siyasetine dökülmesine, bir kişinin yeniden seçilmesine endekslenmesine de CHP toplumsal mutabakat zemini için bakar. Böyle bir meselenin asla kişisel çıkar meselesi olarak, yeniden seçim meselesi olarak kullanılmasına asla ve asla izin vermez.
"O sandığı bizden kaçıramazsın. Sandık gelecek, halkın iktidarı kurulacak"
Diyeceğim şu; bugün TÜİK, Tayyip Bey'i üzmeyen istatistik kurumu enflasyonu bir açıklamış. Niye 1? Çünlü gerçekte olduğu gibi üç açıklasa memur emeklisi 2 puan daha zam alacak. 11 almayacak da 13 alacak. İşçi emeklisi 14 almayacak, 16 alacak. O iki puanın bile peşine düşmüşler. Zamları ocağı göstermişler, enflasyonu düşük göstermişler. Gerçek enflasyon yüzde 80-82, ENAG açıkladı. TÜİK enflasyonu yüzde 44. Ama asgari ücretliye sadece yüzde 30 verdiler. Şimdi emeklilere 12 bin 500 liralık en düşük emekli maaşını 14-14 bin 500 lira yapmanın hesabı içindeler. Bu geçim ücreti değildir, bu sefalet ücretidir, bu yoksulluktur. Bu doğalcgazı yakamamak, bu çocuğun altına bezini, mamayı alamamak, bu okula giden çocuğa harçlık verememek, bu geçinememek demektir. Dün memleketim Manisa’da yılın ilk mitingini yaptım. Orada sordum Manisalılara ‘Bu maaşla, bu asgari ücretle, bu emekli maaşıyla geçim olur mu?’ diye. Size soruyorum, Ardahan’dan soruyorum, bu kez Göle‘den soruyorum, 2 bin 500 kilometre doğudan soruyorum, sınırdan soruyorum; bu maaşla geçim olur mu? ‘Geçim yoksa, seçim var’ diyor Göleliler, Ardahanlılılar.
"Sıcak salonlarda kendini alkışlatan Erdoğan’a sesleniyoruz"
Erdoğan, sıcak salonlarda oturup kendi atadıklarına kendini alkışlatmak kolay. Göle’ye gelebiliyor musun? Ardahan‘a gelebiliyor musun? Posof‘a gelebiliyor musun? Vatandaşın hatırını sorabiliyor musun? Hayvancılıkla, tarımla uğraşana, emekliye, asgari ücretliye ‘Geçinebiliyor musun?’ diye sorabiliyor musun? Erdoğan geçmişte sokaktan geldiğini söylüyordu. Şimdi sokaktan kaçıyor. Salon siyasetçisi olmuş. Sıcak salonlarda kendini alkışlatan Erdoğan’a sesleniyoruz; memleket zorda, vatandaş darda. Cüzdanda yangın var, mutfakta yangın var, pazarda yangın var. Vatandaşın geçimi yok. Onun sesini duymuyorsun ama o sana sesleniyor. ‘Geçim yoksa seçim var’ diyor. O sandığı bizden kaçıramazsın. Sandık gelecek, halkın iktidarı kurulacak. Bunun başka yolu yoktur."