Özel, konuşmasının başlangıcında vefatının 18. yıl dönümünde ziyaret ettiği CHP eski Genel Başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti eski başbakanlarından Bülent Ecevit'i andı.
Özel'in konuşmasından satır başları şu şekilde:
Partisinin oy oranını açıklayan Özel, "Seçim satıh maline gelindiğinde partinin oyu bir ay öncesinde yüzde 30'u geçiyor. O ay yüzde 38 alıyoruz ama "Bu pazar seçim olsa?" sorusuna yüzde 34'lerde CHP cevabı veriliyor ve o büyük zafer geliyor o gece" diye konuştu.
"Erdoğan'ın post sorunu vardır"
Öcalan çağrısı sonrası yeni anayasa vurgusunda bulunan ve Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olarak yola devam etmesini savunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye yanıt veren Özel, "Bahçeli ağzındaki baklayı çıkarmıştır. Erdoğan'ın kürt sorunu yoktur, kürk sorunu vardır. Recep Tayyip Erdoğan'ın post sorunu vardır" ifadelerini kullandı.
"Sayın Bakan, sizin sözünüzü tutmanızı bekliyor bu evlatlar"
Geçen sene ilk çıktığımda ilk grup toplantısında gündemimde ilk olarak diyabet hastası çocuklar vardı. Demiştim ki; bugün Dünya Diyabet Farkındalık Günü. TİP 1 diyabetli çocuklarımız var. Doğuştan şeker hastası. Devlet onlara durumlarının ölçülüp insülin iğnesi yapılmasıyla ilgili masrafları karşılıyor. Yani parmağıa bir iğne batırıyorsunuz. Kan çıkıyor, ölçüyorsunuz. Duruma göre de iğne yapıyorsunuz. Bu küçücük bebeleri, o yumuşacık parmakları beş, altı, dokuz, on iki yaşındaki evlatların canını yakıyor. Bu eski teknoloji. Şimdi dünyadaki bütün çocuklar Türkiye'dekiler hariç artık bundan kurtuldular. Buraya bir sensör takılıyor. Kan şekeri annesinin, babasının cep telefonuna anlık olarak geliyor. İğne olması gerekirse uyarı geliyor. Doktoruna da bildiriyor. Hatta devamında artık insülin pompası var, karına oluyor. Buradan bilgi gidip insülin salgılanıyor ve her şekerden ve her ünite insülinden annenin, babanın, doktorun anlık haberi olur. Bizim Sosyal Güvenlik Kurumu'muz bunu ödemiyor. Bunu anlatmıştım. Bu gündemden sonra Bakan çıkıp 'evlatlarımızın bu sorununu en kısa sürede çözeceğiz' demiştiler. Bir yıl geçti İdil'lerin, Mehmet'lerin, Kübra'ların, Mustafa'ların günde 10-12 kez parmakları delinmeye devam ediyor. Sayın Bakan, benim hala canım yanıyor. Sizin sözünüzü tutmanızı bekliyor bu evlatlar. Bir kez daha hatırlatıyoruz.
"CHP'nin iktidarında yetim ilaç diye bir şey kalmayacak"
Salonun girişinde beni kas hastalığı olan iki evladımız karşıladı. Onların sorunu yetim ilaç sorunu. Yetim ilaç, CHP'nin sürekli dile getirdiği nadir ve çok nadir görülen hastalıkların ilaçlarıdır. O kadar az görülür ki o ilacı üretmeye ekonomik olarak bir fayda yoktur. Ya üretmezler çocukların ilaçları yetimdir ya da üretirler ama o kadar pahalıdır ki aile alamaz. Maalesef Türkiye'de devlet de kalmıyor. Devlet de ödemiyor. Şöyle bir mesele; yetim ilaç yoksa her birimiz bir ağacın altında, ovada, geceleyin ailemizle çadırda olduğumuzu düşünelim yetim ilaç politikanız yoksa birimizin evine yıldırım düşer. Orası yanar. Onun yakınları ağlar, gerisi duymaz. Bunu dünyada böyle yapan yani 'kötü piyango sana vurdu. Onu ödeyecek paramız yok' diyen devlet çok azdır. Maalesef bir tanesi de Türkiye Cumhuriyeti Devleti, onu yönetenler böyle yapmaktadır. 2011 yılında girdiğimiz ilk günden grup başkan vekililliğini bıraktığım son güne kadar Plan Bütçe Komisyonu'nda sağlık bütçesine yetim ilaçla ilgili muhalefet şerhi yazan bir milletvekili olarak söylüyorum; bu kas hastası çocuklar ilaçlarını istiyorlar. Türkiye'de her yaştan çocuklar ya da büyükler, nadir hastalıklarla boğuşan, ilaçları ödenmeyen, ödensin diye mahkeme mahkeme gezenler perişanlık çekiyorlar. Grubumuzu sağlıkçı milletvekillerimizi, Sağlık Bakanlığı bütçesinde bu konuyu ana gündem olarak tekrar gündemleştirmeye, Plan Bütçe Komisyonu'nda muhalefet şerhini yazmaya, Meclis kürsüsünde bunu savunmaya devam edeceğiz. İki evladımız dediler ki; 'ilacımızı istiyoruz.' 'Söz söyleyeceğim' dedim. Ben sözümü tuttum. Ve bir söz daha veriyorum; CHP'nin iktidarında yetim ilaç diye bir şey kalmayacak, yetim ilaçlar doğru akılcı yöntemlerle tüm vatandaşlarımıza doğru politikayla ulaştırılacak."