CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Kocaeli’de düzenlenen Emek Büroları Akademik Kurul Toplantısı’na katıldı.

Çok sayıda akademisyenin bulunduğu programda konuşan Özel, son bölümde şunları söyledi:

“Bugün Cumhuriyet Halk Partisi Emek Büroları Akademik Kurul Toplantısı’nı Kocaeli’de yaptık. Kocaeli'deyiz. Çünkü burası emeğin başkenti. 31 Mart seçimlerinden sonra kazanamadığımız üç şehre çok üzüldüğümü ifade etmiştim. Bunlardan biri Kocaeli'ydi. Biri Gaziantep biri de Samsun'dur. Bu şehirler Cumhuriyet Halk Partisi'nin hem tarihinde çok önemli kentlerdir hem yıllarca büyükşehirlerini yönettiği kentlerdir. Hem de Cumhuriyet Halk Partisi mademki sol, sosyal demokrat bir partidir, emeğin bu kadar güçlü olduğu bir kentte, Türkiye’nin nüfusunun yüzde 65’ine, ekonomisinin yüzde 80’ine yakınına hizmet edecek alanlarda belediye seçimlerini kazanmışken, Kocaeli’de bir olan belediyesini sadece üçe çıkarmış olması kabul edilebilir değildi. O yüzden ilk emek mitingimizi Kocaeli Gebze'de yapmıştık. Bugün Emek Bürolarının Akademik Kurul Toplantısı’nı burada yapıyoruz. Bundan sonra Türkiye'nin dört bir yanında emek büroları çalışacak ama bir ayağı hep Kocaeli'de olacak. Bu emeğin başkentinde olacak ve bundan sonra Kocaeli'den çıkan, Kocaeli’de başladığımız bir emek mücadelesiyle, alın terinin karşılığını artık alma değil verme yolunda attığımız, bu önemli adımları attığımız ilk gün içinde bugünü hatırlayacağız.”  

“Emek büroları çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi için yola çıkıyor“

Özel şöyle devam etti:

"Cumhuriyet Halk Partisi geçmişte muhalefet partisi olmanın bilinciyle emeğin hakkını almanın, emeğin yanında durmanın toplantılarını yapıyordu. Oysa şimdi bundan sonraki süreçte emeğin hakkını nasıl vereceğiz? Emekçinin haklarını nasıl vereceğiz? Alın terinin karşılığını nasıl vereceğiz? Bunu konuşuyoruz. Çünkü iktidara gidiyoruz. İktidara yürüyoruz. İktidara hazırlanıyoruz. Emek büroları bugün burada bir kez daha geçim, çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi için yola çıkıyor. Emek bürosu, Cumhuriyet Halk Partisi'nin geçmişe dayanan önemli bir markası. Bugün geçmişte bu bürolara katkı sağlamış olan çok kıymetli büyüklerimiz de bu toplantımızda bulundular. Sayın Erdoğdu, Sayın Çetin. Sayısız isim de emek bürolarımıza geçmişte olduğu gibi bundan sonra da katkı sağlayacaklar. Sayın Veli Ağbaba bugün burada olamadı. Emek bürolarına geçmişte çok önemli katkılar sağlamış siyasiler bundan sonra da bizimle birlikte olacaklar.

“Partiyi nasıl yöneteceğimizi de mutabakata vardık”

 4-9 Eylül tarihleri arasında son zamanların en uzun süreli kurultayını gerçekleştirdiklerine değinen Özel, şöyle devam etti;

"1930’lar, 1940’larda olduğu gibi bir haftayı bulan bir kurultay yaptı. Kurultayımızın adı Değişim Kurultayı'ydı ve kurultayımızda önce oy birliğiyle neredeyse oy birliğiyle, komisyonda oy birliğiyle, genel kurulda da bazen maddelerin yarısından çoğu mutabakatla pek çoğu bir karşı oya karşı, en çok itiraz alan madde dahi bin 300 oy içinde 361 karşı oy alarak, bir mutabakatla hayata geçti. Biz geçen hafta partiyi nasıl yöneteceğimizi de mutabakata vardık. Ardından iki gün hazırlık toplantılarını yaptık. Şimdi Türkiye'yi nasıl yöneteceğimize dair ortaya koyduğumuz program çalışmamızın tam başındayız. Bundan 6-9 ay sonra program kurultayımızı topladığımızda orada Cumhuriyet Halk Partisi'nin, bundan yaklaşık yirmi yıl önce yazılmış, 2008 yılında son şekli verilmiş, programını çağın ihtiyaçlarına uygun, daha kısa, daha net, daha kolay okunabilir, erişilebilir bir şekilde hazırlayıp, oradan her bir bakanlık için, her bir alan için çözüm önerilerimizin yani politika notlarımızın çıkacağı,  ardından da bunu çok sayıda siyaset ve propaganda belgesine dönüştüreceğimiz bir sürecin içindeyiz."

