Politika

Özel'den 'normalleşme' açıklaması: Gerekli görürsem Erdoğan ile bir daha konuşurum

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, normalleşme tartışmalarına ilişkin, "Katlanmak durumundasınız. Bence normali liderlerin birbiri ile konuşabiliyor olması. İsrail Türkiye’ye saldıracak dediğinde kapalı oturum talep ettim. Gelsin, anlatsın dedim. Eğer lüzum görürsem, gider görüşme talep ederim. Normalleşme bitti diyorlar. Bitmedi. Ben gerekli görürsem gider Erdoğan ile bir daha konuşurum" dedi.

Abone Ol

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Medyascope yayınına katılarak gazetecilerin sorularını yanıtladı. Özel, "Yapılacak ilk genel seçimlerde partisinin iktidara geleceğini belirterek, “Bu parti iktidar olacak. Bunun önündeki tüm engelleri kaldırmak için büyük gayret sarf edeceğim, başta kendi egomu, kibrimi, heveslerimi ve hedeflerimi bir kenara koyarak başladım. Çünkü, ‘ben’ dersem kaybederiz. Ben şunu yapabilirim, kendimi adaylaştıracak zemin yaratabilirim ama seçimi kaybederim. En doğru adayı adaylaştırıp, bu iktidarı gönderip, bu ülkede demokrasiyi kuracağız” dedi.

"Sırada hayvancılık mitingi var"

Özel'in açıklamaları özetle şöyle:

“Biz 10 ayda 11 miting yaptık. Bunlardan bir tanesi emekli mitingiydi, A Haber elinde kamera, ‘Emekli mitinginde emekliler yoktu, CHP’liler vardı’ demek için fır döndü ve haberi yapamadılar. Ben orada gördüğümde gırtlağım düğümlendi. Giyimleri ve kuşamlarıyla son derece yoksullaşmış, inanılmaz bir emekli kitlesi vardı. Emekçi mitingi yaptık. Atanmayan öğretmenlerle ilgili miting yaptık. Hatta tematik mitinglere girdik. Erdoğan’ın memleketinde çay, Gaziantep’te fıstık, Hayrabolu’da buğday, Giresun’da fındık, Manisa’da tarım mitingi yaptık. Yaptık da yaptık. Şu anda işte sırada hayvancılık mitingi var. Her yerden talep geliyor. İktidara sözümüzü bir kelime eksik söylemedik. Eleştirmeden bıraktığımız bir alan yok. Ama bir şeyi yapmadık. Adını biz normalleşme koyduk. Erdoğan yumuşama dedi. Şimdi terminoloji normalleşmede sabitlendi.

"Normalleşme bitmedi"

Sizin hoşlanmadığınız birisi, birisini övüyorsa o övülen kişinin lehine değildir. Bunu kabul etmek lazım. Bu işin bunlar yan etkileri. Katlanmak durumundasınız. Bence normali liderlerin birbiri ile konuşabiliyor olması. İsrail Türkiye’ye saldıracak dediğinde kapalı oturum talep ettim. Gelsin, anlatsın dedim. Eğer lüzum görürsem, gider görüşme talep ederim. Şu ana kadar ikinci görüşmeyi gerektirecek bir şey olmadı. Normalleşme bitti diyorlar. Bitmedi. Ben gerekli görürsem gider Erdoğan ile bir daha konuşurum. Ben Erdoğan’dan 28 Şubat paşalarını istedim. Hallettiler, teşekkür telefonu açtım. Gezi ile ilgili çalışıyor arkadaşlar dediler, sonuç alamadık. Sonuç alırsak döner tekrar… Sonuç aldığımız nokta var, almadığımız nokta var ama şöyle bir gerçeklik var. Ben yumuşak siyaset yapma karşılığı bir şey istesem çok sonuç alırım. Ama ben en sert siyaseti yapacağım ama sizinle gerektiğinde görüşeceğim. Siz de gelirsiniz, ben de gelirim. Devlet Bey’e de gittim, DEM’e de gittim. Ben o günden 1 Ekim’de Cumhurbaşkanı geldiğinde ayağa kalkacağımızı biliyordum. Bunun gerekli olduğunu düşünüyordum. Ben siyasete belli yerlerden bakarım. Mesela Manisa’nın Hacıhaliller köyünden bakarım. Manisa Hacıhaliller köyünden birisine derdini anlatırken, adam sana diyor ki yahu kardeşim tamam konuşuyorsunuz da hatta biz kahveye girince çıkıyor bazıları, ‘yahu amcam nereye gidiyorsun’ deyince ‘sen benim seçtiğim cumhurbaşkanını tanımıyorsun, ben seni niye tanıyayım’ diyor ve gidiyor. Benim OHAL’de referanduma, OHAL’de seçilmesine, bu seferki adaylığına itirazım var ve bence ciddi bir meşruiyet sorunu var. Ama üçüncü kez bu mesele ile ilgili sandıktan çıkınca onun seçmeni onda sorun görmeyip, sen onun karşısında ayağa kalkmayınca sende bir sorun görüyor kendisine dair."

