Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanıp yerine kayyım atanmasınhın ardından başlatılan Demokrasi Nöbeti devam ediyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu ve CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Esenyurt Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan vatandaşlara konuştu.

Ulaş Karasu, yaptığı konuşmada şunları söyledi:

Bu iktidar artık bir azınlık iktidarıdır”

Sadettin Saran'a yasadışı bahis gözaltısı Sadettin Saran'a yasadışı bahis gözaltısı

“31 Mart tarihinde yerel seçimleri gerçekleştirdik. Cumhuriyet Halk Partisi, 47 yıl aradan sonra yüzde 38 oy oranı ile birinci parti oldu. Esenyurt'ta yüzde 50’nin üzerinde bir oyla Ahmet başkan, belediye başkanı seçildi. Belediye meclis üyeliklerinde 28 belediye meclis üyeliğini Cumhuriyet Halk Partili meclis üyeleri kazandı. Aslında iktidarın zoru bellidir. İktidar 31 Mart tarihiyle birlikte meşruiyetini yitirmiştir. Bu iktidar artık bir azınlık iktidarıdır. Günlerdir, milletvekillerimiz, genel başkan yardımcılarımız, örgütümüz Esenyurt'tayız. Sivil toplum örgütlerini ziyaret ediyoruz. Pazara gidiyoruz, esnafa gidiyoruz. Bugün Sivaslılar Derneği'nde ziyaret ettik, Balkan Göçmenler Derneği'nde. Pazarı’da, esnafı da hepsinin ortak bir duygusu var. Altı aydır Ahmet başkan tüm STK'ların, tüm Esenyurtluların gönlüne girmiştir. Onları asıl rahatsız eden bu Ahmet başkanın uygulamış olduğu başarılı politika vardır. Vatandaşın, sorunu bellidir. İktidar kayyum politikaları ile uygulamış olduğu algı politikaları ile vatandaşın açlığının, yoksulluğunun üzerini örtmeye çalışmaktadır. 12 bin 500 liraya mahkum ettiği emeklinin 17 bin liraya mahkum ettiği asgari ücretlinin her geçen gün yoksullaşan esnafın, çiftçinin sorunları konuşulmasın demektedir.

30 bin insanı burada konut mağduru edenler belediyeye şu anda yeniden çökmüş durumdalar

Ama biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak hem işçimizin, esnafımızın, memurumuzun, emeklimizin sorunlarını konuşmaya devam edeceğiz. Aynı zamanda AKP'nin kayyum politikalarına karşı da direnmemizi sonuna kadar göstereceğiz. Ahmet başkanın tutuklanmasına neden gösterilen bütün iddialar çökmüştür. On yıl önceki telefon konuşmalarını, kira olarak bankaya yatan paraları bahane göstererek Ahmet başkanı 11 gündür Silivri Cezaevi'nde tutmaktalar. Ahmet başkan cezaevinde. Peki 11 gündür aynı şekilde Esenyurtluların oyu ile seçilen 28 tane meclis üyemizi niye belediyeye sokmuyorsunuz? Esenyurtluların oylarıyla seçilen meclis üyelerimiz belediyeye giremiyor. Esenyurtluların oylarıyla seçilen Ahmet başkanımız cezaevinde. Ama o belediyede kimler var? 15 yıl Esenyurt'u yönetip Esenyurt'u bir beton yığınına çevirenler orada. Esenyurt'u rant yuvası yapanlar orada. 30 bin insanı burada konut mağduru edenler belediyeye şu anda yeniden çökmüş durumdalar. Esenyurt'un imar hırsızları orada. Esenyurt'u 15 yıl, soyup soğana çevirenler orada. Esenyurt'u bir metrekare yeşile muhtaç edenler orada. Hiç merak etmeyin değerli hemşehrilerim. Esenyurtlunun iradesine de sahip çıkmaya devam edeceğiz. Mardin'deki vatandaşlarımızın iradesine de sahip çıkmaya devam edeceğiz. AKP'nin bu kayyum politikalarını, bu hukuksuz politikalarını hem Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde hem Esenyurt'un meydanında parçalayıp atacağız. Ve bu sandık gelecek AKP gidecek. Türkiye'de her şey çok güzel olacak. FETÖ vari uygulamalar ile geçmişte akıl hocalarından öğrendikleri uygulamalar ile bugün hukuksuzluğu sonuna kadar deniyorlar. Ama bilsinler ki bir gün bu hukuk onlara da lazım olacak. Bu hukuk bir gün bu hukuksuzlukları uygulayanlara da lazım olacak. Ve o gün geldiğinde yine biz Cumhuriyet Halk Partililer haksızlığın, hukuksuzluğun karşısında olmaya devam edeceğiz.”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu'dan sonra CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik bir konuşma yaptı.

