CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bugün Gezi Parkı davası tutukluları film yapımcısı Çiğdem Mater ile belgeselci Mine Özerden’i Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde ziyaret etti. Özel, ziyareti sonrasında cezaevi önünde gazetecilere açıklama yaptı.
Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın tutuklanmasının ardından Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Turpun büyüğü heybede” sözlerine tepki gösteren Özel, “Siyasi mafyalığa soyunmuş durumda. Bizi tehdit ediyor” dedi. Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Turplar büyüklüklerine göre bakılıyor ve büyüdükçe endişe artıyorsa turpun büyüğü sandıkta Sayın Erdoğan. Öyle en korkulan turp en büyük turp oluyorsa öyle anlatıyorsun ya bize. ‘Beşiktaş ne? Turpun büyüğü heybemde’ diyor. Turpun büyüğü sandıkta. Korkmuyorsan sandığa gel. Turpun büyüğü mü orada, küçüğü mü orada, gözünle görürsün. Biz CHP olarak elbette olmamız gereken her yerdeyiz. Yarın bininci günse buradayız. Boğaziçi’ndeyiz. İstanbul Barosu’nun arkasındayız. Dünyanın en büyük barosunun avukatlarının seçtiği yönetim kurulunun yanındayız, arkasındayız. Nerede olmamız gerekiyorsa oradayız ama mücadelenin teker teker değil, bir bütün olarak verilmesi gerektiğinin de farkındayız. O kapsamlı süreç için CHP hem kararlı hem güçlü hem de milletin kendine verdiği vazifenin farkında olarak tüm çalışmalarını yapıyor. Tayyip Erdoğan’a şunu söyleyeyim. Oyuna gelmeyeceğiz ama hiç heveslenme nasılsa oyuna gelmezler diye, ‘şöyle yaparlar’ diye düşünme. Senin oyuna gelmeme oyununa da gelmeyeceğiz. Sen benim ne demek istediğimi anladın.
“Bizim yerimize içeride yatıyorlar”
İçerideki arkadaşlarımızın sağlık durumları çok iyi. Bin gündür içerideler, moralleri çok iyi. Çünkü haklı olmanın, suçsuz olmanın gücüyle hayata tutunuyorlar. Biz onların dışarıya, içeriye girerken olduğu gibi dimdik çıkacaklarından eminiz. Daha önce nasıl dimdik girenler dimdik çıktıysa arkadaşlarımız da bu şekilde çıkacaklar. Gezi davası, Türkiye’nin uluslararası anlaşmalarına ve uluslararası anlaşmalar gereği uymak zorunda olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına göre de Anayasa Mahkemesi kararlarına göre de milletin vicdanına göre de hükümsüzdür. Yoktur. İçerideki tüm arkadaşlarımız boş yere burada tutulmaktadırlar. Bir kez daha söyleyeyim. Bizim yerimize içeride yatmaktadırlar. Sayın Erdoğan’ın hakaretler ettiği, Gezi’yi destekleyen 10 milyonlarca kadın adına burada iki arkadaşımız yatıyor. Tayfun Kahraman partimin üyesi, benim adıma yatıyor. Türkiye sivil toplumundaki herkes için, İstanbul’u sevdiği için, itiraz eden herkes için orada Can Atalay yatıyor. Orada Osman Kavala yatıyor. O yüzden biz beşine de sahip çıkıyoruz. Ben de Gezi’deydim. Ben ülkenin ana muhalefet lideriyim. Orada yatan arkadaşlar, burada yatan arkadaşlar benim yerime yatıyorlar. Davaları, bu kadar davamızdır.
“Bu iş fazla uzadı”
Gezi olaylarında yaşananların Türkiye’ye verdiği zarar diye söylenen yani barışçıl süreç bitip de Tayfun Kahraman, Erdoğan’la görüşüp de ‘AKM yıkılıp yerine AVM yapılmayacak, ağaçlar kesilmeyecek, topçu kışlası inşa edilmeyecek. Mahkeme kararı beklenecek, aleyhte de olsa referandum yapılacak. Artık Gezicilerin takdirine sunuyorum parkı boşaltmayı’ deyip de bazı oradaki bu açıklamadan tatmin olmayanların tepkisini bile çeken Tayfun Kahraman, Gezi’yi yakıp yıkmakla suçlanıyor. Oysaki şiddetle şu kadar ilgisi yok bu arkadaşların. Bu arkadaşlar barışçıl itiraz sürecinin sivil toplum tarafları. Gezi tut ki zarar verdi Türkiye’ye, gözümüzün önünde oldu, toplam zarar ortada. O günden bugüne bu arkadaşların içeride olması, Avrupa Konseyi’nde Türkiye’ye kimsenin selam vermemesi, Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğundan çıktığı için Türkiye’ye yabancı sermayenin, yatırımın gelmemesi, Türkiye’nin gelişmekte olan bir ülke olma yerine demokrasisi sıfırlanmış ülkeler kategorisinde olması, bütün endekslerde sonlarda olması ne zarar veriyor, bir de onu hesaplayın. O yüzden artık bu iş fazla uzadı.
“İktidarı devretmeye hazırlansın”
Birisi her şeyi kendinden, kendi siyasetinden, kendi partisinden ibaret sanıyor. O bir kişiye, her seferinde dünyaya, ‘Dünya beşten büyüktür’ diyen o bir kişiye Türkiye’nin kendisinden büyük olduğunu söylemek lazım. Öyle habire AK Parti seçimlerde slogan diye kullanıyordu, ‘uzun adam’. Artık zamanı geldi, hep beraber bu kadar yaşananlardan sonra Erdoğan’a şunu söylemek lazım. O kadar da uzun boylu değil. Buradan sonra artık bambaşka bir sürecin içindeyiz ve o süreç, bu kötülükten Türkiye’yi kurtarma sürecidir. O yüzden kafasında nelere hazırlanıyor, bilmiyorum. İktidarı devretmeye hazırlansın. Bunun dışında hiçbir şey söylemiyoruz kendisine. Bizim söyleyeceklerimiz bu kadar.”