"Ben partimi iktidar yapmaya çalışıyorum"

Özel, “Özgür Özel sanki Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan oluyor, yorumları geliyor” denmesi üzerine şunları söyledi:

“Evdeki bulgur ana muhalefetse, ben pirincin peşinden gideceğim. Evdeki bulgur ana muhalefetten öteye gitmiyorsa ben pirincin peşinden giderim kardeşim. Ne olur en sonunda? Ben kazanılacak bir seçimi kaybettirecek işler yapmam. Bir kere herkes onu bilsin. Ben kendi adaylığımı dayatıp en doğru adayın seçilmesine mani olmam. Biz gittiğimizde seçime, ben Erdoğan ile ne koalisyon kurarım, diyorlar ya acaba MHP gibi mi yapacak? Niye yapayım? Ben partiyi iktidar yapmaya çalışıyorum. Ama ben bunu yaparken ortalama seçmenin ne hissettiğine bakarım. Şimdi göreceğiz anketlerde. Hatta ilk anketi sizinle paylaşayım. CHP’nin Erdoğan geldiğinde ayağa kalkmasına seçmen ne diyor? Ben her şeyi ölçtürüyorum, 31 Mart seçiminin arkasında dört büyük başarı var. Bu dört büyük başarının bir tanesi kampanyanın, bir tanesi örgütün başarısı, bir tanesi doğru adayların belirlenmiş olması, bu doğru adayların belirlenmesinde ölçme ve değerlendirme. Eskiden yüzde yarım harcıyorduk ankete, altıda birini, yüzde 18’ini kampanyanın ankete harcadım. Her şeyi ölçüyoruz. Haftaya sonuçlar çıkacak ve göreceğiz. CHP seçmeninde destekte azalma olabilir bu meseleye. O kadar kötü aksettiriliyor ki sanki 2017’ye kadar kalkmamışız gibi. Abdullah Gül’e kalkmamışız gibi, Erdoğan’a kalkmamışız gibi, 2021’de kalkmamışız gibi. Maalesef öyle bir yapılıyor ki. Muhalif medyada işte, öyledir de böyledir de. Ama göreceğiz genel seçmende nasıl karşılanıyor? Genel seçmende nasıl karşılandığı benim için önemli. Çünkü gelecek seçimin cumhurbaşkanı adayı ben değilim. Seçmen Erdoğan’ın karşısında kalktı diye bana kızıp adaya oy vermeyecek hali yok. Ama bizim partinin sözünü duyabilecek dünya kadar AKP’ye önceden oy vermiş seçmen, şimdi kulaklarını hiç olmazsa kapatmıyor. Biraz açtı. Bütün göstergeler bunu gösteriyor. O yüzden her türlü riski ve bedeli ödemeye razıyım. Bu muhalefetten kurtulmak için gerekirse kendimi feda edeceğim. Ama partiye bu seçimi kazandıracağım. Çünkü biz kurtarmazsak, dönüp baktığınızda bazıları, bir tanesi çıkmış ‘Biz kimsenin önünde ayağa kalkmayız.’ Partinin oyu yüzde 1,5 bizden giden tepki oylarını alıyorsun. Meclis’teki her konuşmanı biz devrettik, ben devrettim. CHP olmadan, CHP başarmasa başarabileceğine inanan var mı?

"Biz, Türkiye meselelerini konuşursak bize geliyorlar"

Bir önceki ayda biz 1,3 öndeydik, bu ay hata payı içinde. Hala 30'un üstündeyiz. Kırılımlarına bakmadım ama baktığım kırılımların tamamında biz kendi içimize dönünce AKP'li, MHP'li ve son seçimde bize oy vermiş seçmen kaçıyor. Kararsıza geçiyor. ‘Bunlar yine başladı, birbirine uğraşmaya’ diyor. Ben bundan sonraki aylarda geri geleceğini düşünüyorum. Bir de şöyle bir şey var. Şunu çok net görmek lazım. Bugün kararsızların içinde son seçimde CHP'ye oy vermişler var tabi. Nasıl var? Onlar bir önceki seçimde AK Parti'ye oy verdi. Biz bu seçimde onlardan biraz önce söylediğim şekilde oy aldık. Şimdi o insanlar bize bakıyorlar. Normalde parti oyumuz 5 parti birden 25’ken, 38'e çıktı. Bu 38'in bizde kalmasını kim bekleyebilir? Elbette düşecek. Marifet 25'e düşmesin, eski kodlarına dönersen 25'e düşersin. Doğru siyaset yaparsak tutabildiğimizi tutarız. Biz 22 yıl boyunca ilk kez 31 Mart gecesi, anketlerde ilk kez 31 Mart'tan sonra AKP'yi geçtik. Panorama TR'de bu ay, geçen ay da Metropoll’de vardı. Bu ay Metropoll’de yükselmişiz, Panorama’da bir tık düşmüşüz. Metropoll’de kafa kafaya gelmişiz. Onlar iki puan düşmüş, biz iki puan çıkmışız falan ama Panorama ağustosta çalışmadı. Eylülde, eylül ortasında, ağustos ile eylül ortasına kadar olanı yaptılar. Ben de takip ettim, tam bunu söylüyorum. Kendi içimize dönersek AKP ve MHP'den bize gelen seçmen kararsıza geçiyor. Biz, Türkiye meselelerini konuşursak bize geliyorlar. Bu kadar net."

