Haber: Esin Özdemir

Sigara ve içki fiyatlarına gelen zamlar hem tekel bayileri hem de tüketicileri vurdu. Art arda yapılan zamlar ile birlikte, Türkiye’deki sigara fiyatlarında 1 yılda 20 TL’ye yakın artış yaşandı. Kasım ayında gerçekleşen artışların ardından, en ucuz sigara fiyatı 52 TL’ye yükselirken en pahalı sigara fiyatının ise 55 TL ile 58 TL arasında değişkenlik gösterdiği kaydedildi. Fiyatlardaki artış, sigara tiryakileri ve tekel bayileri arasında tepkilere neden oldu.

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Türkiye Tekel Bayileri Platformu Başkanı Özgür Aybaş, vatandaşların ağır vergi yükü ve yanlış politikalar nedeniyle kaçak ve merdiven altı ürünlere yönelmek zorunda kaldığına dikkat çekti.

“Pandemi döneminde bile destek paketinden yararlanamadık”

Yapılan zamlar karşısında zincir marketlerin gereken tepkiyi ortaya koyamayacaklarını vurgulayan Aybaş, söz konusu marketlere vatandaşların ve tüketicilerin tepki göstermesi gerektiğini belirtti. Aybaş,  “Vatandaş bize ‘sigara satmayın o zaman’ diyebilir. Haklı da. Ancak zincir marketler satacağı için tekel bayilere ‘siz satmayın’ diye bir söylemimiz olamaz. Herkesin ödemeleri, günü gelen senetleri, kredileri var. Tekel bayileri günlük cirolar ile ayakta kalan bir esnaf grubu. Pandemi döneminde bile destek paketinden yararlandırılmayan meslek grupları içinde yer alıyoruz” dedi.   

"Altın Konteyner İhracat Ödülleri" sahiplerini buldu "Altın Konteyner İhracat Ödülleri" sahiplerini buldu

                                               Özgür Aybaş

                                                Türkiye Tekel Bayileri Platformu Başkanı Özgür Aybaş              

“Yüksek vergiler, kaçak alkol kullanımını artırıyor”

 Alkollü içkilerden ÖTV’nin kaldırılması gerektiğini kaydeden Aybaş, Bulgaristan’dan Gürcistan’dan ve Kıbrıs’tan gelen kaçak içkilerin neredeyse her köşe başında satıldığını belirtti.  Alkole uygulanan yüksek vergilerin kaçak alkol kullanımının önünü açtığını ve tüketicinin çareyi etil alkolde bulduğunu ekleyen Aybaş, şu ifadeleri kullandı:

“Geçen yıl en yüksek düşüş ise bira tüketiminde görüldü. Aslında bu bilgi gerçeği yansıtmıyor. Çünkü edinilen veriler ve yapılan değerlendirmeler, bandrollü ürünlerden ve vergisi peşin alınan satışlar üzerinden yapılıyor. Oysa kaçak alkolün tutanağı olmadığı için tüketilen litre miktarı bizlere doğru bilgiyi sunmuyor. Devletin negatif dışsallık modeli baz alınarak, alkolü içkiler üzerinde oluşturduğu baskı ve akabinde alkol tüketimini engellemeye yönelik yüksek vergiler, bireyleri kaçak ve yasal olmayan ürünlere yönlendiriyor.”

“Zamlar, devlete yüksek oranda vergi kaybı yaşatıyor”

Devletin yüksek oranda kayıt dışı ticaretten milyarlarca vergi kaybı olduğuna dikkat çeken Aybaş, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinin, kaçak içki ve bandrolsüz satış nedeniyle tam anlamıyla gerçeği yansıtamayacağını kaydetti.  Yüksek vergi uygulamasının sentetik uyuşturucuların üretimine ve el altından satışına dolaylı yoldan katkı sağladığının altını çizen Aybaş, şunları söyledi:

“Vergi artırımı, ürüne ulaşımın engellenmesi ve belirli saatlerde getirilen yasaklar ile alkolle mücadelede çözüme ulaşılamaz. Mücadelenin temelinde insan olduğuna göre, bunun en mantıklı çözüm yolu eğitim ve öğretim. Alkol muhakkak ki sağlığa zararlı. Aksini iddia etmek ve savunmak cahillik. Buna karşın, çarpık düzenden kaynaklı tüm olan bitenin faturasının içki tüketenlere mahsup edilmesi adil değil. Son olarak, içkinin bu denli kısıtlanması, belirli saat aralığına sıkıştırılması, reklam yasağı ve idari para cezaları, ülkemizin Batı nezdinde Orta Çağ zihniyetini temsil ettiğini gösteriyor.”

Editör: Esin Özdemir