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, Amasya'da gençlerle buluştu: Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, Amasya'da gençlerle buluştu:

“2025 Kasım’da yapılacak bir seçimde Türkiye’yi bütün bu sıkıntılardan kurtarmaya talibiz”

"Cumhuriyet Halk Partisi iktidara gidiyor. 2025 yılının Kasım ayı Sayın Erdoğan'a bir çağrı yaptığımız tarihtir" diye konuşan Özel şunları kaydetti;

"Kendisi geçmişte çok tartışıldı. Bu ikinci dönem mi, üçüncü dönemi mi? Kendileri Anayasa aksini yazmasına rağmen, ‘Anayasa değiştikten sonra ikinci dönemimiz’ diyordu. Yüksek Seçim Kurulu bu fikre iştirak etti. Bu yönde karar verdi. Kendisi seçimleri Cumhurbaşkanı yenilediği halde, yeniden aday olabildi. Bu durumda, üçüncü döneminde, şimdi yani ikinci dönemin içinde kendisi seçim kararı alırsa yeniden aday olamıyor, çok net. YSK'nın kararına göre ve kendi geçmiş dönemde de, dönemlerini ikinci döneme aday oluyoruz dedikleri süreçte Anayasa şunu yazıyor: Meclis 360 milletvekili seçim kararı olursa mevcut Cumhurbaşkanı son bir kez aday olabilir. Bunu Adalet ve Kalkınma Partisi MHP'yle birlikte başaracak çoğunluğa sahip değil. Bize muhalefete ihtiyaçları var. 360 rakamını yakalayabilmeleri için de bizim kendilerine bir cümlemiz var. Tam ortasında yani bu tartışmalı beş yılın yarısı sizden, yarısı bizden, tam ortasında. İki buçukuncu yılda gelip erken seçim kararı alıyorsanız biz varız. Seçimleri yenileyelim. Sonrasında bir daha gelip kapımızı çalmayın. Yani Erdoğan yeniden aday olmak iddiası varsa son tarih 2025 Kasım'dır. 2025 Kasım'da yapılacak bir seçimde biz Türkiye'yi bütün bu sıkıntılarından kurtarmaya talibiz. Bu sorunları çözemeyen, işsizliği bitiremeyen, yoksulluğu derinleştiren bu iktidar halen daha eğer kendine güveniyorsa, en güçlü adayları halen Sayın Erdoğan'sa buyursunlar. Gelecek sene 2025 Kasım'da bir erken seçimde Türkiye, ‘ikinci yüzyılda dertlerine kim çare olacak’ bu kararı versin. Biz diyoruz ki ‘Tüm dertlerin var bir çaresi onun da adı Cumhuriyet Halk Partisi’. Bu özgüvenle buradayız."

Cumhuriyet Halk Partisi genel iktidar için geri sayımda olan bir partidir”

Politikaların sadece kâğıt üzerinde kalmaması, günlük yaşamda somut karşılık bulması gerektiğine işaret eden Özel, şöyle konuştu;

"Bu inançla sizler gibi uzman, deneyimli ve kararlı akademisyenlerin bir araya geldiği bu kurulun partimizin politikalarının oluşumunda kritik bir rol oynayacağını biliyorum. Çalışma yaşamında, emekçiden taraf olmak, hak savunuculuğunu politik bir ideal ile yukarı taşımak, emek mücadelesini güçlendirmek ve sosyal adaleti sağlamak bugüne kadarki en önemli sorumluluklarımızdan biriydi. Parti’nin bu noktada eksikleri olmuş olabilir ama niyetinin halis ve geçmişinin övünülecek süreçlerle dolu olduğuna kimsenin şüphesi yok. Ama bundan sonraki süreç artık bu politikaların iktidardayken samimiyetle nasıl hayata geçirildiğinin konuşulduğu bir süreç olmak durumundadır. Cumhuriyet Halk Partisi artık muhalefet partisi değildir. Nasıl muhalefet edeceğine, nasıl karşı çıkacağına, nasıl itiraz edeceğine karar veren bir süreci çoktan geride bıraktık. Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye'nin birinci partisidir. Kuruluş itibarıyla da öyledir. Girdiği son seçimler itibariyle de öyledir. Anketler itibariyle de öyledir. Bugün sahadaki beklenti ve gördüğü toplumsal karşılık itibariyle de öyledir. Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye'nin birinci partisidir. Cumhuriyet Halk Partisi iktidar partisidir. Cumhuriyet Halk Partisi genel iktidar için geri sayımda olan bir partidir. Ve bu geri sayım sürecini büyük bir mutlulukla, büyük bir şevkle tadını çıkararak değil, canımızı dişimize katarak ve çalışarak tamamlamak zorundayız. Çünkü yük ağırdır. En basitinden 22 yıllık bir enkaz önümüzdedir. Bu süreçte emeğin kaybettiklerini ona geri vermek, o mücadelenin önünü açmak ve Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı bir gün yeniden sonlandığında, 22 yıl yaşadığımız kâbusu yeniden yaşamamak için, yani yeniden bir tek adam rejimiyle muhatap olmamak için demokrasimizi, emek yeniden bu kadar çok sömürülmesin diye sendikal hakları, sendikalar kanununu güçlendirmek, yeniden Türkiye orta gelir tuzağına yakalanmasın, asgari ücret açısından yaşanan hem verenleri zorlayan ama alanlar için de çok düşük olan bu asgari ücretten bu ülke kurtulsun, bu ülkenin asgari ücreti Mısır'la, Hindistan'la değil, İskandinav ülkeleriyle, Avrupa Birliği ülkelerinin asgari ücretiyle karşılaşsın diye ekonomide yapısal reformlar yapmak. Penye, ihraç etmekle çimento ihraç etmekle övünmek yerine teknoloji ihraç edebilecek bir altyapıya kavuşmak için gerekli vizyonu bugünden ortaya koymak hepimizin birinci sorumluluğudur."

Editör: Nur Yıldız