"Bu istinaf kararı çıkmamalıdır. Çıkarsa burunlarından getirmeliyiz, çok ciddi mücadele vermeliyiz"

Özel, “Ekrem İmamoğlu’na ceza çıkarsa CHP ne yapacak?” sorusu üzerine de şu yanıtı verdi:

“Şimdi olası krizden sonrasına hazırlanan strateji plan hazırlanır. İlan edilmez. Onu benden istemeyin. Ama hazırız. Normalleşmemesi lazım bunun. Ben bunu bizim toplantılarda söyledim. Sanki bunun ilan edilmesi normalmiş, beklenen bir şeymiş, edilebilirmiş gibi yapmamak için o güne hazır mısınız çok konuşmamak lazım. Ama eğer bir onama kararı çıkarsa yapacağımız her şey, atacağımız her adımı, MYK'dan ve İstanbul Büyükşehir’den, İstanbul İl Başkanlığı'ndan arkadaşların bir araya geldiği uzmanlık heyeti, uzun uzun çalıştılar. Bu toplantıların birine Ekrem Bey de katıldı. Birine ikimiz birden katıldık. O basına yansımadı. İlk kez sizde söylemiş oldum. Üzerine gayet güzel şekilde çalıştık. O konuda hazırız ama istinaf kararıyla ilgili şöyle bir şey. Benim tahminim istinafta bunu onayabilirler. Yargıtay sürecini uzatabilirler ve hep bizi şu tartışmada tutmak isteyecekler, İmamoğlu siyasi yasak alacak mı, alırsa aday olamayacak, kim olacak, o mu olacak, bu mu olacak? Bu tartışmanın satın alınmaması lazım. Örgütümüze, sözüme değer veren herkese diyorum ki bir bu istinaf kararı çıkmamalıdır. Çıkarsa burunlarından getirmeliyiz, çok ciddi mücadele vermeliyiz. Ama lütfen aday kim tartışmaları yerine İmamoğlu'nun nasıl iyi belediye başkanlığı yaptığını görüp görünür kılıp anlatmalıyız. Milletin gönlünde orada yükseldikten sonra adaylaşma süreci kolay. Bu adı geçen diğer adaylar için de böyle. Adayım demekle milletin gönlüne giremez. İşini yapıp, güzel şeyler yapıp insanların tercih ettiği birisi olduğunda aday olabilirsin. Ben kimsenin adaylığına partinin genel başkanı olarak çelme takmayacağım. Ama şöyle bir şeyi görüyorum, şöyle bir şeyi iktidar medyası CHP'de aday tartışmasını erken başlatmayı çok istiyor. Buna maalesef alet olan, buna hizmet eden yaklaşımlar var. Gerçekten samimilerse, bu iktidardan kurtulmak istiyorlarsa bizi buraya çekmek yerine bizim ismi geçen adayları işlerini yapmaları noktasında onları rahat bırakmalarını istedim."

"Altı ay kala erken seçimi kabul etmem"

Özel, “Erdoğan son altı ay kala erken seçim derse ne yanıt verirsiniz” sorusu da şöyle yanıtladı:

“Kabul etmeyiz diye söyledim yani onu. Bakın bundan sonra bize aday kim diye soruyorlar ya AK Parti'nin adayı kim diye soracağım. Çünkü AK Parti'nin adayı kim? AK Parti'nin adayı Erdoğan'sa erken seçim lazım. Yani bizim de oy vermemiz lazım. Ben sadece bir sene boyunca buna izin veririm gelsin yarışalım. Bir sene geçti Erdoğan aday olacak, gelin anayasa değişikliği yapalım. Yok, kabul etmiyorum, oturmayacağım. Bana böyle altın tepside iktidar vadetseler Erdoğan eliyle, ben o anayasayı Erdoğan için değiştirmem. Eğer Erdoğan aday olacaksa bir sene sonra olsun. Yok son 6 ayda geleceğim, aday olacağım, 6 ay daha dişimi sıkarım aday olamazsın. Hesabını ona göre yapsın. Bu kadar net, bu kadar. Ben bunu boşu boşuna söylemiyorum. Tam 5 yılın ortasındasın, 2,5 ben koydum, 2,5 sen koy. Kendine güveniyorsan gel seç. Şu anda Erdoğan'ın bize karşı seçim kazanabilecek durumu yok. Bence bundan sonra olmayacak ama bunun için bir tek şeye ihtiyaç var. Öz güvene, öz güvene, öz güvene. Bu parti 31 Mart'ı öz güvenli siyasetle kazandı, bir şeye ihtiyaç var. Birlik ve beraberliğe. Bu partinin içindeki bir karışıklıktan kendisine bir gelecek bekleyen varsa, Türkiye'nin geleceğini, çocuklarımızın geleceğini feda ederek, kimseye siyasi gelecek imkanı tanımayacağım, bunu da bilsinler” diye konuştu.