Politika

Özel: Parti içinde adaylık tartışmalarını bir kenarı bıraktık

CHP Genel Başkanı Özel, “AK Parti'nin bir aday sorunu vardır. Onların sorunları ortada dururken işiyle gücüyle meşgul ve son derece başarılı CHP'li belediye başkanlarını adaylık tartışmasının içine sokmak, ikili bir tartışma yaratmak, parti içi gündemler yapmak sadece ve sadece sarayın ve onun destekçisi Devlet Bahçeli'nin hesabına gelen bir meseledir. Biz parti içinde adaylık tartışmalarını bir kenarı bıraktık” dedi.

Abone Ol

Ülke Politikaları Vakfı, İkinci Yüzyıl Forumları'nın 4’üncüsünü Demokrasi Yoluna Dönüş Forumu düzenledi. Foruma, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu , CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, CHP Genel Başkan Yardımcıları Gökan Zeybek, İlhan Uzgel ve Yalçın Karatepe, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, milletvekilleri, belediye başkanları ve çok sayıda akademisyen katıldı.

Özgür Özel, yaptığı konuşmada, muhalefet belediyelerine atanan kayyumlara, erken seçim ve adaylık tartışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu.

'Tencere dibin kara, seninki benden karaya getirmeye' çalışıyorlar

Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"AK Parti'nin bugünkü yönetimi, 'Biz temiz belediyecilik yaptık. Biz kayırmacılık yapmadık. Biz kent suçları yapmadık. Biz israf etmedik, yolsuzluk yapmadık'a bu milleti ikna edemeyeceğini artık görmüş. O yüzden 'tencere dibin kara, seninki benden karaya getirmeye' çalışıyorlar. 'Bunlar da yapıyorlar' demeye çalışıyorlar. Oysa tam olarak karşı karşıya olduğumuz şey şudur: Bizim belediyecilik anlayışımız bembeyaz bir kağıdın üzerine konulabilecek bir kurşun kalem noktasının beyazın kir gösterme kapasitesinden dolayı tartışıldığı ama diğer tarafta gri bir sayfanın üzerine kurşun kalemle yazdığınız hiçbir şeyin görünmediği kadar farklıdır iktidarın belediyecilik anlayışıyla."

"Hiçbir belediye başkanımın veremeyeceği hesap yok"

"Görevi denetim olan bütün müfettişlere şunu söylüyorum" diyen Özel, sözlerine şöyle devam etti;

"Çok kutsal bir iş yapıyorsunuz, bu ülkenin kaynaklarını denetlemek sizin göreviniz. Bunu hukuka uygun yaptığınız takdirde başımızın üzerindesiniz. Hiçbir belediye başkanımın veremeyeceği hesap yok ama suç icat etmek üzere görevlendirildiyseniz, gelip 'bunları karıştırın, bunları tartışmaya açın' diyorsanız, bun diyenlere hizmet ediyorsanız o zaman yapılan her açıklamayı, atılan her imzayı tarih önünde takip edeceğimize ve hesabını soracağımıza söz veriyoruz. Devlet memur olanlara sonuna kadar saygımız, iktidarın celladı olanlara da sonuna kadar takibimizin kararlılığı içinde olduğumuzu ifade etmek isterim."

"İktidarın tek umudu muhalefetin parça parça olmasıdır"

"Bugün iktidarın tek umudu muhalefetin parça parça olmasıdır, tek umudu muhalefetin savrulmasıdır, tek umudu muhalefetin birbiriyle tartışmasıdır." diyen Özeli şunları kaydetti;

"Bundan sonraki umudu da muhalefet partilerinin kendi içlerinde yapabilecekleri lüzumsuz tartışmalardır. Örneğin, AK Parti'nin Genel Başkanı, 'Seçimsiz 4 yıl var' derken, elde de YSK'nın o kararı dururken, yani 'Bu Cumhurbaşkanı'nın ikinci dönemidir, seçimler Meclis tarafından yenilenmezse bir daha aday olamamaktadır. Yenilenirse son bir kez aday olabilmektedir.' Bugünkü erken seçim çağrılarına, 'Erken seçim yok, gününde yapılacak' denmektedir. O zaman kendisi aday değildir. AK Parti'nin bir aday sorunu vardır. Mevcut İçişleri Bakanı mı bir önceki mi, mevcut MİT Başkanı mı bir önceki mi ya da mevcut damatlardan hangisi soruları ortada dururken işiyle gücüyle meşgul ve son derece başarılı CHP'li belediye başkanlarını adaylık tartışmasının içine sokmak, ikili bir tartışma yaratmak, parti içi gündemler yapmak sadece ve sadece sarayın ve onun destekçisi Devlet Bahçeli'nin hesabına gelen bir meseledir. Biz parti içinde adaylık tartışmalarını bir kenarı bıraktık."

Muhalefete de çağrıda bulunan Özrl, şunları söyledi;

"İktidarın istediği savrulmayı yaşamadan, yan yan durma kültürüne sahip olarak geçen seferki hatalardan ders alarak bu ülkenin geleceğine, bu ülkenin bütün demokratlarının hep birlikte sahip çıkması elzemdir. Madem ki hedef ikinci yüzyılda Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği hedefe yürümektir. Onun gösterdiği yer; çağdaşlık, aydınlanma, gelişmiş ülkeleri yakalamak ve geçmektir. O hedefte kuvvetler ayrılığı vardır, güçlü bir parlamento vardır, yürütme-yasama-yargının birbirinin düşmanı değil ama birbirinin destekçisi ama net olarak birbirinden ayrılması vardır. O hedefte Avrupa Birliği'ne tam üyelik de vardır. Bu hedefleri terk edip kişi başına milli gelirin 4 bin dolar olduğu, yönetenlerin kudretli, araçların zengin, halkın fakir ve tebaalaşmış olduğu yerler yerine yönetenlerin mütevazı, halkın zengin olduğu yere yürüme hedefi vardır. Biz bu azim ve kararlılıkla Gazi'nin partisini yönetiyoruz ve ilk seçimlere hazırlıyoruz. Bütün muhalefet partilerinin de bu dayanışma içinde olduğunu, olacaklarını ve hep birlikte bu ülkenin geleceğini kuracaklarını düşünüyorum."