Çelik, konuşmasında şunları söyledi:

Bunu hazmedemedikleri için buraya bir kayyum atadılar”

“30 Ekim günü Türkiye'de demokrasiye bir darbe yapıldı. Bir şafak operasyonuyla sabahın saat altısında Esenyurt'ta her iki komşumuzun birinin oylarıyla seçilmiş Prof. Dr. Ahmet Özer gözaltına alındı ve aynı günün akşamında bir tutuklama kararıyla Silivri'ye gönderildi. Ve bir gün sonra Esenyurt'ta halkın iradesine bir darbe vuruldu ve buraya bir kayyum atandı. Bu demokrasi darbesine karşı 11 gündür burada mücadele ediyoruz. 11 gündür arkadaşlarımızla buradayız. Az önce kıymetli Genel Başkan Yardımcımız yedi ay burada belediye başkanlığı yapan belediye başkanımızla ilgili sokaktaki memnuniyeti sivil toplum kuruluşlarındaki memnuniyeti sizlere aktardı. Ne yaptı Ahmet Özer yedi ayda Esenyurt'ta.  Esenyurt'ta çocuk kreşleri yaptı yedi ay gibi kısa bir sürede. Yedi ay gibi kısa bir sürede ilçeye iki tane aş evi kazandırdı kent yoksulluğuyla mücadele etmek için. Ve yedi ay içerisinde burada parklar açıldı. Burada bu meydanda Esenyurt'un bütün il dernekleriyle beraber bir Kardeş Kültürler Festivali düzenlendi. Dedi ki Esenyurt Türkiye'nin ve dünyanın çok çeşitli yerlerinden insanların geldiği bir kent. Evet burada belediyecilik hizmetleri yapacağız. Temizlik işlerine özen göstereceğiz. Temeller atacağız, projeler yapacağız, yatırımlar yapacağız. Ama bu ülkede insanların kardeşlik içerisinde yaşaması da çok önemli dedi. Huzur içerisinde yaşaması da çok önemli dedi. Barış içerisinde yaşaması da çok önemli dedi. Yedi ay boyunca burada aslında çok uzun yıllarda yapılacak hizmetleri Esenyurt halkına sundu. Bundan rahatsız oldular. Bunu hazmedemediler bunu hazmedemedikleri için buraya bir kayyum atadılar.

Sandıkta kaybettiğimiz seçimi kayyum yoluyla geri alırız ve buranın rantını yönetmeye devam ederiz diyorlar”

Kayyumun buradaki ilk icraatı ne oldu biliyor musunuz değerli dostlar? Kayyumun buradaki ilk icraatı daha önce AK Parti'de il başkan yardımcılığı yapmış sonrasında Beyoğlu Belediyesi'nde memur kadrosuna geçirilmiş ve orada başkan yardımcılığı yapmış birisini buraya başkan yardımcısı olarak atadı. 31 Mart'ta Esenyurt'ta sandık kuruldu. Biz seçimi kaybettik diyorlar. Sandıkta kaybettiğimiz seçimi şimdi baskı altına aldığımız yargı yoluyla, araçsallaştırdığımız yargı yoluyla, sandıkta kaybettiğimiz seçimi kayyum yoluyla geri alırız ve buranın rantını yönetmeye devam ederiz diyorlar. Burası 2004 yılına kadar Cumhuriyet Halk Partili bir belediye başkanı tarafından yönetiliyordu. Esenyurt'un nüfusu 2004 yılında yüz bindi, 2004 ile 2019 arası Esenyurt'u AK Partili bir belediye başkanı yönetti ve 2004’den 2019 kadar Esenyurt'un nüfusu bir milyona çıktı ve Türkiye'nin nüfus olarak en büyük ilçesi haline geldi. Yani burada boş buldukları her alanı imara açtılar. Burada on kat imarlı yerlere 20 kat, 25 kat imar usulsüzlükleriyle imar verdiler ve buranın rantını yemekten doymadılar 2019’a kadar. Bugün de buraya bir kayyum atıyorlar neden bu kayyumu atıyorlar? Yeniden burayı bir rant alanına çevirmek istiyorlar. Esenyurt Türkiye'de ilçe belediyeleri arasında bütçesi en fazla olan ilçe Esenyurt'un yıllık on milyar bütçesi var. Bu rantı yemeye doymayanlar Esenyurt'un bütçesine de iştahla bakıyorlar.

Utancın fotoğrafını göstereceğim”

Etrafındaki bir avuç insanı zengin etmek için o on milyarlık bütçeyi de yönetmek isteyenler Esenyurt'a bir kayyum atadılar. Burada bir ikinci demokrasi darbesi daha yaşanıyor. 11 gündür Esenyurt'un belediye meclis üyeleri, ilçe binası, belediye binasından içeriye giremiyorlar. Kaçak yollardan girmek zorunda kalıyorlar. Kimisi kazan dairesinden girmek zorunda kalıyor, kimisi yangın merdiveninden girmek zorunda kalıyor. Bakın size bir utancın fotoğrafını göstereceğim. Burası belediye binasının merdivenleri ve belediye binasına kazan dairesinden meclis üyeleri, belediye binasına, yangın merdiveninden giren meclis üyeleri, kolluk güçlerinin marifetiyle bina içerisinde dolaştırılmıyorlar ve bir yangın merdivenine oturup orada bir direniş sergilemek zorunda kalıyorlar. İşte 21’inci yüzyılda 2024 Türkiye'sinde bunun adı bir demokrasi ayıbıdır. Biz bu ayıbı Esenyurt'a gelen İstanbul Valisi'ne söylediğimiz zaman Sayın Valim, meclis üyelerinin belediye binasına girmesini engellemek hukuksuzluktur. Bu belediyenin abluka altına alınması bir suçtur. Lütfen bu ayıbı ortadan kaldırın. Meclis üyeleri, belediye binasına girebilmelidir dediğimiz zaman İstanbul Valisi bizden üst yöneticilerle değerlendirmek üzere yani bakanlarla değerlendirmek üzere biraz zaman istedi. Bunu biz bir değerlendirelim dedi bir konuşalım dedi. Bize 25 saat sonra İstanbul Valisi geri dönüş yaptı. Ve 25 saat sonra verdiği cevap şudur İstanbul Valisi’nin. Meclis üyeleri, belediye binasına girerse kargaşa olabilir. Bir ek hizmet binasında görev yapsınlar. Bunu kabul etmiyoruz bunu reddediyoruz. Buradan İstanbul Valisi’ne ve yetkililere sesleniyorum. Esenyurt halkının oylarıyla seçilmiş belediye meclis üyelerinin halktan aldığı yetkiyle seçilmiş belediye meclis üyelerinin o belediye binasına girmesi neden bir kargaşa ortaya çıkartsın? Asıl kargaşayı ortaya çıkartanlar sizsiniz. Asıl kargaşayı Esenyurt Belediye binasını 10 gündür abluka alanlar Esenyurt'ta bir kargaşa ortaya çıkartmıştır. Esenyurt Belediyesi'nin etrafında demir bariyerlerden, çocuklar okuluna gidemiyor kadınlar sokakta yürüyemiyor.

Toplumun gerçek sorunlarını örtmeye çalışan bu iktidarla mücadele edeceğiz”

Eğer şöyle düşünüyorsanız bu meclis üyeleri 10- 15 gün gelirler. Burada bir mücadele sergilerler. Burada bir belediyeye girmeye çalışırlar. 10-15 gün gün sonra giderler diye düşünüyorsanız Sayın Valim, sayın yetkililer yanılıyorsunuz, o meclis üyeleri her gün o belediyenin önünde olacak, yol arkadaşlarımız burada olacak. Bu bizim için daha bir başlangıç, daha. Daha yeni başlıyoruz. Mücadeleye daha yeni başlıyoruz. Bir daha başlangıç, mücadeleye devam. Hem Esenyurt halkının iradesine sahip çıkmak için mücadeleye devam edeceğiz. Hem de Esenyurt'a kayyum atayan, Mardin'e Batman'a kayyum atayan Halfeti'ye kayyum atayan, sandıkta kaybettiğinde yargı yoluyla, yargı taciziyle, belediyelere çökmeye çalışan anlayışla mücadele edeceğiz. Bu anlayış yargıyı araçsallaştırarak sadece belediyelere kayyum atamıyor. Aynı zamanda siyaset yasaklarıyla önümüzdeki süreci de dizayn etmeye çalışıyor. İşte Büyükşehir Belediye Başkanımız sayın Ekrem İmamoğlu'na getirilmeye çalışılan bu siyaset yasağı da bu mevcut siyasi iktidarın yargıyı baskı altına alarak yargı tacizi ile önümüzdeki siyaset sürecini dizayn etme çabasıdır. Bununla da mücadele edeceğiz. Her gün yeni bir gündemle halkın sorunlarını örtmeye çalışan bu iktidarla mücadele edeceğiz. Bir gün anayasa tartışmasıyla, yoksulluğun üstünü kapatmaya çalışıyorlar. Bir gün kayyumlarla yoksulluğun üstünü kapatmaya çalışıyorlar. Bir gün toplumu kutuplaştırarak yoksulluğun, geçim sıkıntısının üstünü örtmeye çalışıyor. Bugün Türkiye'nin en önemli sorunu, geçim sorunu gençler geleceksizleşmiş durumda. Kadınlar can güvenliği konusunda endişeliler ve kaygılılar. Dolayısıyla toplumun gerçek sorunlarını örtmeye çalışan bu iktidarla mücadele edeceğiz. Devletin kurumsal çöküşüne neden olan bu iktidarla mücadele edeceğiz. Siyasal çürümeyle mücadele edeceğiz. Bunu halkımızla birlikte gerçekleştireceğiz. Her gün Türkiye'nin dört bir yanında erken seçim talebimizi dile getireceğiz. Ve tıpkı 2019’da olduğu gibi tıpkı 2024’te olduğu gibi bu millet onlara yine bir demokrasi tokadı vuracak. Halkımızla birlikte kazanacağız. Çünkü biliyoruz ki egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.”

Editör: Erva Gün